Harry kapalı gökyüzüne bir bakış attı. Soğuk hava yüzünden üstüne kalın bir hırka giymişti. Kolunda gri bir hırka daha bulunuyordu ve bahçede oturan arkadaşlarına doğru ilerlemekteydi.Dersten çıkmışlardı, her zamanki bahçede oturmaya karar verselerde bu sefer hava her zamankinden daha soğuktu. Harry üşüdüğünü söyleyerek yatakhanesinden hırka almaya gitmişti, dolabından aldığı fazladan hırka ise üşüdüğünü bildiği sevgilisi içindi.
Hızlı adımlarla arkadaşlarına yaklaştı. Arkası dönük çimenlerin üzerinde oturan sarışının omzuna elindeki hırkayı bıraktı. "Üşümüşsündür."
Draco hafifçe irkildi. Hırkayı giymek için yerinden doğrulurken sevgilisine bir gülümseme sundu. "Teşekkür ederim."
Harry karşılık olarak gülümsedi. Hermonie ve Pansy sıkıca sarılmıştı. Blasie Ron ve kendisine onları sıcak tutacak bir büyü yapmıştı. Her ne kadar aynı büyüyü Draco da yapsa, soğuk havayı görmek bile onu üşütüyordu.
Pansy Harry'e küçük bir bakış attı. "Sevgilisini de düşünürmüş." Hermonie kıkırdadı. "Düşünceli bir sevgili olacağını biliyordum Harry."
Harry iki kıza göz devirdi. "Sevgili olalı henüz altı saat anca oldu."
"Biraz ani oldu tabii." Ron oturduğu yerden sohbete katıldı. "Düzgün bir teklif hazırlamak için uğraşabilirdin."
Harry omuz silkti. "Ben o kadar romantik değilim. Plan filan yapamam."
"Draco yapardı." Blasie sarışına seslendi. "Değil mi?"
"Yapıyordum." Draco Harry'i kucağına doğru çekerek çocuğu kucağına yatırdı. "Güzel bir çıkma teklifi hazırlamıştım ama Harry her zamanki gibi sabırsızdı."
"Sen yap teklifini." Harry omuz silkti. "Ben haberim yokmuş gibi yaparım."
Herkes küçük bir kahkaha attı. "O değil de." Pansy sırıtarak okula doğru baktı. "Bu duruma en çok kimin tepkisini merak ediyorsunuz?"
"Antares." Hermonie başını salladı. "Ben de Antares diyorum."
Ron başını iki yana salladı. "Ben James Potter diyorum."
"Lily Black." Blasie kendini fikrini belirtti.
Herkes konunun merkezi olan ikiliye bakarken Harry omuz silkti. "Antares."
"Rusty."
"Ha?" Harry şaşkınlıkla baktı. "O kim?"
"Rawey demek istiyor." Blasie gülerek arkadaşına baktı. "Daha geçen gün adını kullandın Draco, herkes oyun oynadığını biliyor."
"Oyun oynamıyorum. İsmini kullanmayı sevmiyorum."
Harry Draco'nun çocukça savunmasına karşı gülümsedi. Sohbet başka bir yönde akmaya devam ederken Harry Draco'nun yüzünü izlemeye daldı. Blasie ile tartışırken kullandığı alay dolu yüz ifadesi, Ron'un sızlanmalarına karşılık olarak gülmesi, Rawey'den bahsederken çatılan kaşlarına uzun uzun baktı. Bir yerden sonra Draco hangi yüz ifadesini ne için kullanıyor duyamaz olmuştu, odağı tamamen sarışın olana aitti.
Draco her zamanki gibi dizlerine yatan Harry'nin saçlarına koydu elini. Harry hareketsiz duran parmaklara karşılık gülümsedi. Draco'nun Pansy ve Chris'ten gelen bir saç okşama alışkanlığı varsa da Harry'nin saçlarına yalnızca dokunmak gibi yeni bir alışkanlık edinmişti. Çocuğun uykusu gelmesin diye saçlarını okşamaz ama elini oraya koymadan da duramazdı.
Harry'nin Draco'yu izlediği dakikalar Antares ve Chris'in yanlarına gelmesiyle sonlanmıştı. Antares her zamanki gibi bir şeylerden yakınıyordu. Chris ise çocuğun dramatik tavırlarına gülmekle meşguldü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gris Émeraude
Fanfiction{Drarry} "Sana ait olan seni bulur derler, beni bulman uzun zaman aldı." Harry'e göre hayatı oldukça iyi bir şekilde ilerliyordu. Her daim yanında olan büyük bir ailesi, aralarından su sızmayan bir arkadaş grubu ve çocukluğundan beri hayallerini sü...