BÖLÜM ŞARKISI :GÖKHAN TÜRKMEN-BİLE BİLE YANDI YÜREĞİM
İYİ OKUMALAR
"Ben burda ineyim.Taksi birazdan gelir." Dedi zeynep.Kerem ise onu bileğinden tutup "Taksi gelene kadar bekle." Diyip gülünce zeynepte başıyla onayladı.Yol boyunca biraz sohbet etmişler biraz da sessizlikle baş başa kalmışlardı.Zeynep ise kereme eve götürmemesini evine yaklaşık 10 Km kala onu arabadan indirmesini rica etmişti.Kimselere görünüp manşetlere malzeme olmak istemiyordu.
"Taksiyi ne zaman aradın ?"
"Sen benzin almaya girdiğinde aradım adam birkaç dakika sonra gelir zaten." Diyince kerem başını salladı."Tekrar teşekkür ederim kerem.Sen olmasan bu kadar kolay olmazdı herşey.Düzelteyim derken daha da dibe batardım." Diyince kerem gülerek "O zaman ne mutlu bana !" dedi.
"İstediğin zaman bana söyle ben gidemesem bile anahtarı sana veririm sen gidersin." Diyince zeynep gülerek "Ne anahtarı kerem kapıyı ilk eve gittiğimizde omuzunla açmıştın." Diyince ikiside güldü.O sırada bir taksi yol kenarında durunca zeynep gözlüğünü gözüne geçirmeden kereme baktı.
"Kendine iyi bak."diyip kereme sarıldı.Yani klasik bir arkadaş vedalaşması gibi olsa da zeynebin eli ayağı boşalmıştı.
"Sende ..." diyen kerem zeynebe arka koltukta ki küçük el çanyası ve çizim dosyasını o indikten sonra kendisine uzattı.Zeynep taksiye binerken keremde arkasından onu izledi.Binmeden kendisine bakan zeynebe el sallayıp gülümsedi.
**
Zeynep eve gelir gelmez valizini fırlattığı gibi çizimini alıp yukarı çalışma odasına gitti.Masasının solundaki büyük tabloyu indirip arkasına çizimini sıkıştırdı.Odasına gidip hızlıca bir duşa girdi.Rahatlamıştı.Üstünden koca bir yük kalkmıştı.Çiziminde illaki daha oynamalar yapacaktı ama genel olarak artık bitmişti.Duştan çıkar çıkmaz üstündeki bornozuyla aşağı indi.Mutfağına gidip kahve makinesine gidip kahvesini koyduktan sonra tam suyu koyacaktı ki bir anda çalan kapıyla ürküp yerinde sıçradı.
Korkuyla elini kalbinin üstüne koydu.Üstündeki bornozuna baktı direk.Kimdi bu gelen.Zeynep bornozunu hızlıca çıkarıp bir şeyler giymeyi düşünürken kapı tekrar çalınınca zeynep yavaşça kapıya doğru gidip delikten baktı.Mavi gözleri ve sarı saçlarıyla ve birde gergin olan yüz hatlarıyla eğmen kapının arkasındaydı.Üstündeki bornozuyla kendine baktı.Bu halde kapı mı açacaktı ! Bu sırada eğmen bir daha çaldı ve "Evde olduğunu biliyorum kapıyı aç yoksa kıracağım zeynep !" diyince zeynep kapıyı açıp aralıktan kafasını çıkarttı. "Şitt ! Ses yapma ! Üstümde borno-" demişti ki eğmen içeri çoktan girmiş kapıyı da kapamıştı.
Zeynep şok içinde ona bakarken elini beline koyunca göğüsünden biraz dekolte vermişti.Eğmen ise onun dudaklarına kapanmak onu hissetmek için kuduruyordu. "Bu yaptığın çok ayıp !" dedi.Eğmen ise ona alayla gülerek geniş salona doğru giderken zeynep ona şaşkınca bakarken arkasından gitti.
"Senin yaptığının yanında benim yaptığım ayıbın lafı bile olmaz !" dedi bir anda arkasını dönüp.Zeynep ise sinirle "Benim yaptığım mı ?" diyince eğmen boydan boya olan camı önünde dikelip ellerini kumaş dar pantolonunun cebine sokup "Evet !" diye bağırınca zeynep onun sert tonda çıkan sesiyle ürktü.Eğmen ona doğru geldi.
"Bir hafta zeynep tamı tamına bir hafta sen bu evde mahkum gibi dururken ben bir hafta boyunca kapında bekledim.Seni görmek nasıl olduğunu sormak sana sarılıp senin yanında olduğumu göstermek için !Ama sonra bir bakıyorum zeynep hanım yok !" cama doğru dönerken sırtını zeynebe çevirdi çünkü ona bakarak bağıramıyordu bile ! Onu bu kadar seviyordu işte ona kızsa da azarlayamayacak kadar kızamayacak kadar...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTKULU AŞK
ChickLitKuş kadardı onun kalbi , Ama gökyüzü kadar sevmişti keremi... Küçüklüğünden beri gerçek aşkının o olduğuna inanan ve hayatında bir tek ona yer açan Zeynep'in sahnesinde bir gün senaryoda olmayan ve bu aşk oyununda adı bile geçmeyen biri sa...