*Nazlı*
"Erkeklere güven olmaaaaaz."
Annem menapoz ruh halinden kıl payı kaçmış ama boşanma, terk etme halinden kaçamayarak bize değişik bir akşam yaşatıyor.
Bu akşam ilk olsa gerek sofrada karşılıklı şarap içiyoruz.
"Bunlar var ya kızlar, ilk önce aşığım der, sonra ölüyorum senin için falan. En sonunda da sensiz yaşayamamla noktayı koyarlar."
Dirseğimi masaya dayadım,ellerim çenemde annemi dinliyorum. Selin'e göz ucuyla bakınca göz göze geliyoruz. 'Eyvah' demek istiyor gözleriyle. Peri ise hala şaşkın. Geldiğinden beri aynı yüz ifadesi ile yazık yavrum. Biz saniyede farklı bir ruh haline büründüğümüzden durumu pek garipsemiyorum.
"En sonunda olan duruma, gelinen hale bak. Hepsi aynı bunların,at çöpe gitsin."
Selin lafa dalıyor. "Annecim şimdi herkes bir değil. Haluk Abi bozuk çıkmış, o da sana denk gelmiş."
"Tek Haluk mu bozuk? Aman oğulları da aynı onun gibidir. Genlerinde var."
"Savaş oğlu değil anne biliyorsun katma onu yani." diyerek savunmaya geçiyorum.
Ama Selin de susmuyor ve annem şaşırıp kalıyor. "Ay anne Ali'yi ne kadar tanıyorsun ki?"
"Aman iki vakit geçirdiniz koruyun hemen.Hepsi aynı hepsi."
'Hepsi' yi vurgulu söylüyor ve kadehini dolduruyor.
"Nazlı en güzelini sen yapıyorsun. Erkekleri yanına yaklaştırmıyorsun. Koruyorsun kendini. Takdir ediyorum hep seni."
Annecim güzel annecim. Neler diyorsun. Ah sen bir bilsen neler oluyor, neler dönüyor arkanızdan. Hafif bir suçluluk duygusu yaşasam da Savaş'ın suratını gözümün önüne getirince geçiyor hemen. Şaşırmış ifadem değişmeyince soru soruyor hemen.
"Yok değil mi sevgilin falan? Yoksa var da ben mi bilmiyorum?"
"Yo-yok annecim. Ne sevgilisi? İşim olmaz."
Parantez içinde gece sevgilisiyle buluştu. Allah'ım sen affet.
"Selin? Sende var mı?"
"Evet annecim."
Selin'i elimle alttan dürtüyorum. Yaklaşıyorum annemin duymaması için.Fısıldıyorum."Ne sevgilisi kızım?"
"Ağzımdan birden çıkıverdi. Ay Nazlı ne yaptım ben?"
Gözlerimi devirerek yerleşiyorum tekrar yerime. Allah'ım sen önce Selin'e akıl fikir ver, sonra beni affedersin. Kendimi feda ediyorum.
Zil çalıyor. Peri hemen kalkıp kapıya bakıyor, o kadar sıkılmış ki muhabbetten kaçıyor.
Her şey iyi hoş derken Savaş'ın ve Ali'nin salona yaptığı neşeli girişin ardından kafamı onlara çeviriyorum.
Neşeli ifade yerini öküzün trene baktığı o ifade alıyor. O eski hallerinden eser yok şimdi.
"Na- nasılsınız Güneş Hanım?" Ali konuşmayı başarıyor.
"Gelin gelin. Oturun çocuklar. Muhabbet tam da koyulaşmıştı."
Dünden razı, utanmasa bizim evi kendine göre dekore edecek olan Ali hemen sandalye çekip sofraya oturuyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gitti Gider
Teen Fiction*Selin'den* "Öpersen geçer." "Oldu Ali.Uf mu oldu diye de ağlayayım mı başında?" Hala yavru köpek bakışlarıyla bakmaya devam ederken kıyamıyorum ona. "Gel başımın belası gel." diyerek iki dolabın arasına sürüklüyorum onu.İyi ki herkes derste şuan. A...