Kasıklarımdaki sancı yüzünden uyuyamamış, yataktan kalkmıştım.
Annemin bebeği öğrenip kabullenmesi biraz zaman almıştı. Fakat sonunda artık kararıma saygı duyması gerektiğini anlamış , durumu çok kurcalamamaya başlamıştı.
Bebeğin babasını, babasının beni aldattığını, şuan hapishanede olduğunu öğrendiğinde inanılmaz morali bozulmuştu.
Annem bebeğin babasını eski sevgilim diye bildiği için bir şekilde bizi barıştırıp, nikah kıymamızı sağlamayı , bebeği de evli bir şekilde doğurmamı istiyordu.
Ama hiçbir şey beklediği gibi olmamıştı. Kaan'ın beni aldattığını,üstüne tehdit ettiğini, tezgah kurduğunu ve benim bu dönemde hamile olduğumu öğrenmem gerçeği annemi çok üzmüştü.
Benim yaşadıklarıma üzülünce bana daha ılımlı yaklaşmaya başlamıştı.
Annem bende kalacağı süreyi biraz daha uzatmıştı. Babam annemin burda niye daha fazla kaldığını sorduğunda, uzun süredir İstanbul'a gelip bende kalmadığı gerekçesini ileri sürmüştü.
Babamda tamam diyip durumu fazla kurcalamamıştı. Şuan ki planımız en azından bir süre daha babama söylememekti.
Bebek artık 8 haftalık olmuştu. Benim ara ara ağrılarım olsa da , ağrıların bebeğimin boyutu büyüdüğü için olduğunu bilmek beni rahatlatıyordu.
Ama bu geceki ağrılar diğerlerinden çok daha farklıydı. Ağrı kasıklarıma , sonra belime , ordan da sırtıma vuruyordu sanki.
Aşağıya indiğimde koltukta açtığımız yatakta uyuyan annemi gördüm. Uyansın istemiyordum bu yüzden sessiz bir şekilde lavoboya girdim.
Kilodumu bacaklarımdan aşağıya sıyırıp klozete oturduğumda kilodumdaki kırmızı kan lekelerini gördüm.
Kanın yerleşme kanamasına göre daha açık renk olması beni endişelendirse de sakinliğimi korumaya çalıştım.
O kadar canım yanıyordu ki artık gözlerimden yaşlar akıyor , hafif hafif inliyordum.
Klozetten kalkıp kilodumu tekrar yukarıya çektim. Banyodan çıkıp sessizce giyinme odama geçtim.
Giyinme odamdan temiz bir kilot alıp banyoya tekrar girdiğimde annem yatakta dönmeye başlamıştı.
Lavoboya girip kapıyı kapattıktan sonra çektiğim ağrı yüzünden yüzümü buruşturdum.
Sırtımı kapıya yasladığımda dudaklarımı ısırdım ve yavaşça kilodumu aşağıya doğru indirdim.
O an kilodumdaki küçük , et gibi görünen bir parça görüş açıma girdi.
Kilodu bacaklarımdan çıkarıp elime aldım. Gerçekten de et parçasıydı.
Şuan korktuğum gerçekten başıma geliyordu.
Düşük yapıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İZMİR GÜZELİ
Romance-Acıyor mu? Dedim. -Daha çok yanıyor. Dedi. Mahçup bir şekilde gülümseyip oturduğum yerden kalktım. -Bence sen bu buzu eline alıp kendin tut, bende çay servisine yardım edeyim. Buzu onun ellerine bıraktım. -Aman başkalarını da yakma sakın. -Yok...