Dün okuldan eve koşarak dönmüştüm. Dersler yüzünden yorulsam da aklımda sadece gideceğim yer vardı. Matematik dersin de veya özel derste bile dün'e göre biraz utanarak yaklaşmıştım ona. Ama yanına gitmek için bu utangaçlığı es geçiyordum çünkü yanına hemen gitmek istiyordum.
Gitmeyle dudaklarını öpecektim. Öyle çok özlemiştim ki dudaklarını, dudaklarımı ısırıyordum. Kollarımı boynuna dolayıp beni daha çok öpmesini sağlayacaktım. Öpüşmeyi zaten çok seven benliğim hoşlandığım adamı öpmek için çıldırıyordu.
Yatağıma döktüğüm kıyafetlerime göz gezdirirken, ilk kez onunla itirafımızdan sonra buluşacağımız için farklı olmak istiyordum. Her güne göre daha güzel giyinip, daha fazla aromatik kokmak istiyordum. Kafam da kombin kurmaya çabalarken çalan şarkıyla koşarak telefonuma baktım.
"Alo?" arayanın rawoon olduğunu görmemle kıyafetlere bakarken cevaplamıştım aramayı.
"Jimin neredesin?" Ses tonu kötü geliyordu. Bu merakla kaslarımın çatılmasını sağladı.
"Evdeyim, ne oldu? Sesin kötü geliyor, bir sorun mu var?"
"Seninle konuşmak istiyorum. O gün konuşamadık, telafi edelim." Demesiyle bakışlarım yeri bulurken dudaklarımı büzdüm.
"Yarın konuşalım mı? "
"Bugün, bugün konuşalım. Seni görmek istiyorum." Israrına karşılık nasıl reddetsem diye düşündüm ama sonra vazgeçtim.
"Bugün olmaz, birisiyle buluşacağım. Yarın okuldan sonra tüm gün seninle olurum, olur mu?" diye sordum. Arkadaşlarımı ekmeyi sevmiyordum ama konuşurken bile aklım bay Kim'deydi.
"Kiminle buluşacaksın? Benden önemli mi? Dudaklarını öptüğün adamdan değerli mi Jimin?" Bir sorun var gibi gözüküyordu.
"Bu kadar ciddi olmanın nedeni ne? Bir sorun mu var gerçekten rawoon?"
"Jimin anlamıyorum mu sanıyorsun?"
"Neyi?" Ses tonu fazla garipti. Nefes seslerinin ağırlaştığını hissediyordum. Hızlıydı sokukları, gerçekten bir derdi var gibi.
"Benimle öpüşmüyorsun Jimin." Duyduğum cümle karşısında beğendiğim kıyafeti alacakken duraksadım.
"Anlamadım?"
"Diyorum ki, neden benimle eskisi gibi öpüşmüyorsun? Diğerlerinden farklıydık biz. Bunu biliyorsun." Diyecek bir şey bulamadım. Gerçekten onunla öpüşmeyi bırakmıştım. Fark etmemiştim bile bunu ama birinin dikkatini çekmişti.
"Rawoon kısaca söylemek gerekirse sıkıldım. Öpüşmeyi seviyorum doğru ama ben artık başkasından hoşlanıyorum." Demiştim. Tamam kırılacaktı ama gerçek buydu. Uzatmaları oynamayı sevmiyordum. Ne olacaksa olurdu ve biterdi. Bu sırada onun cevap vermemesiyle elime file detaylı zıbını aldım.
"Jimin... Bu böyle rahatça söyleye bileceğin bir şey mi? Ben senin yiyiştiğin adamım." Dediklerine gözlerimi devirdim. Aramayı hapörlere alıp, telefonu mu yatağın üzerine bıraktım.
"Seninle şuan konuşmayalım dedim. Sen istedin bunları duymayı. Ekseri sadece öpüştük, sikişmedik. Bu kadar büyütülecek bir şey değil bu." Konuşurken üzerimi çıkarmıştım. File detaylı zıbın gömleği giyip altıma da pelvis kemiklerimin üzerinde biten kumaş bir pantalon giydim.
Dediklerime cevap vermediği uzun sürede saçlarımı da taramaya başlayıp tam sarı olmasa da sarı saçlarımı iki ellerimi daldırarak dağınık şekilde örmeden önce okşadım. Sadece nefes sesleri gelen telefona ise ister istemez bakışlarım kaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
● The Monster İnside Me ●
Fanfiction"Aslında konuşmak için biraz geciktik değil mi? En başında aklımdakileri sana sormam gerekti. Sevgililer böyle yapardı ama ben yapamadım. Mesela bu ilişki de yeteri kadar diyalog kurmadan seninle öpüşüyoruz, senin bana her dakika dokunmanı istiyorum...