1.7

68 17 51
                                    

Harry valizleri arabadan çıkartırken babasına yardım ediyordu. "Eline dikkat et Harry." Babası valizi çekerek bagajdan çıkarttı. "Tamam koy arkana şunu."

"Yardım lazım mı Bay James?" Draco ikilinin arkasında belirdiğinde James başını yavaşça iki yana salladı. "Yok Draco, bir şey unutmadınız değil mi?"

"Hayır." Draco tebessüm etti. "Çocukların eşyalarını da kontrol ettim her şey tamam."

"Antares kesin bir şey unutmuştur." Harry başını yavaşça salladı. "Okulda hatırlayıp ağlayıp duracak."

"Kesinlikle. Bu çocuk beni çok yoruyor." James bagaj kapağını kapattı. Valizlerini trene taşımak için alan çocuklar sessizce gülümsemekle yetinirken Harry etrafa bakındı. "Ron geliyor."

Kızıl saçlı çocuk arkasından gelen kalabalık ailesinden kaçmak için acele ediyormuş gibi hızlı adımlarla ilerliyordu. Harry elini kaldırıp ona seslenene dek gözlerini trenden çekmemişti. "Ron!"

"Harry! Draco." Ron rotasını onlara doğru çevirerek Harry'e aceleyle sarıldı. "Sizi iyi gördüğüme o kadar sevindim ki anlatamam."

"İyiyiz Ron, sen nasılsın?"

Ron omuz silkti. "Nasıl olabilirim? Durumumu anlamak için Weasley ailesiyle bir Noel geçirmek ister misin?"

"Yok. Potter ailesi beni yeterince yoruyor Ron, üzgünüm kardeşim."

Draco ikisinin sohbetine gülerken Ron ona yandan bir bakış atıp sırıttı. "Neyse, Malfoy ailesiyle noel geçirmek zorunda olmak da vardı. Yine biz şanslıyız."

Draco Ron'un her zamanki alaycı ifadesine karşılık göz devirmekle yetinirken Harry'nin bakışları tehlikeli bir hâl almıştı. İstasyonda birini arar gibi öfkeli bakışlarını kalabalığı taradı.

Ron Blasie görüş açısına girdiği için ona seslenmeye giderken Draco valizle meşgul olmayan elini Harry'nin omuzuna koydu. "Potter."

"Hm?" Harry ona dönmezken Draco şansını tekrar denedi. "Potter."

"Efendim?"

Draco Harry'nin omuzunu sarstı. "Potter!"

Harry kızgınlıkla yanındaki çocuğa baktı. "Adımı mı ezberliyorsun Malfoy? Efendim?" 

"Babam bu insanların arasında değil. Boşuna arama."

"Onu da nereden çıkarttın? Yapmıyorum öyle bir şey."

"Tabii canım." Draco arkasını dönüp Regulus ve Sirius'un yanına ilerledi. Remus ve James yanlarındaki Rora, Antares ve Chris ile konuşurken iki Black kardeş geride kalmışlardı.

"Ben gerekli konuşmaları yapıyorum zaten, senin boş yere aklın kalmasın." Sirius kardeşinin omzuna dokunup gülümsedi. Draco yanlarına geldiğinde çocuğu tebessümle karşılamıştı. "Merhaba Draco."

"Merhaba Bay Black." Draco Sirius'a başıyla selam verdi. Bakışları kardeşlerden küçük olana dönerken gülümsemişti. "Bu güzel tatil için tekrar teşekkür ederim Regulus."

Regulus tebessüm etti. Çocuğun düzgün şekillendirilmiş saçlarına hafifçe dokundu. "Rica ederim Draco, her zaman bekleriz. Yataklarınızı kaldırmaya gerek görmedik."

Draco sevgi dolu bir ifadeyle tekrar teşekkür ederken Sirius diğer aile üyelerinin yanına geçmelerini söylemişti. Bir araya geldiklerinde çocuklara veda etmişler, okulda sorun çıkartmamaları için onları tembihlemişlerdi. "Bu uyarılar seni kapsamıyor Draco, sen rüyalarında kendini koru yeter."

Draco James'e gülerek cevap verirken Harry göz deviriyordu. "Merak etmeyin gece gündüz Harry ile birlikteyiz. Ona sahip çıkarım ama Antares'e gücüm yetmez."

Gris ÉmeraudeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin