Günün 3. Bölümü.Normalde bugün sadece 1 bölüm atacakken konu nerelere geldi 🙊(napıyım tutamadım kendimi , yarın atacağım bölümleride bugünden attım.)
Bugünlük bu kadar yeter diye düşünüyorum 🙈
Pazar günü bölüm yok. Pazartesi kaldığımız yerden tam gaz devam ediyoruz.
Bakalım bu bölümde bizi neler bekliyor, iyi okumalar!
<><><><><><><><><><><><><><><><><><>
Kaan'ın beni aldattığını öğrendiğimde gidip hesap sormamıştım çünkü sinirle hareket etmek istemiyordum.
Haklıyken , haksız duruma düşmek istemiyordum. Ama aldatılmamı öğrenmemle başladığım girdap bitmiyordu.
Önce aldatıldığımı öğrenmem, ardından hamilelik, şimdide yastık kılıfımdan çıkan uyuş*turucu paketi...
Artık bir sonu gelsin istiyordum. Artık bitsin istiyordum ama bi türlü bitmiyordu.
Odamda sırtımı duvara yaslayıp dizlerimi kendime çekmiş ağlıyordum.
Kendime engel olamadan ağlıyordum.
Ve bir yandan da kendime kızıyordum. Niye bu ilişkiye devam etmiştim. Sanki ne vardı Kaan'dan kopamayacak? İşlerin illa bu raddeye gelmesi mi gerekiyordu?
Kaan'dan nefret ediyordum. Kendimden de nefret ediyordum. Karnımdaki bebekten de -
Hayır ondan nefret etmiyordum. Sonuçta bizim hatalarımız yüzünden var olup rahmimde canlanmıştı.
Annesinin onu sevmediğini hissetmiş olması düşüncesi beni daha çok ağlatmaya başladı.
Sesli ağlamaya başladığımda kendi ağlama sesimden başka bir ses duymuyordum. Hatta Ahsen'in onda bulunan yedek anahtarla eve girip , üst kata, yanıma geldiğini bile duymamıştım.
-Didem?
Ahsen elindeki çantaları yere bırakıp yanıma çöktü. Ağlamalarıma karışan hıçkırıklar eşliğinde kollarımı Ahsen'in boynuna sardım.
-Uyuş*urucu çıktı.
-Uyuş*urucu çıktı.
Ağlayarak tekrarladığım cümleler Ahsen'i şoka sokmuş olacakki Ahsen benden ayrıldı.
Yüzü tekrar görüş açıma girdiğinde parmaklarıyla yanaklarımdan akan göz yaşlarını sildi.
-Ne uyuş*urucusu?
Gözlerimle yatağın üzerini işaret ettim. Ahsen yanımdan kalkıp yatağa ilerledi.
Yatağın üzerindeki paketle göz göze geldiğinde sesli bir şekilde küfür etti.
-Kaan'ın bu dimi?
İsmini duyunca daha da ağlamama karşılık Ahsen tekrar yanıma çöküp bana sarıldı.
-Ahsen ondan başka kimse girmedi buraya. Demek tüm dengesizlikleri bu yüzdendi.
-Emin misin uyuş*urucu olduğuna?
Ahsen'in sıkıntıyla sorduğu soruya cevap vermeden önce ondan ayrıldım.
-Başka ne olabilir?
-Ne bileyim Didem işte soruyorum öyle.
Ahsen ayağa kalktı.
-Tamam sen şimdi sakin olmaya çalış , bu odaya da girmek yok. Düşünücez.
Elini bana uzattığında tutup bende ayağa kalktım.
Aşağıya indiğimizde Ahsen'in pizza getirdiğini gördüm. Hiç iştahım yoktu fakat Ahsen'in zorlaması sonucu bir iki dilim yedim.
-Demek o gün üzerinde bu paket vardı. Polisler geldiğinde o yüzden yukarıya çıktı.
Ahsen başını aşağı yukarı sallayarak beni tastikledi.
-Hatta belkide seni tehdit etme sebebide buydu.
Kaşlarımı çattım. Benim ne alakam vardı?
-Kendi içtikleri yüzünden beni niye tehdit ediyor?
Ahsen ağzındaki pizzayı bitirip yuttu.
-Senin evinde çünkü.
Ahsen'in dedikleri o kadar mantıklıydı ki , içimden salaklığıma lanet okudum.
Tabiki beni bu yüzden tehdit etmişti. Başka neyden sebep olabilirdi?
-E benim bunları alıp polise verme ihtimalim de var. Hem bu onu daha da kötü etkiler.
Ahsen şöyle bi düşündü.
-Paketin içindekilerin uyuş*urucu olduğuna emin misin?
O an herşey dank etti.
Ya Pakettekiler uyuş*urucu değilse?
Ya uyuş*urucu görünümünde başka birşeyse.
Ben nasılsa onları görünce uyuş*urucu sanıcam diye Kaan onları oraya koymuş olabilir miydi.
Polise şikayet etsem , memurları boş yere oyalamış olacaktım. Korkup söylemezsem de Kaan'ın elinde, beni tehdit edebileceği bir koz olacaktı.
Ve bu kozu onu içerden çıkartmam için kullanacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İZMİR GÜZELİ
Storie d'amore-Acıyor mu? Dedim. -Daha çok yanıyor. Dedi. Mahçup bir şekilde gülümseyip oturduğum yerden kalktım. -Bence sen bu buzu eline alıp kendin tut, bende çay servisine yardım edeyim. Buzu onun ellerine bıraktım. -Aman başkalarını da yakma sakın. -Yok...