Gözlerimi açtığımda karanlıktı. Vücudumu hareket ettirmek istedim ama giren ağrılar ile durdum. Üşümüştüm, hemde çok fazla üşümüştüm.
"Uyandın bakıyorum."
Karanlıktan bir ses gelmiş sonra ışık odaya yayılmıştı.
"Günaydın güzelim."
Yanıma yaklaşıp saçlarımı okşamıştı.
"Nasıl hissediyorsun?"
Cevap vermedim.
"Cevap vermelisin ama."
Onunla konuşmak istemiyordum. Bana bu yaptıkları çok kötüydü. Ve içimden bir ses daha kötülerinin geleceğini söylüyordu.
"Evet... Nerede kalmıştık?"
Odanın diğer ucuna gitmişti. Bir demir sopa ve ısıtıcı bir alet almıştı. Ne yapmak istediğini anlamamıştım. O ise sakince demiri ısıtmaya başlamıştı. Yavaş yavaş demir ısınıyor ve rengi kırmızıya dönüyordu.
"Sana tek bir soru soracağım."
Gözlerini demirden çekip bana bakmıştı. Anlamaz şekilde ona baktığımı görünce gülmüştü.
"Söyle hadi bana... Bu demir parçasını mı istersin? Yoksa benimkini mi?"
Anlamamıştım. Bu ne demekti şimdi?
"Hadi ama Felix. Demek istediğim içine kimi kabul etmek istersin?"
Gözlerim kocaman olmuştu.
"Bu... Delilik."
"Hm... Düne göre daha düzgün konuşuyorsun, sevindim."
Biraz daha bana yaklaşmıştı.
"Hangisi?"
Boş boş ona baktım.
"Saçma bir soruydu haklısın. İkisini de kabul edebilirsin bence."
"Hayır!"
Bağırmıştım ama beni umursamamıştı. Hareket etmek, bacaklarımı kapatmak istemiştim ama bu zincirler buna engel olmuştu.
"Fazla hareket edersen canın çok daha yanar Felix."
Yavaşça yanıma eğilmişti. Isıttığı demir sopa parlıyordu resmen. Kafamı korku ile olumsuz anlamda salladım.
"Hyunjin... Yapma çok ileriye gidiyorsun...!"
"Hiçte bile Felix."
"Gerçek değildi hiçbir şey!"
"Sıkışınca yalan söylememelisin."
Sıcak demiri bir anda içime itmişti. Hissettiğim yakıcı acı ile çığlık attım. Hiç acımadan demiri en derinlerime itmişti. Derimin demire yapıştığını hissediyordum. Deliğim uyuşmuş gibi olmuştu.
"Çok acıyor! Hyunjin yalvarırım yapma!"
"Kes sesini!"
Demiri içimde gel git yapacak şekilde oynatıyordu. Acıdan ağlamaya başlamıştım. Bu acı... Çok kötüydü! Ama bir yandan da demir yavaş yavaş soğuyordu.
"İnan bana... Sana ihanet etmem ben!"
"Felix! Kes sesini! Duydun mu!? Kes sesini!!"
Bağırmış ve demiri bırakmıştı. En derinime baskı yapan demir ve sıcaklığı canımı o kadar çok yakıyordu ki...
"Bekle burada."
Odadan çıkıp gitmişti. Derin derin nefesler alıyordum. Bu... Bu çok kötüydü! Bir sıcaklık hissediyordum. Yavaşça yere baktığımda kan aktığını görmüştüm. Demir sopadan kayıp düşen kanlar yerde bir birikinti yapmıştı.
![](https://img.wattpad.com/cover/375248146-288-k999527.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Betrayal-HyunLix- +18
Fanfiction"Gözlerin bile yalan söylediği bu cihanda sana nasıl güvenebilirim..?" "Güven bana, sana güvenin rahat kollarını tattıracağım." Ölmüş iki ruhun gece dansıydı bizim aşkımız. Gece kusurlarımızı örter, bizi temiz gösterirdi. Şafak sökene kadar ettiğimi...