11. Bölüm "Altın Günü"

616 31 4
                                    

Yemekhaneye girdiğimde tabldot yemeğimi alıp timin yanına oturdum.

Televizyondaki açık olan çizgi filme kaydı bakışlarım.

Sürekli Dizi.

Sürekli Dizi izleyerek yemeğimizi yedikten sonra tim odasına gitmiştik.

Ozan hepimize çay doldururken yerime kurulmuştum.

Ozan çayları dağıttığında masanın üzerine bıraktım.

Tam o sırada telefonum çaldı.

Gamzeli görüntülü arıyor...

Anında açtığımda "Bak yine yanlışlıkla görüntülü aramış." diye bir giriş yaptım.

Gülümsedim. "Hı, hı kesin yanlışlıkladır."

Güldü. "N'aber?"

"İyi, oturuyoruz timle." dediğimde bir yanımda Ozan bir yanımda Metehan belirdi.

"Merhaba enişte." dediler aynı anda.

"Enişte değilim ama size de merhaba," dedi tıpkı benim geçen Asaf'a dediğim gibi.

"Eniştesin, eniştesin." dediler aynı anda.

"İkinizde siktirin gidin, sikmiyeyim belanızı." dedim dişlerimin arasında.

Ozan "Ee, Halit abi doğuruyor." diyerek kaçarken Metehan'da "Hı, hı aynen. Halit abi doğuruyor, görüşürüz." dedi.

Savaş gülerken bu sefer yanıma Salim abiyle Halit abi gelmişti.

"Selamünaleyküm kardeşim." dedi Halit abi.

"Aleykümselam abi." dedi Savaş.

"Selamünaleyküm damat adayı." dedi Salim abi dalga geçercesine. Savaş, Salim abinin eline düşmüştü, sağ çıkar mı bilinmez.

"Aleykümselam." dedi hafif utanarak. Yeni gelin Savaş...

"Oğlum utanma, damat sayılırsın." dedi Salim abi.

"Ya abi." diye dirseğimle koluna dokunduğumda "Ne var be?" dedi.

Kaşlarımı yapma dercesine kaldırdığımda çokta umurumda sanki mood Savaş'a döndü.

"Düğün ne zaman?" diye sordu.

Yüzümü sıvazlayarak oturduğum yerden kalktım.

Yani daha doğrusu Salim abinin dalga geçmesinden kaçmak için bahçeye çıktım.

Banklardan birine oturduğumda "Kusura bakma, bizim tim işte." dedim.

"Yok ne kusuru, Asaf'ta aynısı."

"Ee, senin antrenmanlar falan nasıl?"

"İyi işte," dediğinde kafa salladım.

"Sen bir şey soracaktın, unutmuştun." dedim hafif meraklı bir tınıyla.

"Ha, o mu? Şey ya, annem numaranı istedi de verebilir miyim diye soracaktım." dedi. Tek eli kıvırcık, kahverengi saçlarının üzerindeydi.

"Verseydin ya numaramı. Sormana gerek yoktu." dedim hafif gülümseyerek.

"He, tamam o zaman. Veririm numaranı."

"Görüşürüz o zaman," dedim sağ elim ensemdeyken.

"Görüşelim, Asker Armalı Kadın." dedi.

"Görüşelim, Gamzeli." dedim mırıldanarak. Aramayı sonlandırdım.

Telefona birkaç saniye bakakaldım, sonra ise yanımdan "Keskin Komutanım," diye bir ses geldi.

ŞampiyonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin