Bölüm 32♕Tüm Mutsuzluklarına Rağmen Ben Varım

4.2K 165 27
                                    

İYİ OKUMALAR :)

#BölümŞarksı : Badem -Sen ağlama

Zeynep sırtı duvara yaslanmış halde eğmenle ayak uydururken kendinden geçmiş , beyni uyuşmuştu.Eğmenin nefesi kendi nefesiyle karışıyor bütün hücrelerini yönetiyordu.Bu haldeyken düşünmek o kadar imkansızdı ki.Her şey hafızasında film şeridi gibi aktı.Onu ilk tanıdığı zamanlar , onu elde etmek için girdiği mücadeleler...

Eğmen elini zeynebin beline dolayıp onu kendine bastırdı.Zeynep sarsılınca onun kollarına tutundu.Eğmen onu kucağına alıp köşedeki masaya oturtunca zeynep durmaları gerektiğini farketti.Eğmen de zeynep gibi kendini kaybetmişti.O duramadığına göre zeynep durmalıydı.Ama o kadar zordu ki.Ondan kopmak , dudaklarını dudaklarından ayırmak...

Ama yaptı.Hızlıca geri çekilip nefes nefese kalmış bir halde anlını eğmenin göğüsüne yasladı.Eğmenin kalbi o kadar hızlı atıyor du ki zeynep gülümsemesine engel olamamıştı.Eğmen saçlarına öpücük kondururken konuştu.

"Şimdi anladın mı o kerem denen hariften neden nefret ettiğimi." Diyip zeynebin yüzünü avuçlayıp kendisine bakmasını sağladı.Keremin ismi geçince zeynebi bir anda kocaman suçluluk duygusu bedenini sarmıştı.Zeynep hala bazı şeylerden emin değildi.Eğmeni seviyordu.Ya da hoşlanıyordu.Ama kereme karşı hep farklı bir şey içinde durmuştu.Ardaşlık ya da başka bir şeydi...Bundan emin olmadan eğmenle bir yola çıkmak istemiyordu.

"Dediğim gibi onunla aramda sevgililik durumum söz bahsi bile değil."

"Bundan sonra onunla hiçbir şekilde görüşmeni istemiyorum."

"Bundan sonra ?" dedi zeynep.Bundan sonra derken neyden kasdetmişti anlamamıştı.

"Zeynep sanırım az önce öpüştük ve niyetimi anladın ?" diyince zeynep olayı anlamıştı.SEVGİLİ olmaktan bahsediyordu.

Zeynep masadan inip büyük masasına doğru yürürken eğmede onu anlamaya çalışırak arkasından yürüyordu.Zeynep eliyle anlını sıvazlarken eğmen bir anda kolundan tutup zeynebi çekti. "Sorun ne zeynep ? Yoksa sen bana..."

"Hayır ! Hayır .Yani bilimiyorum.Duygularımdan emin değilim.Emin olmak için ne kadar süre gerekir bilmiyorum ama eğer ciddi bir ilişkiye başlayacaksak doğru bir adım atmak isterim." Derken mahçupluk hissetti.Ne yapıyordu böyle ! Bir öpücükle nasılda darma duman olmuştu da her şey bir anda karışmıştı böyle ?

"Aklın da başka bir mi var yoksa ?" dedi eğmen zeynebin çenesinden tutup kafasını kaldırarak.

"Hayır ama bilmiyorum eğmen.Sana en son bu tür duygular hissettiğimde 17 yaşındaydım ve şimdi aradan 6 7 yıl geçti.Sadece kendime biraz zaman vermeme izin ver." Eğmen gülümseyip zeynebin ellerini tuttu.

"Sanırım sen kendinden emin olana kadar seni beklicem." Diyip zeynebe sarıldı.Zeynepte ona...

O kadar karışıktı ki kendi yaptıklarına anlam veremiyordu.Aklı da kalbide karışıktı.Eğmen geri çekilip tekrar zeynebe baktı.Ellerini zeynebin beline koyup "Akşam bir şeyler yapalım mı ? Sinema ya da yemek...Ne dersin ?" dedi.

"Bu şu sıralar pek mümkün değil.Paristen beri işlerle ilgilenemedim.Önemli bir ihalem var.Ona hazırlanmam gerek.Koleksiyonları düzenlemem lazım."

"Peki fıstık öyle olsun.Ama akşamları sana ansızın çıkıp gelebilme ve sohbet hakkımı bana lütfen ver."

Zeynep gülerek "En azından mesaj atarsan iyi olur." Diyince eğmen "Kapının önündeyim.Kapıyı aç. Yazsamda olur mu ?" diyince zeynep güldü.O sıra da zeynebin telefonu çalınca zeynep masasına doğru gidip telefona uzandı.

TUTKULU AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin