Merhabaa!!!
Nasılsınız?? İyisinizdir umarım. Çünkü ben bomba gibiyimmm.
Umarım bölümü beğenirsiniz.
❗Soru cevap yapacağım. Sormak istediğiniz ne var ne yok herşeyi buraya sorabilirsiniz>>>>
Hepinize iyi okumalar.
~~~
Gün aymış, güneş etrafa ışık saçıyordu. Perdenin açık kalan aralık kısmından güneş ışınları içeriye sızıyor, tam yüzüme vuruyordu.
Saatlerdir yatakta bir sağ dönüyor, bir sola dönüyordum. Sabahın saat beşinde uyanmıştım. Şuan saat on birdi ve ben hâlâ yatağımda uzanıyordum.
Bugün askeriyeye biraz geç gitmeye karar vermiştim. Albay'a bir işimin olduğunu ve geç geleceğim hakkında mesaj atmış, telefonumu komple kapatmıştım. Ara sıra kendimle kalıp, herşeyden uzak durmak iyi geliyordu. Düşünceleri bir kenara bırakıyor, sadece gözlerimi açık tutuyordum. Şuan olduğu gibi.
Asil yanıma yatmış, uyuyordu. Benden iki saat sonra uyanmış ve direkt yanıma gelmişti.
Dün akşam Pençe Timi saat 11.30 gibi gitmişti. Onlar gittikten sonra bir şişe şarap alıp terasa çıkmıştım. Yıldızları seyrederek şarap içmek bana iyi gelmişti.
Güneşe doğru çevirdim gözlerimi tekrardan. Yalancı. Yalancı güneşi. Ekim aylarında çıkan, insanları ısıtmayan yalancı bir güneş.
Söylesene güneş, seni kim yalancı yaptı? Yoksa seni de mi yalancı olman için zorladılar?Nefesimi dışarıya verdim. Yataktan çıkasım yoktu ama mecburdum. "Asil," Elimi Asil'in tüylerine daldırdım. Kendisi çok derin uyuyan bir köpekti. Ama sadece güvendiği ve güvende hissettiği yerlerde derin uyuyordu. "Benden hiçbir zaman ayrılma, olur mu? Sen gidersen güçsüz düşerim. Ve bu benim isteyeceğim son şeylerden biri bile değil."
Yataktan doğrulup ayağa kalktım. Asil uyumaya devam ederken lavaboya geçip elimi yüzümü yıkadım, dişlerimi fırçaladım. Lavabodan çıkıp dolabıma ilerledim. Üzerime ince, boğazlı beyaz bir uzun kollu, altıma ise bol paça siyah pantolonumu giydim. Belime kahverengi kemerimi takıp ayağıma siyah topuklu ayakkabılarımı giymek için makyaj masamın pufuna oturdum.
Bileğimin hemen üzerinde biten topuklu siyah botumu giyip kenarındaki fermuarı çektim.
Bir gün topuklu ayakkabılarımdan vazgeçersem, bu kaybettiğim anlamına gelir.
Makyaj masama dönüp saçlarıma daldırdım ellerimi. Saçlarım bayağı uzanmıştı. Dümdüz, omuzlarından aşağıya, belime doğru uzanıyorlardı. Saçlarımı tarayıp, perçemlerimi ellerimle düzelttim. Perçemlerim çenemin hizasında bitiyordu ve yüzüme aşırı yakışıyordu. Her uzadığında evde yine bir tutam alıp çenemin hizasında kesiyordum. Eyeliner çekip, maskara sürdüm. Kahverengi farı göz kapaklarıma uygulayıp yanaklarıma allık sürüp bordo rujumu aldım elime. Sanırım bordo rengini biraz fazla seviyordum. Çünkü genellikle rujlarımın rengi bordo oluyordu.
Bugün hava güneşli gözüktüğü için üzerime herhangi bir ceket almadım. Siyah çantamı omzuma takıp Asil'e ilerledim. Asil'i evde tek bırakmak istemiyordum. Bu yüzden onu annemlere bırakacaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECENİN İZİ
General FictionYağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmama...