Hava kararmaya başlamıştı.
Siviller köyün sonundaki evde güvendeydi.
Boş bir köy evinin ikinci katında ki pencerede mevzilenmiştim.
Görüş alanıma giren üç araçla mikrofonumu açıp konuştum.
"Kuzey tarafından üç araç. 23 kişiler."
"Tamam Keskin." dedi Salim abi.
"Planı biliyorsunuz gençlik. Unuttuysanız kısa bir özet geçeyim; araçları bırakacakları yerde illaki birkaç kişiyi bırakacaklardır, orası Kenan ve Yasin'de. Murat, Faruk Taner ve Barbaros muhtarın evinde. Muhtemelen ilk orayı ararlar. Onları orada paketleyeceğiz. Keskin ben işaret verdiğimde önüne geleni indirebilirsin."
"Emredersiniz," dedik hep beraber.
Araçlardan indiklerinde tahmin ettiğimiz gibi kimseyi göremeyeceğinde doğrudan muhtarın evine girdiler. Arkalarından Salim abi, Haluk abi, Sonat, Şükrü girdi.
"Keskin," diyen sesle "Emredersiniz," dedim.
***
Yerde yatan şahsın silahını ayağımla uzaklaştırdım.
Tam o sırada "Abla!" diye bir bağırış duydum.
Ben sesin geldiğini tarafa döndüğüm anda üç el silah sesi duyuldu.
Taner'le beraber ileriye düşerken kolumda derin bir acı hissettim.
Kollarımın arasına yığılan bedene baktım.
"Taner," diye mırıldanırken ne olduğunu idrak edemiyordum.
Diğerleri başımıza toplanırken her şeyden uzaktım.
Konuşmaya dilim varmıyor, hareket etmeye gücüm yetmiyordu.
Gözümden iki damla yaş düştü.
Ardı arakası kesilmedi yaşların.
Bir anda kucağımda o küçük çocuk belirdi.
Sarı saçlarıyla o küçük çocuk.
Yetiştirme yurdunda korkmadan uyusun diye Ankara Rüzgarı söylediğim o küçük çocuk.
Sonra büyümüş hâli belirdi.
Hâlâ sarı olan saçlar.
Kanlı bir cüsse.
Benim elime bulaşan kanı.
Gözlerimden durmadan akan yaşlar.
"Abla," diye mırıldandı zar zor.
"Ablam,"
"Abla, kendini suçlama olur mu?"
Cevap vermedim. Gözümden akan yaşlar şiddetlenirken
Ozan Taner'in yarasına bakarken bir şeyler söylemişti ama anlamıyordum. Algılamıyordum.
Sözler anlaşılmaz, görüntüler bulanıktı.
Taner'in saçlarını okşadım.
"Sende gitme be Civciv..." diye mırıldandım.
"Belli olmaz be abla,"
Taner'in gözleri kapandı usulca.
***
Yazardan
Çöktüğü yerde hareketsizce duruyordu Eylül.
"Keskin," diyen sesi duysada umursamadı.
"Keskin!" diye daha yüksek bir şekilde seslendi Salim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şampiyon
HumorSavaş'ın Galatasaray'ın şampiyonluk kutlamalarında bankın birinde oturmuş Fenerbahçe'li kadının yanına oturmasıyla başlar her şey. Argo ve küfür içerir! [Kurgudaki kişi ve olaylar tamamen hayal ürünü olup hiçbir kurum ve kuruluşla alakası bulunmama...