Namjoon, Seokjinin elinden tutmuş onu salıncaklara doğru çekiştiriyordu "inanmıyorum sana gamzeli sahiden salıncağa mı binmek istiyorsun?" dedi Seokjin.."Ne var ya Yoongide senin gibi yapıyor her seferinde.. Neymiş kocaman adam olmuşum hala çocuk gibi davranıyormuşum.." diye söylendi Namjoon..
Şimdi salıncaklara gelmiş sallanan çocuklardan birinin inmesini bekliyorlardı.. Namjoon yerinde duramıyordu.. Seokjin içinden geçirdi sahi onu mutlu etmek bu kadar kolaymıydı..
Çocuklardan biri inince, insanların bakışlarını umursamadan salıncağa attı kendini Namjoon.. Beklentiyle Seokjine bakıyordu.. "Ne ? Ne oldu ?" diye sordu Seokjin..
"Hadi sallasana beni.."dedi Namjoon güzel gamzelerinin Seokjinin ikna olmasını hızlandırmak için işe yarayacağını biliyordu.. Gülümsedi.. Seokjin "Ahh tanrım cidden bunu yaptığıma inanamıyorum.." diye söylenerek Namjoonun arka tarafına geçip onu sallamaya başladı..
Seokjin hem Namjoonu sallıyor hem de kendi kendine söyleniyordu.. "Tanrım benim gibi saygın bir iş adamı bu halde görülse off cidden.."dedi.. Namjoon ilk başkarda onu duymazdan gelse de son söylediği bardağı taşırmıştı.. Çok şey istemiyordu Namjoon onunla eğlenip çocuk olabilmesini istiyordu.. Gözü çok yükseklerde değildi çünkü...
"Tamam sallama artık inicem ben.." dedi sesindeki hayal kırıklığıyla.. Seokjin ne olduğunu anlayamadan Namjoon salıncaktan inmiş oturdukları banka doğru yürümeye başlamıştı.. Seokjin durduğu yerden koşar adım peşine takıldı Namjoonun... Banka oturdu Namjoon, kırılmıştı ve bunu belli etmekten çekinmiyordu.. Sevmezdi bazı şeyleri içinde yaşamayı...
Seokjin sessizce yanına oturdu.. Kafasını eğdi gamzelisine doğru " gamzelim ne oldu yanlış bir şey mi yaptım?" dedi.. Oda üzgündü şimdi istemeden de olsa onu kırmış olmak üzüyordu onu..
Namjoon "boşver önemli değil.. Senin gibi saygın bir iş adamının benimle eğlenmesini beklemem hataydı.."dedi.. Seokjinin kalbine bir bıçak saplanmıştı. Onun böyle düşünmesi onu çok üzüyordu.. "Gamzelim lütfen çok özür dilerim saçma sapan şeyler çıktı ağzımdan.. Ne olur yapma böyle.. Zaten seni göremiyorum bu kısa zamanımızı böyle harcamayalım lütfen.."dedi yalvarıyordu adeta..
Namjoon iç çekti oda sevgilisinin üzülmesini istemiyordu elbette ama tepkisini belli etmeliydi.. "Sizin çocukça bulduğunuz saçma durumlar benim masum mutluluklarım bir daha bunu küçümseme olur mu?" dedi soğuk sesiyle..
Seokjin tam ağzını açacağı sırada birden Taehyung yanlarında bitivermişti.. Namjoonu kolundan tutup banktan kaldırdı.." Ahhh cidden Yoongi hyung haklıymış Namjoon hyunguma zarar veriyorsun sen onu üzüyorsun.." dedi... Namjoon şaşkınlıkla ona bakıyordu..
"Taetae sen nerden çıktın.?" dedi Namjoon.. "Ben sizi izliyorum hyung .. içim rahat etmedi senin buraya tek gelmeni istemedim. Ama sonra bununla buluştuğunu görünce uzaktan sizi izliyordum... Ne güzel eğleniyorlar, acaba Yoongi hyung yanıldı mı? diye düşündüm ... ama bizi yanıltmadı saygın iş adamı.." dedi...
Saygın iş adamı derken iki eliyle havada görünmez tırnak işareti yapmıştı Taehyung.. Hyunglarını çok severdi o ama Namjoon hyungu onun için ayrıydı.. Ne üzülmesine dayanabilirdi ne de onu üzenleri rahat bırakırdı..
"Bak Taehyung ben onu üzmek istemedim öylesine çıktı ağzımdan o laflar ve şuan çok pişmanım. Bize izin verirsen kendimi sevgilime açıklamak istiyorum lütfen" dedi.. Saygın iş adamı Kim Seokjin şimdi karşısında ki çocuğa yalvarıyordu.. Çok pişmandı ama bazen ağzımızdan çıkan kelimelerin nelere mal olacağını düşünmemiz gerekirdi.. Onun öylesine söylediği o sözler Namjoonun ufak mutluluğunu bitirmişti ...