Selammm!!!
Yepyeni bir bölümle sizlerleyiz. Hiç uzatmadan bölüme geçebilirizzz.
İyi okumalarr...
~~~
Acılardan doğrular doğardı.
İnsan ne kadar acı çekerse o kadar doğru yapmaya gayret ederdi. Çünkü yanlış yaparsa acı çekeceğini bilirdi.
Ben...
İzem Karasu.
Dışarıda bakıldığında çok havalı gözüken bir kadındım. İyi bir ailem, iyi bir işim vardı. İşimde oldukça başarılıydım. Fiziğim iyiydi, suratım güzeldi. Soğuk, inatçı ve deli bir kadındım. Herkesin ileride olmak istedi gibi biriydim.
Hayır.
Sevdiklerime aşırı düşkün biriydim. Sinirlenince gözüm dönerdi. Birinin karşısında ağlamazdım ama tek kalınca göz yaşlarım sel olur giderdi. Başarılı olmak için çok çabalamıştım. Başarılı olamayacağım diye, bir konuyu anlamadığım için ağladığım olmuştu. Dışardan göründüğünü kadar umursamaz ve soğuk değildim. Herşeyi içime atar, herşeyi çok takardım. Bir insanın dediği hemen kalbime dokunurdu ama bunu dışarıya yansıtmazdım.
Bazen ise güçlü olmak için ağlamazdım. Çünkü, eğer ağlarsam omuzlarım dik durmazdı ve güçsüz düşerdim.Güç bir insanın elindeki en önemli şeydi.
Gücün olmazsa kimse seni takmaz, ezer geçerdi.
Güçsüz olursan baban seni döverdi. Güçsüz olursan baban annene bağırırdı. Güçsüz olursan baban seni tecavüz ederdi. Güçsüz olursan baban anneni canıyla tehdit ederdi.
Bu yüzden güçlü olmalısın.Güçlü olmalıyım.
"Dediğimiz gibi Savcı Hanım. Eğer kameralar tehlike sezerse veya kameraya dokunulursa alarmlar ötemeye başlayacak. Ayrıca bu kameralar çok özeldir. Gördüğü kişiyi net bir şekilde gösterir." Ekim ayının yalancı güneşi yüzüme vururken gözlerimi kısarak karşımdaki adama baktım. Sabah erken saatte askeriyeye gelmiş ve kameraları değiştirmek adına dün ki olayı Albay'la konuşmuştum. Albay'la konuştuktan yarım saat sonra kameraları değiştirmek için Albay'ın çağırdı adamlar gelmişti.
"Anlıyorum." diyerek kafamı salladım. "Her tarafa takalım bu kameralardan. Askeriyenin içine de dışına da. Ne olur ne olmaz, önlem alalım yine de."
"Tamamdır Savcı Hanım." Ustalar eşyaları alırken askeriyenin arkasında kalan bahçe kısmına ilerledik. Geniş bahçede askerlerin antreman yapması için koşu için ayrılmış yerler ve ağırlıklar vardı.
Pençe Timi -Savaş hariç- yan yana dizilmiş, üstlerinde ağırlık olacak şekilde şınav çekiyordu. Yüzbaşı ise başlarında durup hepsini kontrol ediyordu. "Buraya ne tarafa takalım?""En geniş şekilde nereden çekecekse oraya takalım." dediğimde ustalar kameraları sabitlemeye başladılar. Ben ise ellerimi göğüsümün altında birleştirip onları izlemeye başladım.
Bugün Yüzbaşı ile beraber bu bölgeleri gezecektik. Sabahtan beri kendisini ilk defa görüyordum.
Kamerayı taktıktan sonra aktifleşen kamera sağ ve sola olacak şekilde iki kere döndü. "Bu da tamam Savcı Hanım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECENİN İZİ
General FictionYağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmama...