Şampiyon

22. Bölüm "Kahve"

(Medyadaki kombinleri, ayakkabıları daha farklı düşünebilirsiniz.)

Kahvemden bir yudum daha aldım.

"Bak şimdi, bu Wanda'yla İcardi ayrıldı. Bu İcardi'de bir görsen depresyona girdi. Ek bilgi bunlar düzenli olarak ayrılıp geri sevgili oluyorlar."

Dinlediğimi belli edercesine kafa salladım. Kahvelerimizden aynı anda birer yudum aldık.

"Sonra işte bu Wanda yeni manitasıyla şarkı yayınlarken bizim İcardi gitti boynuna gül dövmesi yaptırdı."

Yüzüm buruştu. "Iyy, keko."

"Güzel olmuş kanka dedik kırılmasın diye."

Biraz daha dedikodu yaptıktan sonra birkaç fotoğrafı hikayeme attım.

Savaş'la beraber az bir şey hikayeme gelen yorumları okuduktan sonra Dm kutumdaki Savaş'la sevgili olduğumuzu anlayıp ayrılın yakışmıyorsunuz diyerek olmayan anama söven linçleri okuduk.

10 numara 5 yıldız aktiviteydi.

Şimdi Ankara sokaklarında yürüyerek konuşyorduk.

"Bence İsmail Yüksek gay." dedim.

"Yok ya," dedi kafasını yok dercesine sallayarak. "Bence Kılıçsoy gay."

Bu sefer ben "Yok ya," dedim. "O çocuk gay gibi durmuyor. Kerem imanlı bir gay gibi duruyor, Yunus'la falan."

"Kerem Altay'la daha iyi ama dinine bağlı çocuk Kerem. Gay değildir bence."

"O da olabilir." dedim onaylayarak.

***

Savaş'ın beni yanağımdan öperken benim kameraya doğru gülümsediğim bir fotoğraf paylaşmıştım. Tatlı çıkmıştık.

Onun yorumlarını okuyordum.

Çiğköfte.ayran
Çok tatlı çıkmışlarr

.
Ayrılın.

Ece.Yıldızz
Çok güzel çıkmışsınız yengemm

Ece'nin yorumunu beğenip birkaç yorum daha okuduktan sonra telefonumu kapattım.

Urfa'ya dönüyorduk.

Kısa bir süre sonra direksiyonun başına ben geçmiştim. Savaş uyurken ben arabayı sürüyordum.

***

En sonunda benim evimin önünde durduğumuzda Savaş'ı dürttüm.

"Geldik mi?" diye mırıldandı uyku sersemi.

"Geldik," dedim.

Gözlerini ovuşturdu.

Arabadan indiğimizde bagajdan sırt çantalarımızı aldım.

Apartmanın merdivenlerini çıktıktan sonra nihayet eve girebilmiştik.

Evin anahtarını her zaman ki gibi vestiyerin üzerindeki kaseye bıraktım.

Koridordan salondaki saate baktığımda 10.24'dü.

"Gamzeli," dedim Savaş'a dönerek.

"Hı?" diyerek Gamzelim olduğunu onayladı.

"Duşa gireceksen kapının arkasında temiz havlu vardı onu kullanırsın."

"Tamam," diye mırıldanarak yanağıma bir öpücük kondurdu.

Gülümsedim.

Gülümseyerek çantaları odaya bırakıp banyoya ilerledi.

***

Üzerimde Fenerbahçe formamla kuşdaşların yanındaydım.

Beşiktaş - Galatasaray derbisinde kuşdaşları destekliyordum tabikide.

Maç başlamıştı.

20. saniyede Beşiktaş golü bulmuştu.

"GOOOLLLLLL!" Sesi yükselirken yanımdaki tanımadığım sarışın, Beşiktaş'lı kızla sarılmıştık.

Kahkahalarla gülerken maç devam ediyordu.

Maç devre arasına girdiğinde ilk golde sarıldığımız kızla tanışmıştım.

Adı Gökçe'ymiş. Moda tasarımı okumuş, benden bir yaş küçük, sarı saçları ve yeşil gözleriyle tatlı bir tipti.

Maç 5-0 biterken Savaş'ın yeşilleriyle göz göze geldim.

Gözleri doluydu.

Gülümsedim hafifçe.

Canla başla oynamıştı ama olmayınca olmuyordu.

Tek elim belimde ona bakarken önüne döndü.

Ağlamasındı.

Beşiktaş oyuncuları kupayı kaldırırken Savaş'ın gözünde damlalar süzülmüştü.

Kimse görmeden silmeye çalışsa da ben görmüştüm.

Kalbim burkuldu o an. Canım acıdı. Yanında olup sarılmak, gözyaşlarını silmek istedim.

Kafasını Barış'ın omzuna koydu. Gözyaşlarını gizledi.

Staddan ayrıldığımızda Beşiktaşlı taraftarların bestelerine eşlik ediyordum.

Cebimdeki telefonumun titremesiyle cebimden çıkardım. Savaş'dan mesaj gelmişti.

Gamzeli
Neredesin?

Stadın çıkışından biraz ileride

Bekle geliyorum

Bu mesaja ⭐ simgesini bıraktınız.

Watty çok sessiz...

Gökyüzünde yıldızlarınız eksik olmasın...

⭐🌊