° forty-nine ° Bu gece dolunay var Jimin.

269 16 23
                                    

Ellerim de üzümlerim Taehyung'un odasında arkadaşlarımla oturuyordum. Doğuma sadece iki gün kalmıştı ve bunun korkusuyla yanıp tutuşuyordum. Ara sıra giren sık ağrılar canımı öyle bir yakıyordu ki ayak parmaklarımdan omurgama doğru bir titreme vücudumu ele geçiriyordu.

Bu geçen iki ayda sanki aklım benimle küçük küçük oyun oynamıştı. Doğum yaklaştıkça karnımdan çıkacak olan bebekten de korkmaya başlamıştım. Zaten korkuyordum ama bu bir başkaydı. Öyle başkaydı ki arkadaşlarım korkmamam gerektiğini kulağıma fısıldıyordu. Gerçek anlamda baba olmaktan iliklerime kadar ürküyordum.

Son bir ayda düşüncelerim daha da oturur ve alışırım demiştim ama olmamıştı. Düşüncelerim, hayatım bir kere istismar edilmiş gibi geliyordu. Bu yüzden ya zannımca Taehyung'un dizlerinde günlerce ağlamıştım, bir şeyler hep yanlış geliyordu.

Taehyung saçlarımı okşuyor, bana şiirler okuyarak beni rahatlatmayı umuyordu. Fakat dizlerinde uyuyan oğlan rüyalarında bile kabuslarla boğuşuyor, titreyerek uyanıyordu. Ben daha yirmi yaşındaydım, evet bir ay önce yirmi oldum. Ve bu içinde olduğum durum hala daha hayallerime engel olacak gibi bir his vardı tüm bedenim de. Elimde değildi biliyorum. Ancak ben hayallerimi gerçekleştirmeyi baba olmaktan daha fazla istiyordum.

Ve bunun için de bir ay önce benimle konuşmak isteyen rawoon'la konuşmaya başladım. Kimse bilmiyordu, sadece ben ve yeonjun biliyordu. Acımamıştım... Onu da kendimle birlikte bu yükün altına çekmiştim. Bana sevgisi ise bu ağır yükü kaldırmaya yetmişti. Şimdi parmaklarımı okşarken yanıma yüzüme yaklaşmıştı iyice, bekledim diyeceğini. Gözlerimi kırpıştırdım bir kaç kere.

"Emin misin hyung? Bunun geri dönüşü asla olmaz."

"Daha fazla sorma yeonjun, yapamam biliyorsun." dedim. Dediğimle ise gözlerini yumarak başını salladı, tam o sırada Jungkook'un sesi duyuldu.

"Ne konuşuyorsunuz aranızda peşmergeler."

"Hiç, hiç öyle yani şey-"

"Ne bu heyecan lan?' diyen yoongi hyung ile bakışlarım ona kayarken tebessüm ettim.

"Bebek doğunca ilk o öpecekmiş onu söylüyor." dedim yeonjun ise yüzüme baktı öylece. Biliyorum içinden sen nasıl bu kadar duygusuz olabilirsin diyordu. Ama hayatımın tam olarak nasıl mahvolduğunu dahi bilmiyordu.

"Salak, ilk Jimin öpecek tabi ki bebeğini." diyen Taeyong ile herkes kahkaha atmıştı. Ben ise başımı sola doğru yatırıp yüzümü buruşturmuştum. Velakin enseme giren ansızın sızıyla sesli bir inleyiş peyda okumuştu dudaklarımdan. Artık her yanım ciddi mânâda ağrıyordu.

"Hey ne oldu? Daha iki gün var ağrımı başladı-"

"Yok hyung sadece enseme ağrı girdi." demiştim ki kapıdan bir anda giren Taehyung ile bakışlarım ona kaydı.

"Bebeğim, iyi misin?" elinde hala açık olduğunu seslerden anladığım telefonla bana sorduğu soruya geniş bir gülümseme bıraktım.

"İyiyim, sadece enseme ağrı girdi." dedim. Cevabımla telefonu kapayıp yanıma yakalaşarak yatağa oturmuştu.

"Bu ağrılara bir şeyler yapamadığım için üzgünüm. Affet beni sevgilim." iki ay boyunca geçirdiğimiz güzel dakikalar en çok bize yaramıştı. Artık daha rahat sevgilim beni öpme zamanına dönebilmişti.

Karnımda ki bebeği kabullenemesem de Taehyung her şeyimdi. Onu gerçekten seviyorum ancak bebek her düşünce de göğsümü sıkıştırıyordu. Belki yapacağımı yapmasam, geri adım atsam dahi kötü bir ebeveyn olacaktım. Bir anne bile bebeğini lohusa dönemin de kabul etmeye bilirmiş. Bu internette doğal bir durum diye geçiyordu tek fark vardı aramızda anneler lohusa döneminden sonra kabul edenilirlermiş. Ben edebileceğimi düşünmüyorum. Bu elimde değil, bu elimde olmayan bir durum...

● The Monster İnside Me ●Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin