-Selin-
"Ya bu tabakların yeri yine mi değişti!" Ben bu eve her gelişimde sanki bir şeylerin yeri değişiyor.
"Orta dolabın en üst rafında Selin," diye sesleniyor içeriden Nazlı. Evet, Rana Duru'nun gelmesine az kaldığı için biz sürekli burada durmaya özen gösteriyoruz. Savaş Nazlı'ya yardımcı olurken biz de evdeki işleri halletmeye çalışıyoruz.
"Bunu nereye koyayım?" diye soruyor elindeki ekmek sepetiyle yanıbaşımda duran Ezgi.
"Onu sofraya götürebilirsin tatlım." O, hızla içeri geçerken ardından gülümsüyorum. Bizi şimdiden böylesine kabullenmesi mutlu ediyor. Ben de en sonunda salatayı alarak içeri geçiyorum.
"Hadi yemek hazır, gelin."
"İkizim ya, seni de çok yordum ben değil mi?"
"Olur mu öyle şey Nazlı, saçma sapan konuşma da kalk hadi."
"Hem fena mı oldu baldız? Selin de yemek yapmayı öğreniyor işte." Ali'ye ters ters bakıyorum.
"Çok konuşma da önce ellerini yıka sen." Ezgi kıkırdayarak masaya oturacakken ona dönüyorum.
"Sen de küçük hanım." Oflayarak usulca yerinden kalkarken Ali'yi takip ediyor. Savaş ve Nazlı onların bu haline gülerken Nazlı yavaşça kalkmaya çalışıyor. Ancak her şey bir anda öylesine gelişiyor ki ne olduğunu anlayamıyorum bile.
"Ahh!"
"Hayatım iyi misin?"
"Savaş, geliyor! Rana Duru geliyor!"
"Ne demek geliyor?" diyor telaşla Savaş. "Dur şimdi gelemez!"
"Gerizekalı mısın Savaş?" diyorum hayretle Nazlı'nın yanına ilerlerken. "İkizim sakin ol, hemen götürüyoruz seni hastaneye."
Ali ve Ezgi gülerek içeri giriyorlar ancak Ali durumu fark edince hızla yanımıza geliyor.
"Savaş hadisene!"
"Ne, ne yapayım ben şimdi?" diyor telaşla.
"Salak arabayı hazırlasana!"
"Sen hazırlasana, ben Nazlı'yı alayım." Ali sabır diler gibi havaya bakıyor. Sevgilim resmen imana geldi bu telaş içerisinde.
"Ulan sen bu telaşla kızı kucağından düşürürsün!"
"Evet, mantıklı bir açıklamaydı." Bu çocuk gerçekten gerizekalı. Heyecanla arabanın anahtarlarını ve cüzdanını alarak dışarı çıkıyor. Ali'de hızla Nazlı'yı kucaklıyor. Ben de telaşla esyalarımızı alarak Ezgi'nin elinden tutarak evden çıkıyorum. Hızla kapıyı kilitlerken Ezgi kıkırdıyor.
"Çok heyecanlı!"
"Sen onu bir de bize sor," diyorum gülerek. Ardından tekrar elini tutarak merdivenlere yöneliyorum. "Hadi annecim, aramıza yeni gelen misafiri karşılayalım artık."
Ve belki de bana bu kadar yabancı olan bu kelimeyi kullanırken ilk defa kararsız kalmıyorum. Çünkü evet, kesinlikle bir yerden başlamak gerekiyor artık.
***
"1,2,3,4-"
"Ali, ne yapıyorsun hayatım?"
"Ya ben aşırı heyecanlandım Selin!"
"Hayatım sakin ol," diyorum gülerek. "Lütfen seni de kaybetmeyelim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gitti Gider
Novela Juvenil*Selin'den* "Öpersen geçer." "Oldu Ali.Uf mu oldu diye de ağlayayım mı başında?" Hala yavru köpek bakışlarıyla bakmaya devam ederken kıyamıyorum ona. "Gel başımın belası gel." diyerek iki dolabın arasına sürüklüyorum onu.İyi ki herkes derste şuan. A...