"Yapma..." diye fısıldadım ellerinin arasında kalbim can çekişirken. Belimdeki ellerini kullanarak beni kendine bastırdığında aldığım kesik nefesler birer iniltiye dönüşerek dudaklarımın arasından firar etti. Boynuma gömdüğü yüzünü eğerek kokumu içi...
SİZLERE İKİ BÖLÜM UZUNLUĞUNDA BİR BÖLÜMLE GELDİM CANLAR OY VERMEYİ VE YORUM YAPMAYI LÜTFEN UNUTMAYINIZ DESTEKLERİNİZİ BEKLİYORUM <3
(Bölüm fazlasıyla uzun ara vererek okumanızı tavsiye ederim ❤️)
Bölümü yazarken dinlediğim şarkılar🎧
Bu Gece / Sezen aksu
Demons / Jacob Lee (Philosophcialsessions)
Hold On / ChordOverstreet
Remembrance / Balmorhea
Sen Bilmezsin / Dedublüman
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Vedanın tesellisi acıtır derler, sen kaç teselli sığdırdın kalbine?"
***
O yaşlı herifin gidişinden sonra ikimizde sessizce ortadaki masanın kenarında duran taburelere karşı karşıya gelecek şekilde oturmuştuk. Önümüzde duran sepette Aral'ın getirdiği ve benim tadına aşina olduğum elmaya benzer kırmızı meyvelerden vardı. Ben kıtlıktan çıkmışçasına önümdeki meyvelere yumulurken onun tek yaptığı beni izleyip sorularıma cevap vermekti.
Ona Daniel ile aralarında olan husumeti sorduğumda üstü kapalı beni geçiştirdiğinden sessiz kalmayı tercih etmiştik çünkü bana istediğim cevapları katiyen vermiyordu. Isırdığım meyvenin tadı damağıma yayılırken aldığım hazla huzurla kapadım gözlerimi. Adının ne olduğunu bilmediğim bu meyveye kendimce düş meyvesi diye saçma bir isim koymuştum zira tadından başka adı ve türüyle zerre ilgilenmiyordum. Uzanıp sepetten bir tane daha aldığımda Aral hala yüzünde tuhaf bir ifade ve buruk bir gülümsemeyle beni izliyordu. Bana olan bakışlarından rahatsız değildim elbette fakat mavileri öylesine derin bakarken kayıtsız kalamıyordum.
"Neden öyle bakıyorsun?"
Sol elinin işaret parmağında duran siyah ve üzerinde tuhaf bir simge olan yüzüğünü çevirirken bakışları bende olsa da dikkatim hep ellerine kayıyordu. Yüzük takan erkekleri sevmezdim ama onun uzun ince kemikli parmaklarına taktığı bu yüzüğün yakışmadığını da söyleyemezdim. Kesinlikle yüzük de dâhiltakacağı bir prenses tacı bile bu adamı havalı göstermeye yeter gibime geliyordu.
