Merhabaaa!!!
N'abersiniz? İyisinizdir inşallah.
Lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Bu benim için çok önemli. Bir oy bile mutlu olmama sebep oluyor."Sevginin kıymeti kıyamet gelince anlaşılır." -hisssizyazar.
Sizi yine kendi alıntılarım ile boğuyorum DJSJSJSKSKSKS.
İyi okumalar.
~~~
Nane kokusu.
Huzurluydum. Burnuma dolan yoğun ve keskin nane kokusu huzurumu yerine getiriyordu. Bu koku liseye giderken hocalardan gizli derste çiğnendiğim naneli sakız kokusu gibiydi. Veya her sabah ayılmak için katur kutur yediğim naneli şekerler.
Kısacası huzur veriyordu.
Huzurun kelime anlamı bu olsa gerekti. Daha önce kendimi hiç bu kadar dinlenmiş ve rahat hissetmemiştim.
Gözlerimin önündeki siyah perde renk tonunu yavaş yavaş kırmızıya doğru bırakırken telefonumun çakma sesini duydum. Birkaç saniye sonra telefonum susarken birkaç bildirim sesi geldi.
Gözlerim açılırken görüşüp netleşti. Kendi odamda, kendi yatağımdaydım. Gözlerimi açar açmaz karşılaşmayı beklediğim surat Savaş'ın suratı değildi, aslında bir surat ile karşılaşmayı beklemiyordum. Savaş bir kolunu belime sarmıştı. Aramızda sadece santimler vardı. Sıcak nefesi yüzüme vuruyor, midemin kasılmasına sebep oluyordu. Birkaç saniye hareketsiz kaldım. Gür kirpikleri fevkalade görünüyordu. Saçları dağılmıştı. Huzurlu bir uykuda gibiydi. Bir elini belime, bir elini yanağının altına koymuştu. Bir an elimi kaldırıp yanağına doğru uzatacaktım fakat son anda durdum. Elimi geri çekip yataktan hızla doğrulurken Savaş gözlerini açmıştı.
Bacaklarımı yataktan aşağıya sarkıtıp komodinin üzerindeki telefonuma uzandım.
Albay: Askeriyeye gelir gelmez yanıma uğra İzem.
Albay: O Savaş'a da söyle çabucak askeriyeye gelsin, daha Tamer'i sorgulayacağız.
Annem adlı kişiden +4 cevapsız arama.
Lavin adlı kişiden +2 cevapsız arama.
"Oha ya." Elim enseme giderken mırıldandım. Sabah sabah neydi bu?
Gözlerimi duvar saatine çevirdim.
Hadi canım.
13.27
"Savaş." Bakışlarım Savaş'a döndü. Beyefendi uyanmış, telefonuna bakıyordu. "Öğlen olmuş."
"Farkettim." dedi uykulu sesiyle. Yeni uyandığı için sesi biraz daha pürüzlüydü. "Halil Albay ağzıma sıçmasa iyi. Dokuz kere aramış adam."
"Bana da mesaj atmış."
"İzinde bile rahat yok amına koyayım." Yataktan doğruldu.
Aynı yatakta, dip dibe uyuduğumuzu fark edince alt dudağımı dişledim.
"Şey, hazırlanalım. Direkt askeriyeye gidelim." Hızla ayağa kalktığımda ayağımı komodine vurdum. "Hay si-" Ayağımı tutarak yatağa geri oturduğumda Savaş'ın gülme sesini işittim. "Gülme."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECENİN İZİ
General FictionYağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmama...