3. Bölüm "Yan Yana"

1K 55 39
                                    

Ben ve Savaş yan yana ikili koltukta oturuyorduk.

Dursun Albay keyiften dört köşe tekli koltukta çayını içiyor, eşi Feyza Teyze bakışlarını üzerimden çekmiyordu ve bu benim daha çok gerilmeme neden oluyordu.

Hafif bir öksürükle konuya girdim.

"Şimdi komutanım şöyle ki, bu sevgili mevzusu tamamen yanlış anlaşılma."

"Hı, hı kesin öyledir," dedi Dursun Albay dalga geçer gibi.

Ama komutanım böyle olmaz ki

"Ya komutanım kusura bakmayın ama sizin bu Savaş denilen oğlunuz sarhoş olmuş magazincilerde bunu bar çıkışı yakalamış. Arkadaşına evet demiş magazincilerin sevgili misiniz sorusuna evet demiş gibi olmuş."

"Ya beni niye ifşaladın şimdi?" diye sessizce çemkirdi.

"İfşalanman pek umurumda değil şu anda." dedim ona doğru sessizce.

"Komutanım olay bu yani," dedim tekrardan Dursun Albaya dönerek.

"Ay ama ben akrabalara haber vermiştim hep!" diye ani bir çıkış yaptı Feyza Teyze.

"Ne?" diye yerinde bir tepki verdiğimde "Ne bileyim ben olayın aslının böyle olduğunu." diye savunmaya geçmişti.

Şakaklarımı ovuştururken işlerin ne kadar boka sardığını anlamıştım.

Daha yeni mi anladın?

"Tamam, tamam şimdi şöyle yapalım. Dursun Komutanım ve Feyza Teyze siz lütfen akrabalarınıza bir açıklama yapın, Savaş sende git ayık kafayla bir açıklama yap basına."

En mantıklısı buydu galiba.

Ya da ben mantığımı yitirmiş olabilirdim.

Mantığımı yitirmiş olmam mantığımı yitirmiş olarak daha mantıklıydı.

Bu paragrafın akışını bozan cümleyi bul şimdi bana!

"Yani sevgili değil misiniz siz şimdi?" diye sordu Albay somurtarak.

"Değiliz baba," dedi Savaş.

"Niye değilsiniz?"

"Komutanım siz niye üzüldünüz ki sevgili olmamamıza?"

"Sende komutanum, komutanum sivildeyiz da! Dursun Amca diyeceksun."

Kafa salladım.

Savaş saate baktığında "Uçağı kaçıracağım!" diyerek ayağa kalktı. Yerinden kalktığı gibi salondan çıkmıştı.

"Bana da müsaade artık," diyerek oturduğum yerden kalktım. "Çok sağ olun ko- Dursun Amca ve Feyza Teyze."

Feyza Teyzelerle vedalaştıktan sonra postallarımı giymiş evden çıkıyordum ki Savaş'ın "Eylül! Beni de havaalanına bıraksana!" bağırışıyla durmuştum.

Elinde valizi, sırtında sırt çantasıyla yanımda dikildiğinde ayakkabılarını giymişti.

"Görüşürüz, tekrardan çok sağ olun." dedim Feyza Teyzelere doğru.

Savaş ailesiyle vedalaşırken cebimdeki anahtarı çıkardım.

Hiç göreve giderken ailenle vedalaştın mı Eylül?

Benim ailem yoktu. Kan bağı olan bir ailem yoktu.

Belkide sevilmeyi bilmediğim için sevmekten korkuyorumdur?

Savaş'ın yanımda dikilmesiyle düşüncelerimden sıyrıldım. Arabaya doğru ilerlerken anahtarın üzerindeki tuşa bastım.

Savaş'la valizi bagaja koyduktan sonra sürücü koltuğuna geçtim.

O da ön koltuğa oturduğunda arabayı çalıştırdım.

Kısa bir sessizliğin ardından "Nerelisin sen?" diye sordu Savaş.

"Ankara da büyüdüm," demekle yetindim.

Yetimhanede büyüdüm demek zor geliyordu bazen.

Yalan değildi sonuçta, Ankara'da büyümüştüm.

"Askerliğini yaptın mı sen?" Sırf konu açmak için sormuştum.

"Yaptım, Manisa'da."

Kafa salladım.

"Bir şey sorabilir miyim?"

"Sor," dedim.

"Şey, bana mı bu kadar sertsin yoksa hep mi böylesin?" Hafif tırsarak sormuştu sanki.

Dudaklarım iki yana kıvrıldı. "Seninle alakalı değil, hep böyleyim. Ciddi durmaya alışmışım ondan."

Derin bir nefes vererek arkasına yaslandı. "Sen öyle ciddi durunca ben bir gerildim."

"Merak etme yemem seni," dedim alayla.

"Yesene,"







***







Öhm öhmm 

Selamlarrrrrrrr

Nasılsınızzz 

Ben kaçanzii

Kendinize iyi bakınn

Gökyüzünde yıldızlarınız eksik olmasın...

;)






ŞampiyonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin