"Merlin aşkına Malfoy at adamlarla ne ara düşman oldun?!"
Harry hiç bilmediği büyük bir ormanda koşarken Draco arkasından nefes nefese bağırdı. "Merlin de aşkı da umrumda değil Potter! Kıçını kaldır ve koşmaya devam et!"
Evet yine bir rüyada buluşmuşlar, sakin birkaç saat geçirmişlerdi. Küçük sakin saatleri Draco'nun haftalar önce bir rüyasında kavga ettiği at adamla karşılaşana dek sürmüştü.
Ve Harry koşmaya başladıkları ilk saniyeden itibaren tek bir şey düşünüyordu. Bir büyücü nasıl at adamlarla sorun yaşamış olabilirdi?
Harry kendisini büyük bir eğimle kaymış olan toprak parçalarından zorlukla kurtardı. Gözlüğü bir noktada hasar almıştı ve düzgün göremiyordu. Draco onun elini sıkıca tutarak koşmaya devam ederken Harry bu yardımı sessizce kabullendi.
En sonunda asa kullanabilecekleri bir alana geldiklerinde Draco Harry'i bir ağacın yanına çekti. İçi oyulmuş olan büyük ağaca Harry'i ittirirken kendisi de hemen ardından ağaca girmişti. "Tanrım! Uyanınca sana affedilmezlerle işkence edeceğim!"
"Uyanırsak seni astronomi kulesinden atacağım Potter!"
Harry karşılık vermek için ağzını açtığında Draco Harry'nin dudaklarına elini bastırdı. Diğer eliyle gencin ensesini sıkıca tutarken bedenlerini daha da yakınlaştırdı. Harry küçük ağaç kovuğunda Draco gizlenebilsin diye bedenini havaya kaldırmaya ve ona yer açmaya çalıştı. Draco iyice yerine yerleştikten sonra Harry'nin ensesindeki elini indirip çocuğu aşağı çekerek kucağına oturttu.
Yanlarından geçen at adamların sesi uzaklaştığında Draco Harry'nin yüzüne baktı. "Elimi çekeceğim ama bana Merlinden, aşkından ve Tanrıdan bahsedip durmayacaksın?"
Harry başını yavaşça salladı. Draco elini yavaşça geri çektiğinde Harry Draco'nun eline dudaklarını sararak çocuğun sol elini ısırdı. "Pott-"
Draco'nun öfkeli bağırışı Harry'nin onun dudaklarını eliyle kapatmasıyla sonuçlandı.
İkisi birkaç dakika sessiz kalırken Harry öfkeyle sarışın çocuğa baktı. "Anlatsana Draco gerçekten bir at adamla sorun yaşayacak kadar ne yaşadın sen?"
Draco omuz silkti. Boştaki ellerini havada tutamayacağı için Harry'nin belinin iki yanına koydu. "At adamlar yıldızlara bakarak geleceği yorumlar biliyorsun. Bana saçma sapan kehanetler söyledi ben de ona bir aptaldan farkı olmadığını söyledim."
"Ee?"
"At adam bu bölgenin en kalabalık sürüsünden geliyormuş, beni kovalamaya başladı. Arkadaşları da gelince bir ağaca tırmanmak zorunda kaldım. Uyanana dek ağacın tepesinden inmeyip onu atlatmıştım."
Harry sessiz bir kahkaha attı. "Çok salaksın Draco."
"Sen aşırı zekisin çünkü değil mi?"
Harry gülerek başını ağaca yasladı. "Şaka gibi. At adamlardan kaçıp bir kovuğa saklandık."
Draco Harry'nin belindeki ellerini biraz daha sıkılaştırdı. "Ne kaliteli şaka ama."
Harry Draco'nun ellerini hissedince bulundukları konumu hatırladı. Draco'nun kucağında oturuyor sayılırdı ve yüzleri birbirine dönüktü. Harry yerinde rahatsızca kıpırdandı. "Sesler gelmeye devam ediyor, geri dönerlerse at adamlara kurban gideriz. Geri dönmezlerse de çıkıp dikkat çekemeyiz. Uyanana dek burada kalmalıyız."
Harry sessizce başını salladı. Draco Harry'nin kırık gözlüğüne bakarak kaşlarını çattı. "O ne ara kırıldı?"
"Ağaç dallarına çarptığımda." Harry elini beline doğru uzattı. Asasını takılı olduğu yerden kırmadan almak için uğraşırken küçük alan Harry'nin rahat hareket etmesine izin vermiyordu. Harry kıpırdanıp dururken asasını çıkartabilmek için belindeki kemeri çekiştirip durdu. Bir noktada Draco belindeki ellerini sıkarak öfkeyle Harry'e baktı. "Kıpırdanıp durma Potter."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gris Émeraude
Fanfiction{Drarry} "Sana ait olan seni bulur derler, beni bulman uzun zaman aldı." Harry'e göre hayatı oldukça iyi bir şekilde ilerliyordu. Her daim yanında olan büyük bir ailesi, aralarından su sızmayan bir arkadaş grubu ve çocukluğundan beri hayallerini sü...