-17-

54 15 35
                                    

Bir kaç ay sonra

Bu hastanede koca bir yılım geçmişti. Hyunjin ile biraz daha yakınlaşmıştık lakin o artık gidiyordu. Bu yüzden üzgündüm, gitmesini istemiyordum. Bu gün yine seansım vardı. Derin bir iç çekip aynanın önünden çekildim. Üzerimde siyah bir eşofman ve açık mavi bir ince kazak vardı. Yine sonbahar ayına giriyorduk ve ilaçlardan da dolayı fazla üşüyordum.

Hastalığım hemen hemen geçmişti. İnsanlar bana sarılınca bedenim sakin bir tepki veriyordu. Sınırlarım çok aşılmadıkça panik atak geçirmiyordum. Bu yüzden mutluydum. Herkes gibi olmuştum artık. Beyaz terliklerimi yerde sürüye sürüye odamın kapısına ilerleyip kulpu tuttuğum gibi açtım. Seanslara gitmeden önce Hyunjin'e uğradığım için hemen yan taraftaki odasına girdim.

Masasında bir deftere bir şeyler yazan Hyunjin bana dönünce gülümsedim. O da bana karşı gülümseyip defteri kapatıp ayağa kalkmış ve kollarını bana doğru açmıştı. Kapının eşiğinde durmaktan vazgeçerek aramızdaki mesafeyi koşarak tamamladım ve kolları arasına girdim.

"Güzelim benim, seansa mı gidiyordun?"

"Evet! Sende toparlanıyorsun galiba?"

Dedim göğsünden kafamı kaldırıp dudaklarımı büzerek etrafa bakarken. Çenemden tutup beni kendisine çevirmişti tekrar. Gözlerimi gözlerine kilitledim.

"Üzülme ama... Bak sende iyileşiyorsun, yakında seni de çıkarırlar."

Dudaklarımı daha da büzüp ayaklarımı yere vurdum.

"Banane ama...! Gece sensiz uyuyamadığımı bu doktorun bilmiyor mu!?"

İsyan etmemle kıkırdayıp saçlarıma öpücük bırakmıştı.

"Çocuk gibisin gerçekten."

"Ama... Ne yapacağım ki ben? Daha ne kadar duracağımda belli değil...!"

Mızmızlanarak bedenimi sağa sola salladım. Gitmesin istiyordum.

"Seansın bitince yine gelip bana mızmızlanırsın bebeğim, doktorunu daha fazla bekletme."

Gözlerim odadaki saate kaydı. Seansın başlamasına 1-2 dakika vardı.

"Peki..."

İki eli ile önüme düşen saçlarımı kulaklarımın arkasına sıkıştırıp yanağımı öpmüştü. Bu hareketi ile kalbim delicesine atmıştı. Beni böyle öpüp, sarılıp, sevmesi hoşuma gidiyordu.

"Bana yok mu öpücük?"

Sağ elinin işaret parmağı ile sağ yanağını göstererek hafif eğilince güldüm. Ve parmaklarım üzerinde yükselip yanağına küçük bir öpücük kondurmuştum. Onu öpünce bir ateş basıyordu sanki. Karnıma kramplar giriyor, kalbim göğüskafesimi zorluyordu. Tüm kanın yanaklarıma toparlandığını hissedebiliyordum. Kafamı eğip hızlı adımlarla odanın çıkışına ilerledim.

"Utan bakalım elma yanak, seans sonrası yine birlikteyiz nasılsa."

Bu dedikleri daha da utanmamı sağlarken ona cevap vermeden kapıyı kapatıp yüzümü ellerimle kapatıp sıvazladım. Sonra koşa koşa merdivenlere yönelip hızla tırmandım. Merdivenlerin sonunda soluklanıp hızlı adımlarla doktorun kapısının önüne gelmiştim. Yavaşça kapıyı tıklatıp içeriye girdim. Doktorumun yıllardır değişmeyen karşılaması ile bende gülümsedim.

Betrayal-HyunLix- +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin