Adaya gelmiştik. Hyunjin dışarıya biraz nefeslenmek için çıkmıştı. Bu gün bizim günümüzdü... Ve ben tamamen onun olmak istiyordum. Uzun zamandır bunu düşünüyordum. Şimdi ise gidip söylemem gerekiyormuş gibi hissediyordum.
Yavaşça ayağa kalkıp dışarı çıktım. Dışarıda oturan Hyunjin'i görünce yanına gittim. Beni fark edince gülümsedi.
"Bebeğim hoş geldin."
Gidip kucağına oturup kafamı boynuna sakladım.
"Bir şey mi oldu?"
"I-ı..."
"Emin misin?"
"Hm hm."
Kısa bir sessizlik sonrası derin bir iç çektim.
"Ben... Bir karar verdim."
"Dinliyorum güzelim."
"Şe-şey... Hani, daha önce denediğimiz şey vardı ya..."
"Ne denedik bebeğim?"
Dudaklarımı dişledim.
"Um... Ben korkmuştum, sen kendini kötü hissetmiştin. Bu yüzden özür dilerim ama... Ben yine istiyorum. Kendimi hazır hissediyorum Hyunjin."
Bir süre sessiz kaldı.
"Meleğim, sana zarar vermek istemiyorum ben."
Kafamı kaldırıp ona baktım.
"İyi hissediyorum. Gerçekten, bana inan."
"Güzelim belki sen öyle hissediyor olabilirsin ama gerçeği daha önemli."
Omuz silktim.
"Deneyelim, tamamen senin olduğumu hissetmek istiyorum Hyunjin."
"Hayır... Ben bunu sana yapamam."
"Beni istemiyor musun yoksa? Eğer öyle bir şey varsa sorun yok. Bunu bana söyleyebilirsin. Ben... Bunu anlarım, evet."
Sona doğru sesim iyice kısılmış ve gözlerimi kaçırmıştım.
"Seni istemeseydim evlenme teklifi etmezdim bebeğim. Böyle bir durum söz konusu değil olamaz da. Her zerrem seni istiyor çünkü. Anlıyor musun beni?"
"Anlıyorum..."
"Bu yüzden bu saçma düşünceleri kafandan at. Ve lütfen bebeğim, sakin bir kafa ile bunu tekrar değerlendir. Ben sonrasında senin pişman olup üzülmeni ya da korkmanı hiç istemiyorum."
"Hyunjin... Ben yeterince düşündüm. Senden pişman olmam, olamam."
Ellerini saçlarıma çıkartmıştı. Yavaşça saçlarımı okşayıp bir kaç öpücük bırakmıştı.
"Emin değilim... Bu konu hakkında canını yakamam ben."
"Hayır, canım yanmayacak."
"Emin misin?"
"Eminim... Baksana kimse yok, biz yine birlikteyiz. Korkmayacağıma söz veriyorum."
Serçe parmağımı ona uzatınca yavaşça elimi yakalayıp serçe parmağımın ucuna bir öpücük bıraktı.
"Meleğim, seni çok seviyorum biliyorsun değil mi?"
"Biliyorum, bende seni çok seviyorum."
Yavaşça eğilip yüzünü yüzüme yaklaştırdı ve sıcak dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Kalbimin hızı bir anda artmıştı. Yavaşça gözlerimi kapattım. Onun bir eli saçlarımda diğer eli benim bir elimi tutar vaziyetteydi. Yavaşça bir elimi boynuna sıkıca doladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Betrayal-HyunLix- +18
Fanfiction"Gözlerin bile yalan söylediği bu cihanda sana nasıl güvenebilirim..?" "Güven bana, sana güvenin rahat kollarını tattıracağım." Ölmüş iki ruhun gece dansıydı bizim aşkımız. Gece kusurlarımızı örter, bizi temiz gösterirdi. Şafak sökene kadar ettiğimi...