~Nazlı~
Uyuyamıyorum bir türlü. Dönüp duruyorum ama uyumuyorum ya da istemiyorum bilmiyorum.
Apartmandan valizler üstümüze atılarak 'Hadi balayına' diyerek Bodrum'a yollanıyoruz.Tabii balayına derken ki göz kırpışmaları, dil çıkarmalar cabası. Kendileri için yaptıklarından sesimiz çıkmıyor. Sadece gülümsüyoruz. Telaşlar içinden sıyrılıp her şeyi güzelce tamamlayıp Bodrum'da bir otelde gecenin sessizliğinde vakit geçiriyorum.
Sessizlik içinde kendimle baş başa kaldığım zamanlar, sevdiğim zamanlar. En başta kendini anlarsın. Eğer sen kendini anlamazsan başka kim anlayabilir ki. Hayatınızda Savaş gibi bir mucize olmazsa hiç kimse anlayamaz.
Yanımda uyuyan Savaş'a vücudumu döndürüyorum. Uyandırmamaya çalışarak beline sarılıyorum. Kafamı göğsüne koyuyorum.
Kokusunu içime çekerek hayal kurmaktan zarar gelmez.
Hayalimi yaşıyorum aslında. Uzun vadeli hayallerim yok. Benim için en uçuk hayal anne olmak olur. Kariyer açısından fazla özgüvenliyim. Bir holding başında olup Savaş'la idare ettiğimizi düşünüyorum. Suç işleyen herkesin korktuğu bir insan olmak. Fazla mı amerikanvari.
Alnıma gelen bir sıcaklıkla fark ediyorum. Savaş gözlerini açmış. Alnıma da öpücük bırakıyor.
Sesli mi konuştum ben?"Bir tanem? Uyuyamadın mı, sorun mu var?"
Ses tonunun güzelliğinin seksepaliteliği binbeşyüz!
"Uykum yok sadece, sorun yok sevgilim uyu sen."
"Uykum kaçtı birden."
"Yaa." diyorum imalı imalı bakarak. Sırıtıyor o da.
"Yani eğlenebileceğimiz şeyler varken uyumak kötü bir seçenek."
"Çok bilmiş!"
Ellerini karnıma götürüyor. Biraz daha aşağıya indirirken fırlıyorum yataktan.
"Sırnaşma."
Benimki biraz istemem yan cebime koy hesabı. Savaş'la oynamayı seviyorum sadece.
Fırlıyor hemen. O da oynamayı seviyor çünkü. Ama kafasından geçen şey 'ah hadi ama Nazlı ikimiz de gecenin sonunu biliyoruz'Yastığı gövdesine atıyorum. Bu çocuğun bu kadar çevik olması iyi değil.
Ben kaçmaya yeltenemeden yakalanıyorum. Bir de balayı suitleri büyük olur. Neyse canım güllerle dolu yatakla karşılaşmadık buna da şükür diyelim.
Kaçmayı beceremeyip arkamdaki duvara çarpıyorum sırtımı. Malumunuz önümde de Savaş. Bir anda arada sıkışmış kalıyorum.
"Küçük kız çocuğu gibisin."
Dudaklarımı bir anda öpüp geri çekiliyor. Küçük bir erkek çocuğu gibi. Sonra devam ediyor konuşmaya.
"Böyle olunca seni daha çok seviyorum."
Ellerimle boynunu kavrayıp dudaklarını dudaklarımla buluşturuyorum. Küçük kız çocuğu olmadığımı gösterircesine sert öpüyorum. Güya kaçıyordum ben değil mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gitti Gider
أدب المراهقين*Selin'den* "Öpersen geçer." "Oldu Ali.Uf mu oldu diye de ağlayayım mı başında?" Hala yavru köpek bakışlarıyla bakmaya devam ederken kıyamıyorum ona. "Gel başımın belası gel." diyerek iki dolabın arasına sürüklüyorum onu.İyi ki herkes derste şuan. A...