47.Bölüm - Mertoğlu Erkekleri vs. Yılmaz Kızları

3K 163 42
                                    

*Nazlı*

Gözlerimi cama vuran güneş ile açıyorum. Normalde bugün Bodrum'dan dönme yorgunluğu yüzünden yatmam gerekirken Selin Hanım'a kahvaltı hazırlayacağım! Tabii bir de sevgili enişteciğim Ali Bey'e. Yanımda hâlâ uyumakta olan Savaş'a bakıyorum. Huzurla yerimden kalkarken hızla bir banyoya giriyorum. Hazırlamam gereken bir kahvaltı, tüm balayı detaylarını anlatmak zorunda olduğum bir günü bilerek kendimi hazırlamaya başlıyorum.

***

"Ay burası resmen börek kokuyor!"  Evet, Selin için erken kalktığım yetmiyormuş gibi bir de sabah sabah börek yaptım.

"Biz yanlış eve mi geldik lan?"  diyor Ali. Has öküz.

"He tabii, Hayriye teyzenin evindesiniz aslında şu an,"  diyorum gözlerimi devirirken. Selin gülerek boynuma sarılıyor.

"Ya ben seni çok özledim ikizim!"

"Sadece bir hafta görüşmediniz Selin,"  diyor Ali masaya çoktan otururken.

"O bir hafta bana bir asır gibi geldi ama."

"Yok canım ne kıskanması, alt tarafı baldızımı öldüresim geldi şu an."

Ali'nin söylediğine kahkaha atarken Savaş mutfağa giriyor. Siyah eşofmanı, bordo tshirti ile sınırlarımı zorluyor bu adam. Kocam diye söylemiyorum ama kendisi gerçekten yakışıklıdır.

"Nedir bu sabah neşeniz?"  diyor gülerek yanıma gelirken. Ardından yanağıma sulu bir öpücük bırakıyor.

"Ooo cicim ayları,"  diyor gülmeye başlarken Selin.

"Kızım bunun cicim ayı mı kaldı? Dört yıl olmuş, bunlar emekliliğe geçecek artık." Evet Ali bugün baya formunda, görebiliyoruz.

"Öküzlük yapma bir."

"Huyum değil biliyorsun güzelim."  Onların bu haline gülmeden yapamıyorum.

"Hadi börekler soğuyacak,"  diyorum masaya otururken. Savaş ve Selin'de yerlerini alıyor.

"Hadi anlatın ne yaptınız?"  diyor Selin heyecanla. İşte başlıyoruz.

"Gezdik, yüzdük, eğlendik, öpü-"  Savaş'ın cümlesini bitirmesine izin vermeden ayağına tekme atıyorum alttan.

"Ah!"

"Ne oldu sevgilim, çay boğazında mı kaldı?"  diyorum şirince gülümserken.

"Yaa, çay boğazımda kaldı sevgilim, sorma."

"Ya da Nazlı radarına takılmış olmayasın?"

"Nazlı radarı ne be?"  diyorum Selin'e bakarken.

"Şöyle oluyor ki canım,"  diyor zeytinlerden birini ağzına atarken.  "Sen genelde duyulmaması gereken bir şey duyulmak üzereyse hep böyle yapıyorsun Savaş'a. Biz de ona kısaca Nazlı radarı diyoruz."

"O cümlenin devamını çok merak ettim şimdi,"  diyor Ali gülerken. Pislik, nasıl da dalga geçiyor.

"Hediye aldın değil mi bak? Almadıysan vallahi seni ikizlikten atarım Nazlı!"

"Aldım Selin, sakin ol."

"Sanki Maldivler'e gittik,"  diyor Savaş.

"Ben de diyorum ki kim gıcıklık yapmaktan geri kaldı?"  diyor Selin gözlerini devirirken. Yine başladılar.

Gitti GiderHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin