3 Haziran 2024
Esen rüzgarla birlikte burnuma dolan deniz kokusunu içime çektim. Dalgalar kıyıya vurup çıplak ayaklarımı ıslatıyordu.
Artık burayı çok seviyordum.Sanki bu şehir , bu şehrin denizi, dalgalar, masmavi gökyüzü bana huzur veriyordu.
Tam 1 sene 10 ay geçmişti yaşananların üzerinden. Bebeğimin kaybıyla birlikte İstanbul'dan vazgeçişimin üzerinden neredeyse 2 sene geçmişti.
Bebeğimle kurduğum ve yaşamak istediğim hayallerime tek başıma devam ediyordum.
İzmir'e taşınmıştım, tıpkı hayalini kurduğum gibi.
Burda başarılı bir hukuk bürosuna girip meslek hayatıma çok başarılı bir avukat olarak devam ediyordum.
Artık daha sakindim, daha olgundum. Yaşadıklarım boşuna yaşanmamıştı. Her yaşadığım olaydan ders çıkararak yoluma devam etmem gerekiyordu.
Keşke Kaan karşıma çıkmadaydı demiyordum. Çünkü insanlar tesadüfen karşılaşmazlardı.
Keşke hamile kalmasaydım demiyordum. Çünkü o bebek bana pek çok farklı duygu yaşatmıştı.
Belkide hayatım boyunca tadamayacağım duyguları ben o bebekle yaşamıştım.
Keşke bebeğim ölmeseydi diyordum. Bir tek buna üzülüyordum içten içe. Ama biliyordum ki hayırlısı böyleydi.
Allah'ın bildiği birşey vardı ve bu şekilde olması benim için ve bebeğim için daha iyiydi.
Derince bir nefes alıp deniz kokusunu tekrar içime çektim. Ardından üzerimdeki elbiseyi çıkarıp kumların üzerine fırlattım. İç çamaşırlarımla denize doğru yürümeye başladım.
Denizin kokusunu duymak değil, hissetmek istiyordum. Yüzmek istiyordum. Suyun altına dalıp kendimi düşüncelerden soyutlamak istiyordum.
Ve öylede yaptım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İZMİR GÜZELİ
Roman d'amour-Acıyor mu? Dedim. -Daha çok yanıyor. Dedi. Mahçup bir şekilde gülümseyip oturduğum yerden kalktım. -Bence sen bu buzu eline alıp kendin tut, bende çay servisine yardım edeyim. Buzu onun ellerine bıraktım. -Aman başkalarını da yakma sakın. -Yok...