"Yah şu topu doğru düzgün fırlat!" basketbol oynamak bazı kişiler için kolay bazı kişiler için zordu. Ben ise hem kolay hem zor olan taraftaydım. Basketbolu iyi oynasam da yanımda ki uzun boylu aptallar yüzünden doğru düzgün şut atamıyordum.
"Boyun kısaysa benim suçum mu hyung!" Yeonjunun dediği ile yanına koşup kıvrak bir zıplamayla topu potaya fırlatmamla herkesin bakışı potadan geçen topa kaymıştı. Ben ise bundan yararlanarak bana kısa diyen oğlanın kafasına bir tane geçirip, ellerimi dizlerime koyarak nefeslenmeye başlamıştım.
"Ah hyung!"
"Aferin Jimin!" yeonjun acıyla bağırırken yoongi hyung kazandığı için sevinme çığlıkları atmıştı.
"Dedim ben be! Bu defa sizi gömeriz biz Jimin'le dedim!"
"Hile yaptınız, Jimin kim şut atmak kim!" kaybetme hissi yüzünden bağıran sung woo'nun dedikleriyle belimi doğrulturken kaşlarımı çatarak baktım.
"Seni o potaya fırlatırım woo!" diye üzerine yürüyüp bağırmamla geriye doğru gerilemişti.
"Tamam be gelme!" diyen sung woo ile san-ha'nın sesini duymamla bu defa ona baktım.
"Civciv dehşet saçtı, imdat!"
"Seni ben var ya!" diyerek bu defa basketbol atletini terlediği için savuşturan onun üzerine koşmaya başladım.
"Bırak şunları yenilmeyi kabullenemiyor hıyarlar! Su iç gel şuraya!" diyen yoongi hyung'un sesiyle ona bakmamla hız kesmeden koşmaya devam ediyordum ki belime sarılan kollarla kendi mi havada buldum.
"Hadi ama zaten şimdi zil çalacak boşver onları." kulağıma doğru konuşan Taeyong'la omuzlarım düşerken kendimi yoongi hyung'un yanında buldum.
"Al dikle." karnıma çarptığı su şişesiyle hyung'a oflarken elinden şişeyi alıp güneşin altında soğuk suyu mu içmeye başladım.
Suyu mu içmemle beş dakika için de zil çalmıştı. Bu yüzden kendimizi attığımız yerden topluca ayaklanarak soyunma odasına ilerlemeye başlamıştık. Bu son ders olduğu için ben ders için kalacakken onlar evlerine gidecekti.
"Yarın yürüyüş var, katılacak mıyız her zaman ki gibi?" diye soru yönelten yoongi hyung'la bakışlarım onu buldu.
"Tabi ki de. Ben giderim sizi bilmem." her sene üç kere yapılan LGBT yürüyüşü vardı. Bizi istemeyenlere karşı çıkmak adına iki senedir hepsine katılmıştım. Tabi ki arkadaşlarım onlar da benimle beraber katılıp bizim gibi direnen kişilere destek olmuştu.
"Ben de gelirim!"
"Saçmalama yeonjun, polis durumları falan olursa aileni biliyoruz. Başın yanar." diyerek onun dediğini onaylamadım.
"Yarın okuldan sonra bahçe de toplanalım. Ama Jimin'in dersi olduğu için biz önden gideriz. O gelince bize katılır."
"Sikerler dersini, yarın asarım dersi bir şey olmaz." diyerek yoongi hyung'un dediklerine karşı çıktım.
"Delirme Jimin, aileni araya bilir." diyen jaehyun ile omuz silktim.
"Bir kerelikten bir şey olmaz."
"San-ha ile öpüştükten sonra da kulağıma 'bir kerelik deneme amaçlı hyung, sevmedim' demiştin ama devam ettin Jimin." diyen hyung'umla başımı hızla ona çevirirken aniden onun da bana bakmasıyla gözlerimi yumdum.
"Ne?" San-ha'nın sesiyle bakışlarım onu bulurken yoongi hyung omzumu sıktı.
"Ne geldiyse başımıza bir kerelerden geldi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
● The Monster İnside Me ●
Hayran Kurgu"Aslında konuşmak için biraz geciktik değil mi? En başında aklımdakileri sana sormam gerekti. Sevgililer böyle yapardı ama ben yapamadım. Mesela bu ilişki de yeteri kadar diyalog kurmadan seninle öpüşüyoruz, senin bana her dakika dokunmanı istiyorum...