Büyük bir holding iş sahibi Pars Aras. Ve en alt rütbede çalışan onun güzeller güzeli küçük kızı Lidya Özer.
X Gerçek baba kız hikayesi değildir!
X Yaşı küçükler için uygun değildir.!
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Pars Aras;
Sevgilim, hayatım, nefesim, tek varlık sebebim. Biricik Lidyam...
Gözlerimin önünde büyük bir kriz anı geçirmişti ve ben ona yardım bile edememiştim. Hıçkırıklara boğulmuş ve varlığımı bir süre hissedememişti bile. Üstelik hıckırarak ağlaması bile zaman almıştı...
En kötüsü de başındaki ağrıyı bile hissedemeden ağlamıştı...
Geçmişin ona bıraktığı öyle izler vardı ki, bilemesem bile hepsini onun gözlerinden okuyabiliyordum. Odasını gözleyen herifler, ona destek olmayan bir anne ve ona şevkat gösteremeyen babasız bir kız çocuğu...
Lidya tüm bunlara rağmen ayakta kalmayı denemiş ve belki o gün orada olmasam bile bunu başaracak kadar akıllı bir kızdı. Bu onunla vicdanım parcalanırken, gurur duyduğum bir olaydı.
Benim güzel kızım, ona güzel dememi yasaklıyacak türden bağlamıştı dudaklarımı. Gözlerimi bir bıcakla kesmiş ve tüm gördüklerimin acısını yaşatmıştı bana. Onun acısı demek, benim için kat ve kat fazlası demekti zaten...
Özürler dilemişti. Durmak bilmeden, yalvaran bir sürü özürler dilemişti. Dudaklarını yırtarak silmişti. İnkanı olsa kopartmayı bile göze alacaktı o an...
Onun acılar içinde kıvranmasına dayanamamıştım. Ne karşısında güçlü durmaya bedenim kalmıştı ne de ruhum. İkisi de diz çökmüştü sanki onun önünde. Aslında ikiside biliyordu çünkü gerçeği... suçlunun kim olduğunu...
Kızımı koruyamayışımın belki üçüncü seferiydi bu. Belki beşinci belki sekizinciydi. Bunun bir önemi yoktu. Onu koruyamayışımın tek bir gününde bile kendimi cezalandırarak cektirdiğim acılarım gün geçtikçe büyümüş ve kendimi asla affetmeyeceğim bir boyut kazanmıştı.
Şu an uyuyordu. Az önce kusarak kendinden tiksinen, onu öpmemi bile istemeyen kızım, şu anda sessizce uyuyordu. Titremeleri hafif de olsa devam ediyordu. O ne zaman uyusa, farkında olmadan gece de sessizleşiyordu sanki. Gökyüzü tüm sesleri kısarak onu uyandırmamak için elinden gelen her şeyi yapıyor gibiydi.
Bu yüzden seviyordum onunla uyumayı. O uyuduğunda sessizleşen geceyle, bende uykuya dalabiliyordum...
"Bizimkiler herifi gizliden çıkarttıkar, hastaneye götürmüşler. Herifi nasıl dövdüysen burnu ve elmacık kemiği kırılmış. Adam komada..."
"Bu iyi günleri." dediğimde paketten bir sigara alıp çakmağımla yaktı. "Başına beş adam diktim. Üçü kapıda ikisi odada bekliyor. Uyanınca da haber verecekler. Kaçamayacak." dediğinde bir sigara daha yaktım.