6/BÖLÜM: "RÜYA OYUNU"

660 123 622
                                    

"Gecenin düşünceleri, hep daha parlak, daha anonim, daha acı verici. Sürekli sonu gelmeyen acı ve neşe, ve aynı zamanda huzur."

Bekleyiş Unutuş | Maurice Blanchot


***

(*DÜZENLENMİŞTİR*)

Bedenimdeki sancılar yavaş yavaş dinerken mide bulantım geçmişti fakat gözlerim kapalı olmasına rağmen başım hala dönüyordu. Ciğerlerim sızladığı için nefes almam zolaşırken Aral'ın söyledikleri beynimde yankılanıp durmaya devam ediyordu. Ne demek istediğini bir türlü anlayamamıştım. Ben gerçek değilim derken ne kastetmişti? Peki ya o düş kapanı dediği şey? Aral'ın yanına gelmeden önceki olay düştü yine aklıma. O adamın söylediği sözler ve Aral'ın söyledikleri birleşince neye uğradığımı şaşırdım.

Kahretsin!

O adam bana düş kapanını bul demişti. Sonrasında Aral'ın söyledikleri ve onun da dilinden
dökülen o kelime beni hem şaşırtmış hem de korkutmuştu. Neler oluyordu böyle anlamıyordum. Ama bütün taşlar yerine oturmaya başlamış gibiydi. O adamın annemi tanıması, bana saldırması, kendimi bir anda Aral'ın yanında bulmam, bütün bunların bir rüya olduğunu söylemesi ve ikisinin de bahsetmesine rağmen benim ne olduğunu dahi bilmediğim şu Düş Kapanı meselesi. Tanrım burada neler oluyordu?

"Ağrı kesiciye alerjisi mi var?" diye bir ses duydum. Aral değildi bu. Aral neredeydi peki? Yine mi bırakıp gitmişti beni?

"Bilmiyorum ki hiç ağrı kesici kullanmazdı." ablam mıydı o?

"Ne demek hiç kullanmazdı?" tanıdık bir ses daha duyduğumda gözlerimi açmaya çalıştım
ama halsizliğim buna engel oldu. Bilincim açıktı ama kıpırdayamıyordum. Kendime gelene kadar durdum ve konuşulanları dinlemeye karar verdim. Sonuçta başka işim yoktu.

"Küçüklüğümüzden beri hiç ilaç kullandığını görmedim. Liva küçükken çok hastalanırdı ama evimize ona ait bir ilaç hiç girmedi bu güne kadar. Annem gittikten sonra hastalandığında bile kullanmazdı bende yiyeceklerine falan katardım hep."

Oha! Ablama bak sen. Kardeş dedik kalleş çıktı anasını satayım. Zorla yediklerime ilaç katmak nedir? Nuri Alço musun sen? Uyandığımı bilmeden yaptığı itiraf karşısında içimden söylenirken tanıdık başka bir ses içimdekilere tercüman oldu.

"An itibariyle Cemre abla Nuri Alço taktiğine üst seviye getirdi. Adam en azından gazoza ilaç atardı sen şimdi her haltına ilaç koyup yedirmişsindir kıza." Ozan'ın sesi miydi o? İyi de onun burada ne işi vardı?

"Koyarım tabi ne yapsaydım o içmiyor diye hasta hasta ortalıkta gezmesine izin mi verseydim?"

Bundan sonra elinden bir şey içerken iki kez düşüneceğimden emin olduğum Cemre'yi dinlerken başka bilmediğim şeyler konuşma ihtimalleri olduğunda bir süre daha uyandığımı onlara belli etmedim.

DÜŞ KAPANI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin