*Selin*
Ali'yle birlikte kaldığımız eve geliyoruz.Kapıyı ev sahibi yerine evi bir günde benimsemiş olan Savaş açıyor.
"Nerede kaldınız siz ya?"
Söylediğini takmadan ayakkabımı çıkarıp içeri giriyorum.Ali'nin arkamdan Savaş'a yaptığı açıklamayı duyabiliyorum.Salona girince koltukta uzanan Nazlı'yı görünce panik yapıp yanına gidiyorum.
"İkizim ne oldu sana?"
Yerinde doğrulduktan sonra cevap veriyor. "İyiyim Selin,sadece attan düştüm."
Kafamı göğsüne koyuyorum. "Hafızan yerine geldi mi bari?"
Ne saçmaladığımı fark edince anlamsız gözlerle bakan Nazlı'yı bırakıp koltuğa oturuyorum.Hava karardığı için rüzgar esiyor dışarıda,soğuktan yanımda oturan Ali'nin içine giriyorum.Savaş'ın bağırmasıyla hepimiz yerimizden sıçrıyoruz.
"Ne bağırıyorsun be?" Nazlı hepimizin iç sesi adına konuşuyor.
"Selin bana laf sokmadı ve şu an Ali'ye sokuluyor!"
Of bu mal ne diyor bakışımı atıp tekrar Ali'ye sokuluyorum. "Seliiiin! Sen Ali'ye sarılıyorsun şu an! Allah'ım düştüm de kör mü oldum!"
Savaş'a mal diyordum Nazlı daha beter çıktı. Ay siz de hiç uyarmıyorsunuz ama Selin hafızan yeni yerine geldi tabii garipserler diye.Sağ olsun sevgilim beni bu durumdan kurtarıyor. "Selin artık hatırlıyor.Her şey yerinde."
Nazlı aniden gelip kollarını boynuma doluyor.Ben de ona karşılık veriyorum.Bıraktıktan sonra Savaş dikiliyor önümde.Parmaklarıyla iki yapıp konuşuyor. "Bu kaç?"
Önümde duran ellerini ittiriyorum. "Öf çekil be.Seni hatırlamasaydı keşke bu güzel beynim."
Savaş'la geçen muhabbetimize hepimiz gülerken sonunda rahatça Ali'ye sokuluyorum.
*****
*Ali*
Ayşe Teyze'nin akşamki düğüne zorla çağırması sonucunda -biraz da Selin'in getirdiği süslü elbiseleri giyme hevesi yüzünden-kendimi düğün için hazırlanıyorken buluyorum.Takım elbise sevmediğimden dolayı klasik -Ali Mertoğlu- kombinlerimden birini yapıp parfümümü sıkıyorum.Kafamı kaldırdığım zaman kafasını valize gömmüş etrafa kıyafet saçan Selin'i görüyorum.
"Güzelim Nazlı evlenmiyor,tanımadığın birinin düğününe gidiyorsun."
Kafasını kaldırmadan konuşuyor. "Olsun Aliş,düğün düğündür."
Gören de düğün Çırağan Sarayı'nda sanacak.Elime telefonumu alıp oyalanmaya çalışıyorum.Yaklaşık yarım saat sonra Selin önümde duruyor.
"Bu nasıl oldu?"
Diz kapağının 2 karış üstünde etek,simli bir büstiyer,bordo renk bir kürk.
"Kişi başına 30 sinek düşen, simi sadece saçlarına döken, hayvan yetiştirilen bir yerde giyilmezse güzel bir kombin."
Dudaklarını büzüp yanıma oturuyor. "Doğrucu olmana bayılıyorum."
Kim demiş doğrucuyum diye? Tabii ki de bunun köydeki erkeklerin sana bakmalarıyla alakası yok.
"Değiştir hayatım hadi."
Ayağa kalkan Selin'i süzüyorum.Bu sefer de eline kırmızı elbisesini alıyor. "Selin o da olmaz hayatım."
Kafasını çevirip gülümsedikten sonra eline pantolon ve gömlek alıyor.Ben de rahatça telefonuma gömülüyorum. Yaklaşık 10 dakikadır durmadan aynadan kendini süzüp söyleniyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gitti Gider
Novela Juvenil*Selin'den* "Öpersen geçer." "Oldu Ali.Uf mu oldu diye de ağlayayım mı başında?" Hala yavru köpek bakışlarıyla bakmaya devam ederken kıyamıyorum ona. "Gel başımın belası gel." diyerek iki dolabın arasına sürüklüyorum onu.İyi ki herkes derste şuan. A...