*Selin*
Saniyeler boyunca Savaş ve Nazlı'yı izlerken sonunda kendime geliyorum. Ali yalandan bir öksürük krizine tutulunca bizi fark edebiliyorlar sonunda.
"Kuzen,biz çıkalım?" diyerek eliyle kapıyı gösteriyor Ali.
"S-siz ne zamandır buradasınız ya?" diye bize çemkiriyor Nazlı.
"Sakin ol Scarlet," diyorum gülümseyerek."Yalnızca birbirinizi vakumladığınız andan beri buradayız.Sıkıntı yok."
Bundan sonraki 6 dakika Savaş ve Nazlı'nın açıklamalarını dinliyoruz.Öpüşmenin nasıl bir açıklaması olabilir ki?
En sonunda Ali durduruyor onları. "Abi tamam,biz anlayacağımızı anladık.Sakin."
En sonunda açıklamayı bırakıyorlar.
"Siz neden gelmiştiniz?" diye soruyor Savaş. Çünkü sanırım 29 harflik kısa alfabemiz Nazlı'nın aklından uçup gitti şuan.
O sırada Savaşın sorusuyla hatırlıyorum neden geldiğimizi.
"Ee,şey..." diyerek bana bakıyor Ali.Kafamı hayır dercesine sallıyorum.Şuan mutluluklarını bozacak ne cesaretim,ne de vicdanım var.Ki sanırım,Ali de benimle aynı durumda.
"Biz şey için geldik.Partidekiler dağılıyor oğlum.Siz napıyorsunuz burada? Tamam anlıyorum,gençsiniz,kanlar kaynıyor falan.Ama biraz sabır be kuzen.Bak bana.Bak Selin'e.Hiç yapıyor muyuz böyle şeyler? Yani ikimiz yapmıyoruz anlamında değil.Tamam,ikimiz de yapmıyoruz ama... bir dakika.Selin yapmıyorsun değil mi böyle şeyler? Hoş değil çünkü.Bak önermem yani."
Hepimiz Aliye odaklı 'geri zekalısın' bakışlarımızı atarken sonunda gerçekten de partiye dönmemiz gerektiğini fark ediyorum.
Omuzlarından kapıya doğru ittiriyorum Ali'yi.
"Hadi bakalım Thor,bakalım başka kimi kurtaracaksın bu gece?"
*****
"Sonra birden dudaklarıma yapıştı işte! Neresini anlamadın yine Selin?"
Partidekiler dağıldıktan sonra tabii ki hemen Nazlı'yı odama çekiyorum.Bu olay kaçar mı?
"Anlamamak değil kızım,sen anlattıkça hoşuma gidiyor."
"Yaa Selin." diyerek yastık fırlatıyor bana.
Sanırım Nazlı'nın en sevdiğim özelliği bu.Masumluğu.
"Ya Nazlı,bir daha anlatsana." diyorum yanına kıvrılarak.
Tam bana itiraz edeceği sırada bir ses duyuyoruz.Sesin nereden geldiğini anlamaya çalışırken bir anda camımızın tıklanmasıyla olduğumuz yerde zıplıyoruz birden.
"Ay Selin, hırsız mı yoksa?" diyor Nazlı koluma iyice yapışarak.
"Nazlı gerçekten Savaş'ın aklını aldığını anlamıştım da,bu fazla cidden.Hırsız camı mı tıklatır kızım?"
"Tıklatmaz mı?"
"Olur mu Nazlı'cım? Zili çalmak varken neden cama tırmansın?" diyorum gözlerimi devirerek.Bu sırada cam bir kez daha tıklanıyor.
Cama yaklaşıyorum.Nazlı da kolumu tutarak peşimden geliyor.Camı açtığımda ise kan ter içinde tutunmaya çalışan Savaş ve Ali'yi görüyorum.Bizi görünce gülümsüyorlar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gitti Gider
Genç Kurgu*Selin'den* "Öpersen geçer." "Oldu Ali.Uf mu oldu diye de ağlayayım mı başında?" Hala yavru köpek bakışlarıyla bakmaya devam ederken kıyamıyorum ona. "Gel başımın belası gel." diyerek iki dolabın arasına sürüklüyorum onu.İyi ki herkes derste şuan. A...