Hellüü!!!
N'abersiniz canlarr??? İyisinizdir umarım çünkü ben bomba gibiyim!!!
Bölümler hakkında minik bir açıklama yapmak istiyorum. Ben kitabı yayınlanmadan önce taslak bölümler oluşturdum daha sonra oturup o bölümleri düzgünce yazdım. Size şimdiye kadar attığım bölümler kitabı yayınlanmadan önce yazdığım bölümler. Bana şunu diyeceksiniz, "Madem elinde bölüm var, neden hızlı hızlı paylaşmıyorsun?" Sizi birazcık merakta bırakmak istiyorum eheheh. Şaka şaka, bölümleri oy sayısına göre atmak istiyorum. Çünkü eğer bölümleri ardı ardına atarsam çok oy gelmeyecek. Aynı zamanda yayınlanmadan önce bu bölümleri konrtol ediyorum. Yani bu da kolay olmuyor, bu yüzden hızla elimdeki bölümleri atmıyorum.
Medya: Savaş Alp Alakurt (Temsili)
Bu arada, size bölüm başlarında bölüm şarkısı olarak öneri şarkılar yazacağım. Bölümleri okurken o şarkıları dinleyerek okuyabilirsinizz.
Bölüm şarkısı: Duman - Haberin Yok Ölüyorum
Berk Baysal - Yaralarını Ben Sarayım★ İyi okumalar ★
~~~
Bir sürü kişiyi sorgulamış, yargılamıştım. Bin bir türlü insanla konuşmuştum. Yaşadıklarını dinlemiştim, yaşattıklarını da dinlemiştim.
Ama hiçbiri bu kadar kötü değildi.
"Özür dilerim." diye mırıldandı karşımdaki yabancı. Kahverengi saçlı, kahverengi gözlü bir kadındı kendisi. Saçları kısaydı, bakışları hüzünlüydü. Gözünden düşen her damla minik bir çocuk içindi.
Kendisi Gaye Aksu'ydu.
Sabah kahvaltıdan sonra Savaş'la askeriyeye gelmiştik. Atilla ise evde kalmıştı. Halil Albay biz askeriyeye gelir gelmez bana Gaye'yi sorgulama görevi vermişti. Neden bu görevi bana verdiğini bilmiyordum. Ama sanırım Albay beni test ediyordu galiba. Orasını hala tam anlamamıştım. Başarımı mı test ediyordu?..
"Neyin özrü bu?" diye sordum. Camın ardında Pençe Timi vardı. Sorguyu dinliyordu hepsi.
Kadın birden ağlamaya başladı. Kollarını kendine sarıp, titreyerek ağlamaya başladı.
Kaşlarım çatıldı.
Bir kız çocuğu öldürülmüştü. Bu kız çocuğu Gaye'nin kızıydı. Ama kim öldürmüş, nasıl ölmüştü bunu bilmiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECENİN İZİ
General FictionYağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmama...