36. Bölüm "Derbi"

240 23 21
                                    

Bubölümdebirazfazlaküfürvaruyarıyımdedim.

Ciğerimizi ortaya koyarak İstiklal Marşı'nı okuduktan sonra hakemin düdüğü ile maç başlamıştı.

Maçın ilk dakikalarında Mert Hakan'la Savaş arasındaki gerginlikle beraber tribünler resmen coşmuştu.

Savaş, Mert Hakan'ı ittirdiğinde Fenerbahçe'li oyuncuların hepsi etraflarına toplanmıştı.

"Mal," diye mırıldandım. Sonrasındaysa sesim yükselmişti. "Geri zekâlı bu çocuk! Bildiğin geri zekâlı ya!"

Galatasaray'ın oyuncularıda oraya çullanırken saha ana baba gününe dönmüştü.

Ortalık hakemin Mert Hakan'a gösterdiği sarı kartla dağılırken "Lan Mert Hakan ne alaka? Savaş'a göstersene kartı!" diye yükseldim istemsizce.

Tek ben değil bütün tribün yükseldi aslında.

Gergin dakikaların ardından Tadic'in asisti ve Mert Hakan'ın golü ile ortalık yıkılmıştı.

"GOL, ANASINI SİKEYİM GOL!" Yanlışlıkla yanımdaki Gökçe'yi fazla sarsmış olmalıyım ki "Lan ölüm fermanımı mı verdin, noluyor?" diye isyan etti.

İlk yarı böyle biterken ikinci yarı da beraberliği getiren gol Savaş'tandı.

Klasik gol sevinci olarak benim verdiğim mermili kolyenin mermisini öperek asker selamı durdu.

Benim olduğum tribünlere yaklaşarak avazı çıktığı kadar "Sana gelsin Kaptan!" diye bağırdı.

Devamında avazı çıktığı kadar bağıran bendim.

"ALLAH BELANI VERSİN SAVAŞ!"

"Bende seni seviyorum hayatım!"

O gülerek uzaklaşırken sinirle tribün koltuğunu çöktüm.

Sevgi dolu sözcüklerle nişanlımın kulaklarını çınlatırken maç devam ediyordu.

***

Maç 1-1 biterken Savaş telefonumu açmıştı çok şükür.

"Savaş senin ben amına koyayım. Şeref yoksunu pis mahlukat. Orangutandan hallice. Senin ayağına deyipde kaleye giren topu sikeyim! Kale direği girsin sana. Hele o yanındaki Barış var ya, Barış karşıma çıkmasın o. Karşıma çıktığı anda külliyen sıçarım ağzına. Beyninde kalan son hücreli sikeyim Savaş! Yedi ceddini, soyunu sopunu toplayıp bir odaya kapatıp siksinler! BABASI PİS ADAM!"

Sinirle derin bir nefes verdiğimde Savaş "Aşkım bitti mi?" diye sordu.

"Bitmedi koduğumun evladı, bitmedi!" diye sinirle cevapladım.

Kerem Demirbay'ın vay be der gibi bir ses tonunda "Valla çok sanatsal sövdü ama." demesiyle telefonun hoparlörde olduğunu anlamıştım.

Barış "Abla ben ne yaptım ya?" derken telefonu suratlarına kapatmıştım.


***

Savaş'tan

Takım otobüsünde muhabire röportaj verirken çalan telefonumu cebimden çıkarttım.

Kaptanım arıyor...

İsmi görmem gülümsememe yeterken yanımda ki Asaf "Abi hopalöre al, ne diyecek çok merak ettim." dedi.

Telefonu açıp hoparlöre aldım.

Ben konuşmaya kalmadan Eylül sevgi dolu sözcüklerini sıralamaya başlamıştı.

O söverken bizimkiler gülmekten yerlere yatmıştı.

En sonunda derin bir nefes verdiğinde gülerek "Aşkım bitti mi?" diye sordum.

"Bitmedi koduğumun evladı, bitmedi!" diye sinirle cevapladığında anırarak gülüyorduk.

Dayı "Valla çok sanatsal sövdü ama." dediğinde Barış "Abla ben ne yaptın ya." demişti ve telefonun hoparlörde olduğunu anlayan nişanlım suratıma kapatmıştı.

Yanımdaki Asaf'a vura vura gülerken gülmekten yanaklarım ağrıyordu.

***


86. kere izlediğim videoyla suratımı yastığa basıp bağırdım.

Ben Savaş'a söverken onların yerlere yatmalı anırmalı gülmeli hâlleri Galatasaray YouTube kanalında full hd 4K yayındaydı. Telefonun karşı tarafından söven benin iki lafından üçü sansürlenmişti.

Bu video tüm sosyal medyada dönerken 'sakin' kişiliğim ön plandaydı.

Yani 28 kere kafamı yastığa basıp bağırmış, 6 kere koltuğu yumruklamış, bir ara hıncımı alamayıp odamda asılı olan boks torbasını yumruklamış şimdi ise yine aynı videoları izleyip 29. kez bağırıyordum.

Saat sabah 5'di bu arada.

Bu seferde koltuğukta Fenerbahçe'li yorganıma sarılı bir şekilde uzanıp televizyonun üst kısmında asılı olan Türk bayrağına bakarak overthinkliyordum.

Bakışlarım salonda gezindi.

Ezbere bildiğim köşelerdi.

Salona birleşik bir mutfak. Köşede bir L koltuk. Koltuğun bitiminde balkona açılan bir kapı. Koltuğun karşısında üzerinde fotoğraf çerçeveleri olan televizyon ünitesi ve televizyon. Televizyonun üzerinde asılmış bir Türk bayrağı. Karşı duvarda ise sadece Atatürk portresi vardı.

Seviyordum evimi. Ben gibiydi. Karışık ama sıcak bir havası vardı bence.

***


Bu bölüm bayadır aklımdaydı yazdım öyle

Fazla küfür oldu özür dilerim😔

Gökyüzünde yıldızlarınız eksik olmasın...

🦋

ŞampiyonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin