37. Bölüm "Edilmeyen Veda"

264 28 31
                                    

Galatasaray'a transfer olduğu günden bu yana fırtına etkisi yaratan Savaş Turan Yıldız Benfica'ya transfer oldu! Galatasaray'da ki ilk sezonunu tamamlayamadan transfer olan oyuncu takım arkadaşlarına veda ederken gözyaşlarını tutamadı.

Savaş gitmişti.

Ve bana haber vermemişti.

Takımdakilere bile veda ederken bana haber bile vermeden gitmişti.

Okuduğum haberin altında Benfica formalı fotoğraflarına baka kalmıştım.

Savaş transfer olmuş, takıma veda etmiş, yeni takımına gitmiş ama bana haber vermemişti.

Tek bir mesaj atıp, telefon edememiş miydi?

En ufak şeyde beni arayan Savaş.

Şaka gibiydi!

Dışarıda bardaktan boşalırcasına yağmur yağarken Kayra - Hayırsız Evlat çalmaya başlamıştı.

Bugün Şubatın 27'siydi. Birkaç gün sonra Mart ayına girecektik ve düğüne 1 ay kalmış olacaktı.

Tam her şeyi düzene soktuk sadece düğüne odaklanalım derken bunu mu yapmıştı gerçekten?



***



Ayağımın ucuna gelen minik taşa bir tekme savurdum.

Bardaktan boşalırcasına yağan yağmur saatlerdir devam ederken evde nefes alamama raddesine gelip kendimi dışarı atmıştım.

Üzerimde sadece ince bir ceketle bu ne kadar iyi bir fikirdi bilmiyordum.

Hâlâ salak gibi aramasını bekliyordum. En azından kısa da olsa bir mesaj atmasını.

Telefonuma gelen bildirimle anında ekranı açtım.

2 al 1 öde kampanyaları başladı!

Sinirle telefonu kapatıyordum ki telefonumun çalmasıyla durdum.

Belözoğlu.

Telefonu açtığımda "Efendim baba?" diye sordum.

"Eylül nasılsın kızım?"

"İyiyim baba, sen nasılsın?"

"Bende iyiyim, Salim'lerdeyiz sende gel diye aramıştım."

"Yok baba, ben gelmiyim hiç. Evi falan temizleyeceğim." Yalanını siksinler.

"He tamam, o zaman görüşürüz."

"Görüşürüz, Allah'a emanet." diyerek telefonu kapattım.

Boş yolda yürümeye devam ederken her zaman ki gibi nereye gittiğim hakkında bir fikrim yoktu.

"Kaptan!" Seslenişiyle durdum.

"Leyla?" dedim hafif şaşkın bir sesle. "Senin ne işin var burada?"

"Öyle yolum düştü buralara, gelmişken sanada uğrayayım dedim. Evde bulamayınca geri dönüyordum tam seni gördüm."

"İyi yapmışsın, iyi." diyerek kolumun altına alıp yanıma çektim.

Zamanında askeriyenin revirinin doktorluğunu yapmıştı. O zaman tanışmıştık.

Aylardır görüşemediğimiz için konuşacağımız konular baya birikmişti sanırım...



***



"E birazda sen anlat bakalım Kaptan."

Derin bir nefes verdim. "Hangisinden başlayayım?"

"Mümkünse son görüştüğümüzden sonraki her şeyi anlat cicim." dedi gülümseyerek.

Nişana denk gelen nöbeti ve İzmir'de çalışması nedeniyle nişanıma  katılamamıştı.

Her boku en ince ayrıntısına kadar anlatırken yetimhane vakasında Leyla şaşkınlıktan geberme krizi geçirmiş en sonunda ise konu Savaş'ın bana haber vermeden gitmesine gelmişti.

Sigaramı yaktığımda "İçme şu zıkkımı..." diye homurdandı.

Gülümsedim sadece.

"Şu hayatta ilk defa işler bu kadar düzende demiştim. Babamla barıştık, sevdiğim adamla mutluyum demiştim. Ama gel görki Savaş'ın pekde umrunda değilmişim. Leyla ben ona ne dedim biliyor musun?" Sorduğum salakça soruyla güldüm. "Benimki de soru işte, nereden bileceksin? Ben ona dedim ki benim için kariyerini iyi etkileyebilecek bir teklifi reddetme, sen gitsende kalsanda ben buradayım. Savaş ise gitti, kariyeri için çok güzel bir şey bu mutlu da oldum onun için ama bana tek bir mesaj bile atmadı. Ben o haberleri gördüğümden beri bir açıklama bekliyorum. Garipsemiştim zaten arayıp sormuyor diye. Meğersem transfer olmakla meşgulmüş. Benim takıldığım nokta şu neden haber vermedi ki? Ben ona gitme mi dedim? Ya da ne biliyim... Gitmeni istemiyorum gibi bir konuşma mı yaptım? Ne yaptım? Ben ne yaptımda hiçbir şey demeden gitti?"

Arda Turan sad editine döndüm aq

"Sen hiçbir şey yapmadın onun şerefsizliği!" diye yükseldi Leyla.

Onun ani yükselişiyle Arda Turan sad edit moodumdan çıktım.

"Onun düşüncesizliği tabii! Kahpe herif!" diye fikrini destekledim.

Savaş'a bol sövmeli dakikaların ardından kendimizi evden dışarı çıkmıştık.

Evde durunca duvarlar üzerime üzerime geliyordu zaten.

Yağmur dinmişti, geri de ise sokaklarda su birinkitileri kalmıştı. 

Leyla konuşarak geldiğimiz favori kafeye girdiğimizde cam kenarındaki masaya oturduk.

Ben iced americano söylerken Leyla şeker komasına gireceği bir kahve söylemişti.

Kahvesini göstererek "Şeker komasına gireceksin." dediğimde benim kahvemi göstererek "Zıkkım iç." dedi.

Sonra ikimizde hoşnutsuz yüz ifadelerimizden kurtularak gülmeye başladık.

Tanıştığımızdan beri her kahve içmeye çıktığımızda aramızda geçen bir diyalogdu.





***






Ben ne yapıyorum bilmiyorum

Gökyüzünüzde yıldızlarınız eksik olmasın...

🦋

ŞampiyonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin