Karnım iyice büyümüştü. İçimde tam altı ayına gelmiş bir bebek vardı. Karnım büyüdüğü için kıyafetlerim tamamen değişmişti. Yanımda beş kişi olmadan tenefüse dahi çıkmıyordum. Arkadaşlarım tenefüs zili çalmasıyla yanıma koşuyorlar, etrafımı çevreliyorlardı. Derste de en arka sırada oturmak işime yarıyordu. En zor kısımlara gelmiştik ve bu kısımları sorunsuz atlatmak istiyordum.
Şimdi okula bile beraber giderken iki kişi önümde iki kişi yanımda iki kişi de arkamda yürüyordu. Sadece Ji-su hala inanamıyordu bu olanlara. Araştırmalar yapıyor, bunun sebebini bulmaya çalışıyordu. İmkansızdı ve gerçek olması aslında içten içe hepsini deli ediyordu. Sadece belli etmiyorlardı.
"Canım nar çekti benim." birlikte yürürken bir an dediğim şey ile hepsi bana döndü.
"Ne? Jimin, sabah sabah nereden bulacağız narı!" diye bağıran Jaehyun ile dudaklarım büzüldü. Hormonlarım yüzünden gözlerim anında dolarken başımı yere eğmiştim.
"Ne bağırıyorsun lan! Bilmiyor musun hormonları yüzünden duygularını ağır yaşıyor. Buluruz şimdi Jimin, ağlama bebeğim." diyen Yoongi hyung ile gözümden bir damla yaş düşerken başımı salladım.
Jaehyun kötü baba oluyordu şu dakikadan sonra.
"Hadi gülümsesene az önce ki gibi." diyen Taeyong ile jaehyun da özür dilereyerek omzuma kolunu sardı.
"Bir şartla özrünü kabul ederim." dedim. Bu sırada ise tekrar yürümeye başlamıştık.
"Neymiş bakalım bu şart paşam?" diye sormasıyla kıkırdadım.
"Narın tanelerini tek tek sen çıkaracaksın. Ceza sana." dememle hepsi birden kahkaha attı. Ben de bariz bir tavırla hıhlayıp elimle karnımı okşadım.
"Çıkartırım, yeter ki gül güzellik." diyen jaehyun ile yanağına sıkı bir öpücük kondurdum. Bu tavrımla Taeyong da elimi tutup öpmüştü.
"Tombiş elli oldu bu iyice Ji-su." diyen Taeyong ile morelim bozuldu.
"Ya demesene öyle!" diye bağırıp elimi ondan çektim. O ise bu sefer koluna girmemi sağladı.
"Çok tatlısın, hep bundan diyorum."
"Kız olan benim, durmadan Jimin iltifat alıyor hayret bişi." diyen Ji-su ile san-ha konuştu.
"Onda ki cilve sende yok ki güzelim. Erkek güzeli Jimin, kız olsa ortalık kül olmuştu." demişti. Utançla başımı eğmem bir olurken yanaklarım çoktan elma oldu. Tabi onlar bu halime takılamadan yoongi hyung konuştu.
"Bakın şurada manav açık. Okula da yakın şuradan alalım nar'ı." demişti. Ben de heyecanla dudaklarımı yaladım. Tam heyecanla konuşucacaktım ki Ji-su söze girdi.
"Oğlan mı olacak ki bu bebek?" diyen Ji-su ile tamamen ilgim ona kaydı.
"Olur mu ki?" diye merakla sordum. Taehyung'un oğlu olursa onu severdi. Kızı olursa da severdi ama tamamen onun kızı olmuş olmazdı.
Şüphelerim vardı. Benden hoşlanmıştı diye hatırlıyorum o Taehyung'un içinde ki canavarın. İşte sorun buydu. Niye benden hoşlanmıştı ki bu canavar? Bu yüzden şimdi kız mı yoksa oğlan mı olacak diye düşünmek zorunda kalıyordum. Kesin bir karar kılamıyordum.
"Olur tabi, erkek yeğenim mi olacak benim şimdi~" diyen yeonjun ile diğerleri kız diye bağırdı. Kız bebek istiyorlardı...
"Nar alın bana nar nar nar!" onlar unutmuş olacak ki bağırmamla jaehyun benden uzaklaştı. Yakınımız da olan manava koştu ve bir büyük nar'ı eline aldı. Gözlerimle yiyordum onu resmen.
![](https://img.wattpad.com/cover/369669317-288-k497716.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
● The Monster İnside Me ●
Fanfiction"Aslında konuşmak için biraz geciktik değil mi? En başında aklımdakileri sana sormam gerekti. Sevgililer böyle yapardı ama ben yapamadım. Mesela bu ilişki de yeteri kadar diyalog kurmadan seninle öpüşüyoruz, senin bana her dakika dokunmanı istiyorum...