-33-

82 12 56
                                    

Hyunjin tüm gün yüzüme bakmamıştı resmen. Söz verdiği gibi tüm kurabiyeleri yiyip bitirmişti. Dün ne oldu bilmiyorum ama daha da tuhaf davranmaya başlamıştı. Bende bu yüzden Jeongin'i aramıştım. Hemde moral vermek için. Lakin telefonunu açmamıştı. Rahatsız etmemek adına daha fazla aramadım.

Derin bir iç çekip sabahtan beri mutfaktan çıkmadığım aklıma gelmişti. Bu yüzden gidip salona Hyunjin'in çaprazına oturmuştum. Bir kez olsun dönüp bana bakmamıştı. Neyi vardı çözemiyordum.

"Hyunjin..."

Cevap dahi vermedi. Bir tepki istiyordum ama o buna izin vermiyordu.

"Dün... Bir şey mi oldu?"

Bir süre gözlerini kırpıştırdı. Kaşları yavaş yavaş çatıldı ve bana döndü. Bugün ilk defa göz göze gelmiştik resmen.

"Bana dün hakkında hiçbir şey sorma Felix!"

Bağırması ile boş boş yüzüne baktım. öylece kaldık bir süre sonra.

"Seni anlamak istiyorum tamam mı!? Ama sen buna izin vermiyorsun!"

"Bağırma bana!"

"Asıl sen bana bağırma! Ne bu hallerin? Neyi yanlış yapıyorum Hyunjin!"

"Yanlış olan bir şey yok!"

"Öyleyse bana neden bir hiçmişim gibi davranmaya başladın!? İğreniyor musun benden..?"

Bir süre gözlerime şaşkınlıkla baktı.

"Bunu... Nasıl düşünebilirsin!?"

"Öyleyse bunu kanıtla Hyunjin! Aylardır düşünmekten doğru düzgün uyuyamıyorum! Geceleri geç gelmene bir şey demiyorum. Olabilir işlerin ağırlaştı. Ama... Aylardır öpmüyorsun bile beni Hyunjin... En güvendiğim eller bir anda üzerimden çekildi. Ne yapmaya çalışıyorsun artık anlamıyorum. Hayatım boyunca aldığım darbeler az mı geldi sana?"

"Saçmalama Felix!"

"Ne öyleyse! İstemiyorsan beni, söyle! Bitirelim!"

"Asla!"

"O halde bana insan gibi davran!!"

Diğer cümlelerime göre bunu resmen çığlık atar gibi söylemiştim. Şaşkınca bana bakıyordu. Bende derin nefesler eşliğinde ona baktım. Gözleri dolu dolu oldu. Bedenimi bir şaşkınlık sardı. Bu neydi böyle..?

"Ben... Bu kadar bağırmak istemedim. Seni incittim mi?"

Sesim o kadar kısık çıkmıştı ki... Hıçkırarak ağlamaya başladığında daha da şaşırdım. Bunca zaman birlikteydik onun ağladığını pek görmemiştim ben. Bunlar tuhaf geliyordu.

Kalkıp hızlıca yanına gittim ve ona sarıldım. O da bana sımsıkı sarılmıştı. Gözyaşları üzerimi ıslatırken bir anda gülmeye başladı. Önce kıkırdadı sonra kahkaha atmaya başladı. Neden böyle oluyordu..?

"Hyunjin?"

"Felix..."

Kahkahalarını dindirip yüzüme baktı.

"Sen... İyisin öyle değil mi? Bak eğer bir şey varsa ve söylemiyorsan, seni affetmem."

Yine gözlerini bir nefret kapladı.

"Beni... Affetmezsin ha?"

Sustum. Şu beş dakikada kaç tane duygu yaşamıştı?

"Cevap ver bana!"

Beni ittirip ayağa kalktı. Koltuğun sırt kısmına çarpan sırtım acımamıştı. Ama o... Değişmişti.

"Susma! Söylesene!"

Betrayal-HyunLix- +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin