Normalde bugün sadece 2 bölüm atacaktım ama gaza geldim🙈
Yarın atacağım bölümü bugün atıyorum ve hemen yeni bölüm yazmaya gidiyorum🚗
Keyifli okumalar🫶
Yarınki bölümlerde görüşmek üzeree🥰
~^~^~^~^~^~^~^~^~^~^~^~^~^~^~^~^~^~
Tam 3 hafta geçmişti. 3 koca hafta. Hergün büroya gidiyor çalışıyor, eve geliyordum.
Kaan içerdeydi. Kendimi yapayalnız hissediyordum. Ahsen'le arada konuşuyor ne yapabileceğimizi düşünüyorduk.
Kamera görüntülerine hala ulaşamıyorduk.
Akşam üzeri eve gelip dolaptaki yemeği çıkarttım. Yemeği ısıttıktan sonra yiyip mutfağı toparladım.
Televizyonun karşısına geçip birşeyler izlerken birden gelen miğde bulantısıyla banyoya koştum.
Kusamıyordum ama inanılmaz miğdem bulanıyordu. Tam bu sırada zil çaldı. Gidip zili açtığımda karşımda Ahsen duruyordu.
Elinde bir flash bellek vardı. Yüzünde de kocaman bir gülümseme. Beni görünce yüzü biraz düştü.
-Noldu sana bembeyaz olmuşsun.
-Miğdem bulanıyor biraz.
Didem içeriye girip çantasını girişteki fortmantoya bıraktı.
-Görüntüleri aldım!
-Nasıl yani? Nasıl aldın?
Ahsen ufak bir kahkaha attı.
-Ben sana halledicem demiştim dimi?
Koltukların olduğu tarafa doğru yürüyüp orta sehpanın üzerindeki bilgisayarımı dizlerimin üzerine koydum.
Ahsen'de gelip yanıma oturduğunda flash belleği bana uzattı.
Bilgisayarın açılmasını beklerken Ahsen'e döndüm.
-Görüntüleri nasıl aldın?
Ahsen kıkırdadı.
-Üç haftadır bu mekana gidiyorum . Etrafı gözlemledim. Sahibi hep orada mı ona baktım falan.
Dizlerimdeki bilgisayarı ve Ahsen'in elindeki flaşı orta sehpanın üzerine koydum. Ardından koltukta oturur pozisyona gelip Ahsen'i dinlemeye başladım.
-Her Cuma , Cumartesi , Pazar akşamları mekanın sahibide geliyor mekana. Diğer günler gelmiyor.
Ahsen pis pis sırıttı.
-İlk başta barmenle falan samimi oldum. Ona istediğimi yaptırabilecek seviyeye gelince de mekanın sahibiyle görüşmek istediğimi söyledim. Kimseyi yanına kabul etmiyormuş paşam. Ama ben bi şekilde üst kata, kimsenin çıkamadığı o kata çıktım.
Kaşlarımı çattım.
-Nasıl çıktın?
-Didem orasını boşver, çıktım işte sonuçta.
Ahsen yutkundu.
-Uzun bir koridor vardı karanlık, orda odasını buldum. Gittim yanına.
Ofladım.
-Ahsen artık nasıl aldığın kısmına gelir misin?
-Sohbetimiz tuttu . Birkaç gece mekana her gittiğimde yanına çıkıp sohbet ettim. Sonra yakınlaşmaya başladık.
-Yuh Ahsen!
Ahsen kaşlarını çattı.
-Aman ne var canım! Amaca giden her yol mübahtır.
Gözlerimi devirdim.
-Aa bi taşla iki kuş vuruyorum sen bana burda yuh diyorsun.
-Ne taşı ne iki kuşu Ahsen?
-Didem, adam zengin. Hem senin işini halledicem, hemde adamla birlikte olucam işte .
Ağzım kocaman hayretle açıldı.
-Kızım sen iyi misin? Öyle adamların kaç tane kadınla takıldığını biliyor musun sen?
Ahsen kollarını birbirine bağlayıp kafasını öbür tarafa doğru çevirdi.
-Tamam tamam küsme . Hadi devam et anlatmaya.
Ahsen anlatmaya o kadar hevesliydi ki. Hemen bana dönüp anlatmaya devam etti. Bu tavrı gülmeme sebep olmuştu.
-Biz bununla bir iki yakınlaştık ama birşey yaşamadık. Sonra ben odada kamera gördüm. Kameradan rahatsız olduğumu söyledim. Oda kameranın üzerini birşeyle kapattı.
Ahsen tekrardan yüzüne pis bir sırıtış yerleştirdi.
-Sonrada işte birlikte ol-
Yüzümü ellerimle kapattım.
-İnanamıyorum sana Ahsen!
-Sonra Mekanda kavga çıktı. O toparlanıp aşağıya inerken ben o halde inemeyeceğim için odada kaldım. Oda çıplak olduğum için odada kalmamı garipsemedi. Sonra da kamera görüntülerini flasha attım işte.
Ahsen'in anlattıklarını zihnimde tarttım. Yaptıklarını asla onaylamıyordum ama işimi gördüğü içinde mutluydum.
-İzledin mi sen?
Başını iki yana salladı.
-Sadece senin dediğin tarihi yazıp flasha aktardım. İzlemeye vaktim yoktu.
Bilgisayarı tekrardan kucağıma alıp flashı taktım. Kamera görüntüleri açıldığında sessizlik içinde izlemeye başladık.
Ahsen yüzünü birazcık bilgisayara yaklaştırıp parmağını birinin üzerine götürdü.
-İşte bak Kaan.
Evet Kaan oradaydı. Mekana giriyordu. Tüm gecenin kaydını baştan sonra izlemek istemediğimiz için hızlandırıp Kaan'ın ne yaptığına bakmaya başladık.
Bar sandalyesinde oturup birşeyler içiyor ve barmenle birşeyler konuşuyordu. Ardından yanındaki sandalyeye de bir kadın oturuyordu.
Bir iki birşey konuşuyorlar sonra kadın Kaan'ı alıp bir yere götürüyordu.
Yine görüş açımızda olmalarına rağmen biraz uzakta kalmışlardı. Anlaşılan kadın biraz gözden uzak bir noktaya gitmek istemişti.
Ekranı yakınlaştırdığımda daha net görebiliyorduk. Kaan kadının dudaklarına yapıştığında kadında Kaan'a karşılık veriyordu. Kaan'ın elleri kadının bütün vücudunda gezerken kadın Kaan'ı tutkuyla öpmeye devam ediyordu.
Yaşadığım ihanetin şokundan neye uğradığımı şaşırırken Ahsen'in bana seslendiğini duymamıştım.
-Didem!
Ahsen'e dönen gözlerim yaşla doluydu. Sanki gözlerimi bir kere kırpsam yaşlar gözlerimden aşağıya dökülecek gibiydi.
-Didem izleme devamını.
Başımı iki yana sallayıp bilgisayar ekranına geri döndüm.
Kameranın açısını değiştirdiğimizde onları daha net görüyorduk. Bulundukları yerde tek tük insanlar vardı. Onlarda muhtemelen sarhoş kendi hallerinde takılıyorlardı.
Kadın dar kısa elbisesini yukarıya doğru sıyırdığında gözlerimi sıkıca kapattım.
Hayır.
Hayır.
İlerisi olmamalıydı.
Bunu kaldıramazdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İZMİR GÜZELİ
Romansa-Acıyor mu? Dedim. -Daha çok yanıyor. Dedi. Mahçup bir şekilde gülümseyip oturduğum yerden kalktım. -Bence sen bu buzu eline alıp kendin tut, bende çay servisine yardım edeyim. Buzu onun ellerine bıraktım. -Aman başkalarını da yakma sakın. -Yok...