Hayatımda hiç sinemaya gitmemiş, kapısının önünden bile geçmemiştim. Babam abimin sinemaya gitmesine sesini çıkarmıyor, ama benim gitmeme müsaade etmiyordu. Bir gün hazırlanıp arkadaşlarımla gideceğim zaman babam görmüş ve çok kızmıştı. Babamın benim sosyalleşmemi istemediği kesindi..
Boran'ın beğenip bana aldığı hardal sarısı elbiseyi giymiş, belime de siyah bir kemer takmıştım. Siyah bir şalı da başıma takmıştım. Siyah topuklu ayakkabılarımı giymiş, onlarla uyumlu aynı renk çantamı omuza asmış, odadan çıkmıştım. Merdivenlerden inmiş, hazırlanmış ve beni bekleyen Boran'ın yanına gitmiştim. "Her zaman ki gibi çok güzelsin." diyen ve elimin üstüne öpücük kondurun Boran'a gülümsedim. "Buyurun bayanlar önden." demiş ve bana yol vermişti.
Arabaya binmiş ve yola çıkmıştık. İçimdeki heyecanı anlatmaya kelimeler yetmezdi. "Önce bir şey yiyelim." diyen Boran'a bakmış "Çok iyi fikir karnımda acıkmıştı." demiştim. Yarım saat içinde bir cafeye gelmiştik. Arabadan inmiş, cafeye girmiştik. Boş olan bir masaya geçip oturmuştuk. "Ne yemek istersin?" sorusuyla başımı kaldırıp ona baktım. "Pizza yemek istiyorum." dedim. "Tamam." demiş ve gelen garsona "Bize iki tane orta boy pizza, içecek olarakta kola." demişti.
Buram buram kokan pizza karnımın daha çok acıkmasına sebeb olmuştu. Pizza dilimini elime almış büyük bir iştahla yemeye başlamıştım. Ağzımın içinde o enfes tadını hissetmek bile beni kendimden geçiriyordu. "Sana bakan tok bir insan bile acıkır." demişti. "Neden ki?" diye sordum. "Pizzayı büyük bir aşkla yiyorsun." demişti. "Ama ne yapayım çok güzel." dedim. "Sen böyle yemeye devam edersen yakında kapılardan geçemezsin." dediği zaman elimdeki dilimi tabağa koydum. Bu sözleri nedense ağrıma gitmişti.
Gözlerim dolu bir şekilde masadan kalkmış, lavaboların olduğu tarafa gitmiştim. "Rojin sadece şaka yapıyordum." diyen ve arkamdan gelen Boran'a dönüp bakmamıştım. Bir kaç göz yaşı yanağımdan akmıştı. Kolumdan tutmuş, beni durdurmuştu. "Özür dilerim, kızacağını hiç tahmin etmemiştim." demişti. Gözlerimi silmiş ona bakmıştım. "Beni artık beğenmiyorsun." dedim. "Gülüm sadece küçük bir şaka yaptım. Böyle bir tepki vermene gerek yoktu ki?" dediği zaman "Küçük bir şaka öyle mi! İnsanın onurunu kıracak şaka ne zamandan beri küçük bir şaka oldu!" diye sitem ettim.
Orada bulunan herkes dönmüş, bize bakmıştı. "Bazı şeyleri çok abartıyorsun." dediği zaman öfkeyle ona bakmıştım. "Her şeye gülüp geçen birini bul o zaman!" diye sitem ettim ve cafeden çıktım.
Arabanın yanına gelince göz yaşlarım istemsizce akmaya başlamıştı. Gözlerimi karnıma çevirmiştim. Doğum kilolarım bana resmen şuan sırıtıyordu. Boran'da cafeden çıkmış, arabanın yanına gelmişti. "Eşeklik ettim özür dilerim." diyen ve bana sarılan Boran'ın kollarından çıkmıştım. "Bir şaka yaptığın zaman ucu nereye dokunacak düşün." dedim.
Arabanın kapısını açınca hiç konuşmadan arabaya binmiştim. Boran'da arabaya binmiş ve arabayı çalıştırmıştı. "Beni eve götür." dediğim zaman "Sinemaya gitmeyecek miyiz?" diye sormuştu. "Sen insanda heves mi bıraktın." dedim. Boran eve dönmek yerine sinemanın yoluna sapmıştı. "Tek başına gider filmini izlersin." dedim. Hiç bir şey dememiş ve sürmeye devam etmişti.
Araba sinemanın önünde durunca "Hadi in." dedi. "Sen git ben gelmiyorum." dedim. "İyi sen bilirsin." demiş ve arabadan inmişti. Ben o gitti sanırken benim tarafımdaki kapı açılmıştı. "Bunu sen istedin." dediği zaman neden böyle dediğini anlamamıştım. Bir anda kendimi onun omzunda bulmuştum. "Boran ne yapıyorsun?" dedim. Resmen şuan onun omzunda sallanıyordum. "Bırak beni ya ne yapıyorsun!" diye sitem ettim. Herkes bana bakınca açıkcası utanmıştım.
"Ya herkes bize bakıyor, beni hemen indir." dedim. "Kim bakarsa baksın umurumda değil." demiş ve yürümeye devam etmişti. "Tamam beni yere bırak geleceğim." dediğim zaman beni yere indirmişti. Yüzümdeki öfkeyle onun sırıtan yüzüne bakıyordum.
Sinema salonuna girmiş, gişenin önüne gelmiştik. Romantik komedi tarzında yabancı bir filme iki bilet almıştık. "Patlamış mısır da alalım mı?" diye sormuştu. "Sen kendine al ben yersem belki kilo alırım." dedim. Boran orada bulunan standtan mısır ve kola almıştı. Sinema salonuna girmiş, koltuğumuzu bulup oturmuştuk. Film başlayınca büyük bir heyecanla filmi izlemeye odaklanmıştım.
Filme kendimi o kadar çok kaptırmıştım ki Boran'ın bana yedirdiği mısırların farkında bile değildim. "Şuna bak sana adam ne yapıyor." deyip kahkaha atmıştım. "Asıl sen şu kadının yaptığına bak resmen adamla kafa buluyor." demiş ve kahkaha atmıştı.
Arabanın içinde, filmdeki komik sahneleri anlatıp kahkaha atmaya devam etmiştik. Aklıma beni kızdırdığı an gelince yeniden suratımı asmıştım. "Halen daha bana kızgın mısın?" diye sormuştu. "Evet." demiş ve arkama yaslanmıştım.
Araba evin önüne park edince arabadan inmiştim. Boran elindeki anahtarla kapıyı açınca eve girmiştik. Elimdeki çantayı vestiyere koymuş, ayağımdaki topukluları çıkarmıştım. Boran mutfağa gidince bende yukarı çıkmıştım. Can'ın odasına girmiş, yavaş adımlarla beşiğinin yanına gitmiştim. Elimi uzatmış mışıl mışıl uyuyan oğlumun yanağını sevmiştim. Boran'da yanıma gelmiş eğilip Can'ın yanağına öpücük kondurmuştu. "Hadi çıkalım rahat rahat uyusun." demiş ve elini koluma koymuştu. Beraber odadan çıkmış, kendi odamıza girmiştik.
Belimdeki kemeri çıkarmış, çekmeceye koymuştum. Ardından elbiseyi çıkarmak için fermuarına uzanmaya çalıştım ama bir türlü beceremedim. Boran arkama geçmiş önce başımdaki şalı çıkarmış sonra elbisenin fermuarını açmıştı. Elbiseyi çıkarmış, yatağın köşesine koymuştum. Artık onun yanında iç çamaşırlarımla durmaya utanmıyordum. Hatta bazen birbirimizin yanında çıplak bile kalıyorduk. "Dün ki geceliği giysene sana çok yakışmıştı." diyen ve üzerindeki kıyafetleri çıkaran Boran'a baktım. "Ben uyuyacağım, sana iyi geceler." dedim ve yatağa doğru gittim.
Yatağa girmiş, onun tarafına arkamı dönmüştüm. Boran'da ışığı kapatmış, yatağa girmişti. Nefesini boynumda hissediyordum. Ellerini belime sarmış, beni kendine çekmişti. "Boran bırak beni uyuyacağım." dedim. "Ama benim uykum yok." demişti. "O senin sorunun." dedim. Dudakları çıplak olan omzumu öpünce irkilmiştim. "Benim çok uykum var." dedim. Kollarının arasından çıkmış, yatağın köşesine gitmiştim. Aslında uykum falan yoktu. Ona kızgınlığımda geçmişti ama onunla uğraşmak hoşuma gidiyordu.
"Yapma bunu bana seni çok özledim." demiş ve bana yaklaşmıştı. "Artık kaçacak yerin kalmadı." demişti. Dudakları omuzlarıma, kollarıma, boynuma öpücükler bırakıyordu. Sırtım yatağa gelince gözlerimi kapatmıştım. Dudaklarımı öpmeye başlamıştı. Alt tarafım alev almış gibi yanıyordu. Ellerimi ensesine koymuş, saçlarını okşamaya başlamıştım. Nefes almadan öpüşmeye başlamıştık. Elleri yüzümü ve saçlarımı okşuyordu. Dillerimiz ağzımızın içinde birbirlerleriyle sevişmeye başlamıştı.
Dudaklarımız ayrılınca ikimizde nefes nefese kalmıştık. Boran üstümüzdeki örtüyü kenara atmıştı. Ardından üzerimdeki iç çamaşırlarını çıkarmıştı. Daha sonra boxerini çıkarmış, yere benim iç çamaşırlarımın yanına atmıştı. Dudakları tekrar her yerimi öpmeye başlamıştı. Öptüğü yerler alev almış gibi yanıyor, kavruluyordu. Bacaklarımı nazik bir şekilde açmış, alev alev yanan bacak arama girmişti. "Çok sıcaksın, böyle olman çok hoşuma gidiyor." demişti. Odada ki tek ses zevkten dolayı inleme ve nefes seslerimizdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERDEL (Düzenleniyor)
General Fiction{Önemli bir duyuru paylaşmak istiyorum. Kitabım yetişkinler içindir. 18 yaşın altındakilere önermiyoruz..} Sevgili dostlar.. BERDEL Hikayesi herkesin yazdığı gibi bir hikaye değil. Yarısı gerçek hayattan uyarlandı. Mutluluk aslında yanı başımızdad...