Merhabaa!!
Nasılsınızzz?? İyisinizdir umarım.
Bölümü beğenirsiniz diye umuyorum. Lütfen emeğimin karşılığını alabilmem için oy verin arkadaşlar.Hepinize iyi okumalar dilerimm.
~~~
Bazı insanlar sevilmeyi hak etmezdi. Ama kimi insan da nefreti hak etmezdi. Çünkü bir insanın nefretini hak edemeyecek kadar kötülerdi.
Ve Cevdet Yılmaz benim ne nefretimi ne sevgimi hak ediyordu.
Nefrette bir duyguydu ama ben Cevdet'e karşı hiçbir şey hissetmiyordum.
"Ben çok güzel gitar çalarım. Lise zamanında ben gitar çalardım, İz ise şarkı söylerdi. Beraber sahil kenarlarına gider böylelikle harçlık çıkarırdık cebimize." diyordu Lavin. Pençe Timine eski anılarımızı anlatıyordu.
Kolumu koltuğun kenarına yaslamış, çenemi ise yumruk yaptığım elime yaslamıştım. Sessizce Lavin'i dinliyordum. Savaş'ta benim gibiydi. Sessiz bir dinleyici.
"Bir keresinde artık ne kadar içten çalıp söylediysek bayağı para kazanmıştık." dedi gülerek. "Daha sonra o parayla gidip kendimize yemek almış, sahil kenarında oturmuştuk ve bütün parayı harcamıştık."
"Siz küçüklüğünüzden beri mi tanışıyorsunuz?" diye sordu Deniz.
"20 senedir tanışıyoruz birbirimizi." dedi Lavin. "Altı yaşında tanıştık biz. İlkokulda, sıra arkadaşıydık."
Pençe Timinin getirdiği tatlıları servis etmiş, çay demlemiştim. Savaş ne kadar dırdır etse de onu takmamıştım. Bebek bakıcısı gibi sürekli dırdır ediyordu.
"Ailelerinizde tanışıyordur o zaman?" diye sordu Asena.
"Annemle annesi çok iyi anlaşır. Babalarımızda tanışıyor."
"Bizim timde öyledir. Kardeş gibiyiz hepimiz. Birbirimizi ezbere biliriz. Komutanımın soğuk göründüğüne bakmayın, normalde abimiz gibidir." dedi Aral.
"Estağfurullah." dedi Savaş mırıldanarak.
Esnediğimde elimle ağzımı kapattım. Zil çaldığında Savaş ayağa kalkmaya yeltendi ama ondan önce kalktım. "Ben bakarım."
Kapıyı açtığımda annemlerle karşılaştım. Annem, babam ve Ege.
Annem elimde yemek kapları ile gülümsüyordu."Anne?"
"Hadi kızım çıkta geçelim içeriye." Kenara çekildiğimde içeriye geçtiler. Ege'nin zorla geldiği belliydi. Ayakta uyuyordu. "Aaa, misafirlerin mi vardı? Neden söylemedin kızım." dedi Pençe Timine bakarak.
"Anne geleceğinizi söylemediniz ki." Elindeki kapları alıp masaya bıraktım.
"Sus, çok konuşma." diye çemkirdi. "Neyse iyi ki fazla fazla yemek getirmiştim." Salona geçti. "Merhaba gençler. Ben İzem'in annesi Filiz, bu kocam Ahmet, bu da kardeşi Ege."
"Memnun olduk Filiz Hanım." Asena ve Savaş annemle babamı tanıyordu zaten.
Ege yanıma gelip sırtını tezgaha yasladı. "N'aber fıstık? İyileştin mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECENİN İZİ
General FictionYağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmama...