Parmak uçlarına basıp bulutlara elleriyle dokunmak istese ulaşabilir miydi? Yosun'un saçları bulutlara karışmıştı adeta. Buğulu gözleriyle yeni güne gözlerini açmıştı. Başındaki hafif sızı bile şuan bulunduğu hisleri mahvedemezdi. Sanki bir bulutun üzerinde yatıyordu. Bulutun kokusu ve soğukluğu tüm tenine yayılmıştı. Atlas'ın onu sarmalamasıyla üzerindeki soğukluk gitmiş, buz tutan teni bir nebze olsun ısınmaya başlamıştı. Atlas'ın hala uykulu olmasını fırsat bilerek Ufuk'u kontrol etmek amacıyla yataktan usulca çıktı. Beyaz geceliğinin üzerine aldığı hırkasıyla Atlas'a bakındı. Hala mışıl mışıl uyuyordu. Gülümseyerek parmak uçlarına basarak odadan çıkarak yan odaya yöneldi. Aklında hala dün ki olaylar vardı. Bugün burayı terk etme günüydü. Eski topraklarına gitmek istemiyordu. Ama gitmekten vazgeçemezdi. Oraya gittiği zaman her şeyin daha farklı hal alacağını biliyordu. Eski topraklarına ayak bastığı an farklı duygular içerisine girecekti. Geçmişte yaşadıkları bir tokat gibi yüzüne çarpacaktı yine. Henüz anılarının bir kısmı onun için vardı, diğer kısmı o topraklara bastığı anda karşısına çıkacaktı. Onları hatırlamak istemese de her gün, her dakika, her saniye anıları zihninde tekrar ve tekrar gösterimine devam eden bir sinema filminin seansı gibi devam ediyordu.
Ufuk'un kaldığı odasının kapısını usulca açtı. Odaya henüz giren güneş ışıkları gözlerine dolarken gülümseyerek içeriye girdi. Ufuk her zamanki gülümsemesiyle masum uykusundaydı. Fakat odada iki yaramaz misafir daha vardı. Irmak yatağın köşesinde uyuyakalmıştı. Onat ise Irmak'ın ellerinden tutmuş bir vaziyette yatağa yaslanmış bir şekilde yerde uyuyordu. Ufuk'un alnına bir öpücük bıraktıktan sonra Irmak ile Onat'ın üzerine bir şeyler örtüp çıktı. Herkes son derece mutlu gözüküyordu. Odadan çıkınca Kahhar'ı evin salonuna girerken gördü. Ne olduğunu merak ediyordu açıkçası. Kahhar salona dikilmiş, birini bekler vaziyetteydi. Yosun'u salonun kapısında görünce Yosun'un önüne gelerek yere eğildi. Yosun bu durum karşısında ne yapacağını bilmiyordu. Kahhar'ı ilk defa böyle görüyordu. Şaşkınlığıyla yukarıdan ona bakarken Kahhar başını bir kez ona kaldırıp bakmamıştı.
"Kahhar Tunç, Gecenin Kraliçesi'ne bağlılığını sunar." dedi Kahhar tok sesiyle.
"Ne demek oluyor bu Kahhar?"
"Size bağlılığımı sunuyorum kraliçem."
"Birden bire?"
"Size borcumu ödemek istiyorum." dedi Kahhar başını kaldırıp bana bakarak.
"Bana borcun yok. Ben yapılması gerekeni yaptım." dedi Yosun sıkıntılı bir tavırla. "Bağlılık yemini etmene gerek yoktu."
"Bağlılık yeminimi çoktan ettim kraliçem. Ancak size ihanet edersem bu yemin bozulur, biliyorsunuz."
"Biliyorum." dedi Yosun gözlerini kapatarak.
Yosun Kahhar'ın kendisine bağlılık yemini etmesini hiç beklemiyordu. Bu durum Yosun'u bir nebze sıkıntıya sokabilirdi fakat aynı zamanda Kahhar kadar bağlı kalabilen başka bir vampirde yoktu. Zamanında avcı olup başka vampirleri avlaması bu gerçekliği değiştirmiyordu. Kahhar, her zamanki Kahhar'dı. Gece karası gözleri bunu belirtircesine Yosun'a bakıyordu. Kahhar hiçbir zaman Yosun'dan nefret etmemişti. Onun kadar güçlü bir vampir olamadığı için kendisinden nefret etmişti. Bu nefreti sadece kendisineydi. Yosun omuzlarını silkti. Kahhar'ın ayağa kalkmasını işaret etti. Yosun elini arkadaşça uzattı, sırf elini sıkması için. Bağlılık yemini için asla boyun eğmeyen bu vampir, Yosun'un buyruğu altına girmek için boyun eğmişti. Buna teşekkür etmeliydi Yosun. Kahhar belli belirsiz tebessümüyle Yosun'un elini sıktı.
Yerdeki kan izlerini takip ederek karanlık bir binadan içeriye girdi. Poyraz her zamanki gibi peşinden geliyordu. İkisi de hiçbir şekilde konuşmuyordu. Konuşsalar, bu davranış her şeyden önemlisi peşinde oldukları avın izini kaybetmelerine sebep olurdu. Poyraz eliyle eski evin içerisini gösterdi. Yandan yukarıya çıkan merdivenleri gözleriyle takip edince bu merdivenlerin evin içeri kısmında asma kata benzer bir yer balkonvari bir yere çıktığını fark etti Yosun. İkisi de gelen çığlıkla dikkatlerini üst kattaki asma balkona çevirdi. Poyraz eliyle evin öbür ucundaki merdivenleri gösterip Yosun'un da diğer merdivenlerden çıkmasını işaret etti. Denileni hızlı bir şekilde yaptı. İkisi de balkonda buluşunca halıdaki kan izleri Yosun'un dikkatini çekmişti. Poyraz parmak uçlarıyla yerdeki taze kan izlerine parmaklarını götürerek sürttü, ardından burnuna götürdü. Yüzünü ekşiterek parmaklarına bulaşan kanı üzerine sürdü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gölge
VampireSiz hiç kendi gölgenizden kaçarken, başkasının gölgesine basıp yere düştünüz mü? Ben düştüm, hemde defalarca...