-8-

70 20 42
                                    

Aklımda doktorun dedikleri ve kabusum dönüyordu. Aslında hep kabus görürdüm lakin... Bu çok gerçekçiydi. O anları tekrar yaşıyormuş gibiydim... O adamın bana olan yaklaşımı, o kadının beni öldüresiye dövmesi, babamın umursamamazlığı, o kızın üzgün bakışları, annemin beni suçlamaları. Hepsi tek tek bir kabusa sığdırılmıştı...

13 yıl önce 2011
__________

Yabancı olduğum evde gözlerimi gezdirmiştim. Korkuyordum... O kadını tanımadığım için çok korkuyordum.

"Burada kalacaksın."

Babamın sert sesi ile yutkunup kafamı salladım. Babamı çok görmediğim için onu da tanımadığım söylenebilirdi. Elimdeki valizi bıraktım. Babamda odadan çıkıp gitmişti. Çok büyük bir oda değildi... Bir yatak, dolap ve çalışma masası vardı. Bir tane küçük cam sıkısıkıya kapatılmış perdelerin arkasına gizlenmişti.

Yavaşça gidip perdeyi çektim. Güneş ışığı içeriye daha da girmişti. Sakince gülümseyip yatağıma oturdum. O sırada kapım açıldı. Tanımadığım kadın gelmiş kapıda kollarını bağlayarak bana bakıyordu.

"Ev işlerinde bana yardım edeceksin."

Sessizce kafamı sallayıp onu onayladım.

"Kalk şimdi, Yu-jun gitti. Bende A-yun'a bakacağım. Git ve yeni alınan meyve sebzeleri yıkayıp dolaba yerleştir."

Tekrar kafamı sallayıp ayağa kalktım. O ise kapıdan biraz çekilmiş benim geçmemi beklemişti. Geçip ona baktım. Evin yerini tam bilmiyordum. O ise önümden yürümeye başlamıştı. Birlikte mutfağa gelmiştik. Bana yerdeki poşetleri çenesi ile gösterip gitmişti.

×

Yaklaşık 3 saatin sonunda her şey bitmişti. Yorulmuştum... O sırada kucağında A-yun ile gelen üvey anneme döndü gözlerim. Hızla gidip buzdolabını açıp kontrol etmişti. Ama anında kaşları çatılmıştı.

"Bu ne!? Meyveler sağ çekmeceye, sebzeler sol çekmeyecek konulacak! Çabuk düzelt bunu! Bir işi de düzgün yap! Ama... Ji-an'ın doğuracağı çocuktan ne beklenir ki?"

Diyerek alayla konuşup gitmişti. Biraz sesi yüksek çıktığı için korkmuştum. Bu yüzden hızla dolaba gidip yerlerini düzeltmeye başladım. Üvey annem ise kucağındaki kızını bırakıp tekrar mutfağa gelmişti.

"Yemek yapacağım, oradan sana söylediğim malzemelerini hızlıca çıkarıyorsun."

Demişti. Bende kafamı sallayıp dudaklarımı ısırdım. Bir kaç malzeme sayınca dolaplardan bulup ona verdim. En son elimde bir baharat vardı.

"Bu ne Felix!? Sana kekik dedim! Nane değil!"

Diyerek sinirle bağırmıştı. Hızla geri baharat dolabına döndüm. İkisinin farkını bilmiyorum... Bu yüzden biraz karıştırdım.

"Şey... Ben ikisinin farkını bilmiyorum..."

"Çekil şuradan!"

Hızla gelip kolumu tuttuğu gibi beni geriye fırlatmıştı. Bende dengemi sağlayamadığım için kalçamın üstüne düşmüştüm.

"Bak bu kekik! Duydun mu!?"

Diyerek sinirle dolap kapağını çarpıp tezgaha geri dönmüştü. Dudaklarım büzülünce ağlamamak için dudaklarımı ısırdım. Annemi istiyordum...!

Betrayal-HyunLix- +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin