1.1

38 11 10
                                    

Harry hastanede kanadından çıkarıldığında Draco kardeşi ve arkadaşları tarafından yatakhanesine götürülmüştü. Harry'nin başı kalabalıktı. Antares abisinin peşinden ayrılmazken Hermonie ve Ron'la birlikte onu yatağına kadar götürmüşlerdi. "Ben bu ilgiye alışırsam şımarırım ama."

Kimse onun esprilerine gülmedi. Harry iki arkadaşının kendisini azarlamak için fırsat kolladığını bilerek Antares'e seslendi. "Ant, babamlara bakar mısın? Onlara aralarındaki sorunu çözmeleri gerektiğini söyle. Babam Regulus'a kızıp durmasın." Antares başını yavaşça salladı. "Sonra da yatakhanene dön, Draco eğer bu gece uyuyacaksa bana bir patronus gönder. Birlikte uyuyup uyanmaya dikkat etmemiz gerekiyor."

Antares itiraz edecek gibi olduğunda Hermonie Harry'nin tarafını tutup bunun önemli bir görev olduğunu söylemişti. Antares odadan çıktığı anda ise Hermonie Harry'nin omzuna sağlam bir yumruk attı. "Bize bunu nasıl yaparsın!"

Harry Ron'un öfkeli bakışlarını görerek yorganın altına iyice girdi. Bu gece zor geçecekti.

Harry'nin bitmek bilmeyen azarları odalarının camından giren küçük bir kartal patronusuyla sonlandı. Harry kendisinin etrafını turlayan şeffaf, küçük kartalı gördüğünde gülümsedi. "Sanırım uyumam gerekiyor Herm. Yarın devam edebilir miyiz?"

Hermonie kaşlarını çatıp gergince kartala baktı. Ron kızı omzundan tutarak kapıya doğru ilerletirken Hermonie sessizdi. "Birazdan Dean ve Seamus gelir Herm. Sen artık git."

"Gözlerini ondan ayırma Ron. Eğer kötü görünürse hemen uyandır."

Ron başını yavaşça salladı. Hermonie çıktıktan sonra Harry'nin yatağına oturarak çocuğa baktı. Ortadan kaybolan patronus ikiliyi yalnız bırakırken Harry yatakta kenara kaydı. "Tüm gece orada oturma Ron."

"Sen kim bilir hangi yaratıkla savaşırken uyuyabileceğimi sanmıyorum Harry."

Harry sessiz kalırken yorganı omuzlarını örtecek şekilde üstüne çekti. Ron'un gözleri ona odaklanmışken uyumakta zorlansa bile dakiklar sonra bir düşme hissiyle gözlerini araladı.

Yatağında değildi. Büyük bir şelale yakınlarında kayaların üzerinde oturuyordu. Etrafa bakındı. "Malfoy!"

Sarışın çocuktan herhangi bir iz görünmezken Harry sudan uzaklaşmanın iyi olacağını düşünerek kayalıklardan indi. Ayakları yere bastığında şelalenin arkasına doğru ilerledi. Yüksek sesle yapılan bir büyü duyana dek şelaleden oldukça uzaklaşmıştı. "Malfoy!"

"Potter!"

Harry kendisine doğru koşan çocuğa bakarak heyecanla yaslandığı ağaçtan ayrıldı. "Seni bulamayacağımı sandım."

Draco Harry'nin etrafında dolaşarak onu kontrol etti. "İyi misin? Asan nerede?"

"Bilmiyorum yanımda değildi."

"Uyumadan önce onu elinde tutmak zorundasın Harry. Yoksa buraya getiremezsin."

Harry başını olumlu anlamda salladı. "Tamam, bir dahakine öyle yapacağım. Burada tüm büyüler normal şekilde işliyor mu?"

Draco başını iki yana salladı. "Bilmiyorum seninle laneti paylaşana dek asamı buraya hiç getiremedim."

Harry kısık sesle bir şeyler mırıldanırken Draco Harry'nin elini tuttu. "Yanımdan ayrılma. Uyanana dek ne kadar yorulursan uyandığında o kadar uykulu olursun. Lanet bir şekilde seni sürekli uyutmaya çalışan bir döngü yaratıyor."

Harry çocuğun kendisini küçük bir mağaraya kadar sürüklenmesine izin verdi. Draco risk alarak bir ateş yakmak ve koruyucu bir kalkan yaratma büyülerini kullanmış, ikili sorunsuzca sıcak mağarada oturmuşlardı.

Gris ÉmeraudeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin