"Ben... Seni hissetmek istiyorum Hyunjin. Seni o kadar özledim ki..."
Gözleri yine beni buldu.
"Yorgunum."
"Birazcık bile bana ayıracak vaktin yok mu?"
"Yorgunum dedim."
"İğreniyor musun..?"
Kaşlarını çatmıştı.
"Ne diyorsun sen?"
"Gayet açık gibi."
"Öyle bir şey yok."
Omuz silktim.
"Tamam Hyunjin. İyi geceler."
Arkamı ona dönüp cenin pozisyonunda uyumaya çalıştım. Ama olmuyordu. Ağlamamak adına dudaklarımı dişliyordum. O sırada kolları belime sarılıp beni kendisine çekti.
"Üzülmeni istemiyorum."
"Üzülmüyorum, özlüyorum."
"Aynı şey."
Sessiz kalmayı tercih ettim. O da beni çevirip üzerime çıkmıştı.
"Tamam Felix, sevişelim."
"Tek derdim seninle sevişmek değil Hyunjin. Öpmüyorsun, sarılmıyorsun, güzel bir kelime söylemiyorsun, beni merak etmiyorsun."
"O halde, dediklerini yapacağım."
"Ben bunu istedim diye yapmanı istemiyorum. İçinden geliyorsa yap, gelmiyorsa yapma."
"Geliyor..."
Diyerek fısıldamış ve dudaklarıma eğilerek bir öpücük bırakmıştı. Karşılıksız kaldım. O da derin bir iç çekerek geri çekildi.
"Hadi ama... Küsme bana."
"Çocuk değilim, küsmüyorum."
"O halde kanıtla bunu."
Tekrar dudaklarıma yaklaşıp alt dudağımı emmeye başlamıştı. Sakince karşılık verdim. O da elleri rahat durmayarak bir anda pantolonumu ve iç çamaşırımı çıkartmıştı. Acelesi neydi?
Elleri tişörtümün eteklerine gelmiş ve yukarıya çekerek çıkartmıştı. Bununla birlikte dudaklarımızda ayrılmıştı. Dudaklarımı yalayıp ona baktım.
"Acelen ne?"
"Acelem yok."
"Bana öyle gelmiş olmalı."
Bu sefer dudakları boynumu buldu. Sert bir şekilde emiyor ve dişliyordu. Hep bu kadar sert miydi..? Dudaklarının izinin kalacağından emindim artık. O da kendi üzerindekileri çıkartmaya başlamıştı. Pantolonunu çıkartıp atmış sonra üzerindeki uzun kollu tişörtten kurtulmuştu. Bedenini süzerken gözlerim onun çizik dolu vücuduna takıldı.
Omuzlarında, kollarında, elinin üzerinde, sırtında. Tırnak izleri vardı... Nefesim sıklaşmıştı. Daha önce nasıl fark etmemiştim..? Yine de sessiz kaldım. O da parmaklarını bacaklarıma sararak iki yana aralamıştı. Sonra parmaklarını ıslatıp hiç umursamadan iki parmağını deliğime sokmuştu. Dişlerimi sımsıkı birbirine kenetledim.
O bir başkası, ya da başkalarıyla mı sevişmişti!? Gözlerim dolacak gibi olmuştu. O bunu fark etmemişti. Sadece kendi aldığı zevki düşünüyordu. Bir anda parmaklarının baskısı gitti. Yerine penisi geldi. Davranışı çok sertti. Ayrıca acele halinde yapıyordu. Niye böyleydi?
"H-hyunjin..."
Beni duymamıştı bile. Sadece kendine odaklanmıştı.
"Canım yanıyor..!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Betrayal-HyunLix- +18
Fanfic"Gözlerin bile yalan söylediği bu cihanda sana nasıl güvenebilirim..?" "Güven bana, sana güvenin rahat kollarını tattıracağım." Ölmüş iki ruhun gece dansıydı bizim aşkımız. Gece kusurlarımızı örter, bizi temiz gösterirdi. Şafak sökene kadar ettiğimi...