17/BÖLÜM: "RUHUN RESİTALİ"

255 74 342
                                    

Yıldızımızı parlatmayı ve yorum yapmayı lütfen unutmayınız, keyifli okumalar<3

"Bir zamanlar bize yuva olan bu harabe artık bizim cehennemimizdi. Bir evden çok bir mezarlıktı artık burası. Ölen umutlarımızın mezarlığı."

***

Semih Arsal

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Semih Arsal... Dudaklarından dökülen bu isim tüm dengemi yitirmeme sebep oldu. Harabenin duvarına düşmemek için yaslandığımda Semih, Aral'ın yanına gidip bebeği ona vermesi için ellerini uzattı.

"Bebeği bana ver Aral." Dediğinde Aral onun kim olduğunu öğrenmenin yarattığı şaşkınlık ve karşısındakinin yıllar önce bizi terk eden eski çocukluğumuzun olduğu bilincinde olsa dahi koruma içgüdülerine karşı bebeği kendine çekip geriye gitti. Bebeği Semih'e vermek istemedi.

Sekiz sene olmuştu Semih bizden gideli. Ne ben ne de Aral onu unutmuş değildik elbette ama yıllar sonra elinde silahla bizi öldürmek isteyen bir adam olarak karşımıza çıktığında ne yapacağımızı, nasıl davranacağımızı bilemiyorduk haklı olarak. O hala tanıdığımız eski Semih miydi emin olamıyorduk. Aral bebeği ona vermezdi çünkü Semih onun aynı zamanda farkında olmadan travmasını da tetiklemişti. Semih, Aral ona bebeği vermeyince kaşlarını çatsa da onun gözlerinin elinde tutuğu silahta olduğunu fark edince bir küfür mırıldanarak silahı beline taktı. Ona travması olduğundan söz etmiştim. Bunun farkına yeni varsa da artık çok geçti. Eğer kucağındaki bebeğin varlığı Aral'a iyi gelmeseydi çok kötü bir kriz geçireceğinin farkındaydım. O bebeğin eğer ki kriz geçirirse savunmasız kalacağı düşüncesiydi onu ayakta tutan.

"Özür dilerim, iyi bir karşılaşma olmadı bunun farkındayım ama yemin ederim size zarar vermek gibi bir niyetim yoktu. Sizi tanıyamadım. Amacım sadece bebeği de alıp gitmekti."

Yüzündeki pişmanlık dolu ifadeyle ona inanmamız için bize bakarken ben hala onun gitmesine sebep olduğum Semih Arsal olduğunu hazmedememiştim. Yıllar sonra aynı harabede yine bir araya gelmiştik. Bu nasıl mümkün olabilmişti?

"Onu neden istiyorsun?"

Aral kuşku dolu gözlerle kucağındaki bebeğe sımsıkı sarılıp onu susturmaya çalışsa da bu pek de işe yaramıyordu. Gözleri sanki onun tek bir yanlış hatasını bekliyormuş gibi üzerinde oyalanırken ben hala duvara tutunmuş bir şekilde yaşananları hazmetmeye çalışıyordum.

"İstiyorum çünkü kucağındaki bebeğin babası benim!"

Bunu söyler söylemez Aral'a yaklaşıp kucağındaki bebeği almak istediğinde Aral bu kez Semih'in bebeği almasına engel olamadı çünkü bebeğin babasının o olmasının yanı sıra travması yüzünden de ona karşı gelmekten çekinmişti. Bebek Semih'in kucağına gittiğinde yaklaşık birkaç dakika içerisinde onun sakinleştirici sesi ve tanıdık kolların arasında olmanın verdiği huzurla sustu.

DÜŞ KAPANI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin