Aylar sonra
Bir kaç ay içinde tüm düğün işlerimizi halletmiştik. Kısa bir tören sonrası Hyunjin'in arkadaşları ile tanışmıştım. Herkes kendi arasında sohbet ederken biraz kendimi dışlanmış hissettim. Çok yabancıydı bana bunlar.
Gözlerim küçük tören salonunda gezinirken kapıdan içeriye yaşlı bir adam girdi. Bu kimdi? Hyunjin'in bir tanıdığı mıydı? Arkasında iki tane takım elbiseli adam vardı. Ben onu izlerken göz göze geldik. Beyazlamış saçlarını arkaya doğru taramış, lacivert bir takım giymişti.
Kaşlarım çatılır gibi olduğunda bize doğru geldiğini fark ettim. Herkes ona bakıyordu. Yanımdaki Hyunjin'in kolunu tuttum. Gözleri ilk bana dönmüş sonra arkamda kalan adama dönmüştü. Kaşları anında çatılmıştı, gözlerinden bir nefret geçmişti.
"Hyunjin..."
Sessizce mırıldandım. Gözlerini arkamdaki adamdan alamazken dudaklarını araladı.
"Söyle bebeğim?"
"O kim?"
Gözlerini yine bana çevirdi. Gözlerinde nefreti görmek beni pek iyi etkilemedi. Adam yanımıza kadar gelmişti. Kafamı ona çevirdim. Adamın gözleri benim üzerimdeydi. Kaşları çatıktı. Ayrıca... Biraz Hyunjin'i andırıyordu.
"Laf anlamaz bir çocuksun."
Kalın ve hırıltılı sesini duymuştum adamın. Gözleri benim üzerimdeyken söylediği için istemsizce üzerine alındım.
"Be-ben mi?"
Gözleri Hyunjin'e döndü.
"Sen değil, benim oğlum öyle."
Gözlerim şaşkınlıkla aralandı. Salondaki herkes bize bakıyordu. Gözlerim ikili arasında gidip geliyordu. Hyunjin ellerini sıkıca bir yumruk yapmış, dişlerini sıktığını belli eder bir şekilde duruyordu.
"Neden geldin...?"
Hyunjin resmen fısıldamıştı.
"Evlendiğine bile haber vermiyorsun."
"Bu anımı görmeni isteseydim, verirdim."
Adam alayla gülmüştü.
"Küçük bir çocuk değilsin, boş duygulara kapılıp bana kafa tutmaya sakın çalışma."
"Yok ya, sen kimsin ki?"
Bu gergin atmosferi dağıtmak adına Hyunjin'in sımsıkı yumruk olmuş ellerini tuttum.
"Hyunjin, lütfen..."
Gözleri bana döndü.
"Bir şey yok, o da gidiyordu."
"En azından bir kadın ile evleneceğini sanardım Hyunjin. Sen cidden benim en büyük yüz karamsın."
"Sen... Defol git! Rahat bırak beni anladın mı?"
"Sen benim oğlumsun!"
"Zamanında babalık yapabilseydin keşke!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Betrayal-HyunLix- +18
Fanfiction"Gözlerin bile yalan söylediği bu cihanda sana nasıl güvenebilirim..?" "Güven bana, sana güvenin rahat kollarını tattıracağım." Ölmüş iki ruhun gece dansıydı bizim aşkımız. Gece kusurlarımızı örter, bizi temiz gösterirdi. Şafak sökene kadar ettiğimi...