Bölüm 18

4.3K 134 11
                                    

MEDYA - ZEYNEBİN KOMBİNİ

    Köşeye oturmuş parmağıma saçımı doluyordum.Eğmenin yaptığı hareketin sebebini düşünüyordum.Ona çok kızgındım.Beni orda öylece kerem ve Jane mahcup ettiği için ona karşı öfkeliydim.Sinirliydim.

Güya kafa dinlemek için annemlerin yanına gelmiştim ama yinede huzursuzluk beni buluyordu.Kahvaltımı yaparken bile utancımdan kıp kırmızı bir haldeydim resturantta.Eğmen belki değişmiştir derken yanılan gene ben olmuştum.O hep 18 yaşındaki eğmendi.Ukala , değer vermeyen , duygusuz , alay geçmeyi seven biriydi.Bu hep öyle kalacaktı.

Annem "Zeynep kızım yağmur geldi !!" diye bağırınca çalışma masamdan kalkıp aşağı indim.Merdivenleri inerken yüksek bel pantolunumu düzelttim.

"Ya sen niye açmıyorsun şu telefonlarını ha bire telesekretere bağladı telefon !" dedi yağmur bana sarılıp birazda kızarak.Annem gülümseyip "Siz bahçeye geçip bende hizmetliye söyliyim size soğuk içecekler getirsin.Ben derneğe gidicem tamam mı meleğim öptüm sizi." Diyip giderken bizde bahçeye doğru yürüdük.

"Sen niye buradasın demet teyzeyi arayıp sormasam burada olduğundan haberim bie olmayacaktı aşk olsun insan bir haber verir." Dedi hasır koltuğa otururken.

"Biraz kafa dağıtmak istedim ne var bunda zaten üstümde hala defilenin yorgunluğu var."

"Kafa dinlemek için tatile gidilir Zeynep ?" dedi bana şüpheyle bakarak.Ama gidemezdim her an kereme ihtiyacım olabilirdi.Bunuda yağmura söylemezdim.

"Şeyy evde kafam dağılıyor dedemle sohbet etmek tavla oynamak filan beni rahatlatıyor."

"İlginç...Ve de tuhaf..." Hizmetli soğuk limonataları ve meyveli pastalarımızı bırakıp gittikten sonra "Neyse sana bişi dicem." Dedi tabağındaki pastadan bir lokma alırken.

"Söyle dinliyorum." Derken limonatamı eğilip elime aldım.

"Eğmenle karşılaştık az önce.Bir kafe de kahvaltı yapıyordu.O kadar seslendim ama beni duymadı yanında bir kadın vardı ayağıyla eğmenin bacağını okşuyordu masanın altından !! İnanabiliyor musun resmen şok oldum !" derken lokmasına odaklandı ben ise karma karışık olmuştum.

"Nasıl ya ? " derken alt çenem zeine üst çenemde gök yüzüne değecek gibi açılmıştı şaşkınlıktan.

"NE demek nasıl kızım sen bu çocuğu elinde tutmayı beceremiyorsun söyleyeyim sana vallaha inip parçalıyacaktım çocuğu kafasına kafasına geçirecektim."

"Neyi geçirecektin?"

Kollarını kasıp olmayan kaslarını göstererek "Yumruğu..." dedi gülerek.Bende istemezice gülüp düşünmeye başladım.

"Bugün sabah beraber koşu yaptık sonra beraber kahvaltıya gittik boğazın oradaki bir mekana."

"Oha ee"

"Sonra bu masaya otururken bende bizim keremle Jane'i gördüm selam verip geri yerime geçtiğimde adamın surat kireç satıyordu.Sonra telefon çaldı acil toplantım var dedi ve başka bişi demeden ve yüzüme bile bakmadan gitti.Herkes orda bana baktı inanabiliyor musun resmen rezil oldum yağmur ve adam benim yanımdan kalkıp başkasının yanına gitmiş !" derken öfke kusuyordum.

"Çüş bu daha da beter zeyno.Bak bence bu eğmen eskisinden farksız bir eğmen Zeynep değişmemiş hala aynı hala seni kullanıyor anlıyor musun beni ? Belki de başka duraklarda beklemelisin onun geleceği durakta bekelemek bence hata."

"Emin ol bir daha asla yüzüne bile bakmayacağım beni bütün camia ya rezil etti ya herkes resmen bana baktı dokunsalar ağlayacaktım.Kıp kırmızı halde yemek yedim.Mekandan çıkar çıkmazda ağladım utancımdan ! "

TUTKULU AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin