Evet, final bölümüyle Gölge'yi uğurlama vakti geldi. Belki de hayatım boyunca yapmak istediğim bir şeyi yapabildim, başladığım bir hikayemi bitirebildim sonunda. Sizlere ulaştım mı, bilmiyorum. Ama hikayemi okuyup mesaj atarak beni mutlu eden ve hikayeme tutunmamı sağlayan insanlara çok teşekkür ediyorum. Umarım diğer bölümlerim gibi bu bölümü de beğenirsiniz. Son bölüm için yorumlarınızı bekliyorum :) Ayrıca son bir özel bölüm yazmayı planlıyorum; fakat bunu yazıp yazmamakta emin değilim. Gölge'ye veda vakti; keyifli okumalar :)
-
24 yıl sonra.
Yosun elindeki çiçekleri yavaşça masaya bıraktı. Gözlerindeki yaşlar kendini ele veriyordu. Daha fazla dayanamayarak kendini koltuğa bıraktı. Hüngür hüngür ağlayışları bütün salonda yankılanıyordu. Ufuk usulca kapının önünde durdu. 28 yaşındaki Ufuk annesinin bu halini izlerken derin bir iç çekti. Ufuk'un sarı saçları omuzlarına gelmişti. Cebinden çıkardığı tokayla hızlıca saçını toplayıp küçük bir topuz yaptı. Omuzlarıyla kapıya yaslanıp annesinin onu fark etmesini bekledi. Hala eskisi gibi genç duran Yosun oğlunun gelişini fark etmemişti bile. Doyasıya içten içten ağlayışları kalbini yıkıyor gibiydi. Hüzünle yağan sağanak yağmurun altında kalan kalbi sadece hızla atıyordu. Ufuk yanına gelenleri fark etmişti fakat gözlerini annesinin üzerinde sabitlemişti.
"Annem hala ağlıyor mu?" dedi Elha mırıldanarak.
Ufuk kız kardeşine göz ucuyla baktı. 19 yaşındaki Elha annesine en düşkün olan kardeşlerden biriydi. Annesinin ağladığını görünce kendisi de gözyaşları içerisinde kalmıştı bile. Burnunu çekerek annesine sessizce ağlayışlarıyla karşılık verdi. 21 yaşındaki Defne ağlayan kız kardeşini görünce bıkkın bir tavırla iç çekti. Onun ana kuzusu olmasına tahammül edemiyordu. Ellerini iki yana açarak abisi Ufuk'a sitem edercesine salladı. Ufuk ise gülümseyerek kız kardeşine karşılık verdi. Elha; Atlas'ın annesinin ismiydi. Elha doğduğunda Atlas bu ismi kızına vermek istediğinde Yosun karşı çıkmayarak bunu onayladı. Defne ise; Yosun'un annesinin ismiydi. Bu ismi de Atlas önermişti. Yosun'un annesi Defne kızı için kendini feda ettiği günden beri düşünüyordu; eğer ki bir gün kızı olursa adına Defne koymayı planlamıştı Atlas. Ve bu planını da gerçekleştirmişti.
"Siz gidin, ben geliyorum." dedi Ufuk tebessüm ederek.
"Peki annem?" dedi Elha telaşla.
"Merak etme güzelim. Annemi de yanımda getireceğim."
Defne kız kardeşi Elha'nın kolundan çekiştirerek koridora çıkarttı. Elha yaşlı gözleriyle şaşkın bir şekilde kız kardeşinin peşinden yürüyordu. Arada burnunu çekiştirmeye devam ediyordu. Elha her zaman sulu gözlü ve sakardı. 3 kardeş arasında başını her zaman belaya sokuyordu. Sanki yeteneği belaları üzerine çekme üzerine gelişmişti. Elha ile Defne, Göktuğ ile çarpışınca, çarpışmanın etkisiyle Elha kalçalarının üzerine yere düştü. Defne ise duvara doğru savrulmuştu. Defne, Elha kadar sakin kalamayacaktı. Ki Elha ne olduğunu anlayamamıştı bile.
"Evin içerisinde koşmak yasak değil miydi Göktuğ?" dedi Defne öfkeyle."Şuna bak ya, Elha'yı düşürdün!"
Defne endişeyle kız kardeşi Elha'yı yerden kaldırdı. Bir yeri incinmiş mi diye de kontrol etmeyi unutmadı. Elha'nın durumunun iyi olduğundan emin olunca ateş saçan gözlerini Göktuğ'a çevirdi. Göktuğ; Irmak ile Onat'ın oğluydu. 20 yaşına gelen bu delikanlı babasını andırıyordu. Sapsarı saçları, mermer beyazı teni ve sevimli gülümsemesiyle kesinlikle babası gibiydi. Babasının aksine daha naif ve kırılgandı. Etrafındaki insanları incitmekten korkan bir yapıya sahipti. Arada sırada Elha ile uğraşmasından dolayı onu ağlatması bile onu korkutmaya yetiyordu. Onu korkutup kaçırmak bir yana, onu üzmekten bile korkuyordu. Göktuğ şaşkın ifadesini geriye bırakarak Elha'ya baktı. Onu incitip incitmediğini anlayamamıştı bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gölge
VampireSiz hiç kendi gölgenizden kaçarken, başkasının gölgesine basıp yere düştünüz mü? Ben düştüm, hemde defalarca...