Sonsuza Dek

351 30 11
                                    

Stiles'ın Ağzından


Uçurumun kenarındaydım. Annem resmen havanın üstünde duruyor ve bana elini uzatıyordu. ''Gel, oğlum. Çok az kaldı.'' dedi annem gülümseyerek. ''Anne, eğer ben gelirsem düşerim.'' dedim uçurumdan aşağı bakarak. ''Oğlum, bana bak.'' dedi annem suratıma dokunarak. Kafamı yukarı kaldırıp anneme baktım. ''Bu dünya sana iyilik getirmiyor. Sen çok hata yaptın, oğlum. Telafisi olmayacak hatalar. Artık uğruna yaşayacak bir şeyin kalmadı. Yıllardır aşık olduğun kız sana aşık değil. Farkındaysan bu aralar babanı hiç görmedin. Artık o da senin bir yük olduğunu düşünüyor ve senin eve geldiğin saatlerde evde olmuyor. Arkadaşlarının senden daha önemli çözmeleri gereken şeyler var. Senin hiçbir özel yeteneğin yok. Sen insansın. Onlar için bir yüksün. Onlar için bir hiçsin.'' dedi annem samimi bir sesle. Ama sözlerinden acımasızlık akıyordu. Haklıydı. Dediklerinde haklıydı. Artık uğruna yaşayacak, savaşacak bir şeyim kalmamıştı. ''Haklıyım oğlum, biliyorsun. Senin bu dünyada yerin yok. Burada bir hiçsin. Şimdi elimi tut ve yanıma gel. Sonsuza dek beraber olalım. Burada herkes tarafından çok sevileceksin. Sadece bir adım daha atman gerek.'' dedi annem tekrar elini bana doğru uzatarak. Gözlerimden süzülen yaşları ellerimle sildim. Anneme doğru elimi uzattım ve arkamdan gelen sesi duydum.

------------------------------

Lydia'nın Ağzından


''Stiles!'' diye bağırdım olağan gücümle. Şu an uçurumdan düşmesine yaklaşık olarak yarım adım kalmıştı ve bir elini öne doğru uzatıyordu. Olağan gücümle bir yandan ona doğru koşuyor bir yandan adını haykırıyordum. Şu an hareketsiz bir biçimde duruyordu. Yanına ulaşınca onu omzundan tutup kendime çevirdim.

-----------------------------

Stiles'ın Ağzından


Lydia bana bakıyordu. Suratımı ellerinin arasına almıştı. Birden annemin sesini duymamla suratımı Lydia'nın ellerinden kurtarıp tekrar kafamı anneme doğru çevirdim. ''Stiles, sakın onlara inanma.'' dedi endişeyle. ''Muhtemelen sana seni çok sevdiğini falan söyleyecektir. Hep yaptığı şey. Senin duygularını kullanarak seni tehlikelerden kurtarmak. Ona inanma, Stiles. Benimle gel.'' Bir anneme bir Lydia'ya baktım. Lydia'yı itip anneme doğru tekrar elimi uzattığımda, Lydia bu sefer daha sert biçimde beni tutup kendine çevirdi. ''Bak, Stiles. Beni dinle, tamam mı? Sen bunu yapmak istemiyorsun. Şu an kimi ya da neyi görüyorsun, bilmiyorum. Belki de anneni görüyorsun. Stiles, ona inanma. Bu sen değilsin. Bu Cassandra'nın bir laneti.'' dedi Lydia tek nefeste. Gözünden bir damla yaş süzülmüştü. ''Bu tam da benim, Lydia. Bu dünyada yerim yok. Sakın bana senin beni sevdiğini falan söyleme çünkü beni sevmiyorsun.'' dedim gözümdeki yaşları elimin tersiyle silerken. ''Stiles, lütfen.'' dedi artık Lydia ağlamaya başlayarak. Ellerini tekrar yanaklarıma koydu. '' Sen bir hiç değilsin. Benim sana ihtiyacım var.'' Kafamı iki yana salladım. ''Senin bana ihtiyacın yok! Kimsenin bana ihtiyacı yok!'' dedim bağırarak. ''Siz hepiniz beni bir yük olarak görüyorsunuz. Çünkü ben işe yaramazın tekiyim. Bana teşekkür etmelisiniz. Şimdi sizi büyük bir yükten kurtarıyorum.'' deyip anneme doğru döndüm. Annem kafasını 'evet' anlamında sallıyor ve gülümsüyordu. Bende ona gülümsedim. ''Sen bir yük değilsin! Sen bir hiç değilsin! Ben seni çok seviyorum, Stiles!'' dedi Lydia bağırarak. Tekrar ona doğru döndüm. ''Yalan söylüyorsun. Beni kurtarmak için yapıyorsun. Bu sefer senin bu yalanına inanmayacağım!'' dedim kızgınlıkla. ''Bak, Stiles. Sadece beni dinle, tamam mı?'' dedi bana doğru iyice yaklaşarak. Ellerini omuzlarımdan tekrar yanaklarıma çıkardı. ''O gün Cassandra'nın bize kaçırdığı gece sana ne dediğimi hatırlıyorum. Sana aşık olduğumu söyledim, Stiles. Bu doğruydu.'' Annemin tekrar bana seslenmesiyle ona doğru döndüm. ''Stiles, o Lydia değil. O bizi ayırmaya çalışan bir şeytan. Daha fazla dinleme onu!'' dedi annem korkuyla. Tekrar kafamı Lydia'ya çevirdim. ''Sana inanmıyorum.'' dedim ve annemin elini tuttum. Tam düşeceğim sırada Lydia beni kendine doğru çekti. ''Bırak artık beni! Git başımdan! Dediklerinin hiç birine inanmıyorum.'' dedim bağırarak. ''Bana inanmıyor musun?'' dedi kararlılıkla. ''Tamam, Stiles. Belki dediklerime inanmıyorsun ama bu yaptığıma inanacaksın.'' dedi ve dudaklarıma yapıştı. 

---------------------------------------

Saçlarımla oynayan bir el hissetmemle gözlerimi açtım. Lydia yanı başımdaydı. ''Günaydın. Nasıl hissediyorsun?'' dedi gülümseyerek. Gözlerimi açtığım gibi seni gördüğüm için çok mutlu hissediyorum demek istedim ama sadece ''İyiyim.'' demekle yetindim. ''Bütün gece başımda mıydın? Uykusuz görünüyorsun.'' dedim merakla. Gözlerinin altı morarmış ve saçları birbirine dolaşmıştı. Ancak hala muhteşem görünüyordu. ''Yani... Bu olaylardan sonra başında bekleyeyim dedim.'' dedi gülümseyerek. Bende gülümsedim. ''Hayatımı kurtardın. Teşekkür ederim.'' dedim minnettarlıkla. Utanarak başını öne eğdi. Beni öpmüştü. Lydia. Beni. Öpmüştü. ''Neden bana bakarak öyle gülümsüyorsun?'' dedi gülerek. ''Hiç.'' dedim bende gülmesine katılarak. Uzun bir sessizlikten sonra ''Ben artık kalksam iyi olacak.'' dedim yavaşça yattığım yerden doğrularak. ''Tabi, olur.'' dedi ve bana yardım etmeye çalıştı. ''Lydia, iyiyim. Sakat değilim ben.'' dedim gülerek. ''Şey... Pardon...Tamam... Her neyse.'' dedi ne dediğini şaşırarak. Lydia'yı ilk defa böyle görüyordum. Bu haliyle oldukça sempatik ve tatlı gözüküyordu. Ayağa kalktım ve lavaboya doğru ilerledim.

------------------------------------

''Bugün bütün gün seninle miyim yani?'' dedim sorarak. ''Beğenemediniz mi, beyefendi?'' dedi hesap sorarak. ''Hayır, tabi ki. Bu muhteşem bir şey. Yani.. Şey... Beğendim.'' dedim kafam karışırken. Bu halime bir kahkaha attı. Ardında aramızda sükunet hakim oldu. ''Lydia, sence dün olanlar hakkında konuşmalı mıyız?'' dememle kafasını bana doğru çevirdi. ''Bak, Stiles ben dün yaptığım şeyden dolayı özür dilerim. Eğer rahatsız olduysan gerçekten...'' derken hızla lafını kestim. ''Rahatsız olmadım. Aksine hoşuma gitti.'' dedim kafamı öne eğerek. O da kafasını öne eğdi. Yanakları kızarmıştı. Utanmıştı. ''Beni gerçekten seviyor musun?'' dedim aniden gelen bir cesaretle. ''Bak, Stiles...'' dedi ve derin bir nefes aldı. ''Ben böyle şeyleri pek kolay söyleyemem. Bildiğin gibi hiç ciddi bir ilişki yaşamadım. Aşk nasıl bir şey bilmiyorum. Ama eğer midede kelebeklerin uçuşması tabiri aşksa... Stiles, ben sana...'' dedi ve duraksadı. ''Lydia, söyle gitsin.'' diye fısıldadı kendine. Gözlerini sıkıca yumdu ve açıp tam gözlerimin içine baktı. ''Stiles, ben sana aşığım.'' dedi ve sanki büyük bir yükten kurtulmuşçasına nefes vererek. Şu an ciddi anlam dilim tutulmuştu. Ne düşüneceğimi ve ne diyeceğimi cidden bilemiyordum. Benden bir süre cevap gelmeyince ''Bak, Stiles. Sen bana böyle duygular beslemiyor olabilirsin. Bunu gayet doğal karşılarım. Eğer bana ciddi anlamda öyle duygular beslemiyorsan dediklerimin hepsini unut ve eskisi gibi devam edelim. Çünkü madem...'' demesiyle sözünü kestim. ''Seni seviyorum.'' Şaşırmış gibi suratıma baktı. Gülümsedi ve suratına saklamak istercesine kafasını tekrar önüne eğdi. Uzun bir süre kimseden ses çıkmayınca ''Ben gidip ellerimi yıkayayım.'' diyerek masan kalktı. Kafamı 'tamam' anlamında salladım. Daha bir dakika bile olmadan duyduğum çığlık sesiyle hemen banyoya doğru koşmaya başladım. Bu Lydia'nın sesiydi. Banyonun kapısını hızla açıp içeri girdim. Lydia yere oturmuştu ve boynundan kanlar süzülüyordu. Hemen yanına çöktüm ve boynuna baktım. Oldukça derin bir çizik gibi görünüyordu. ''Lydia, şimdi sakin ol. Ben gidip ambulans çağıracağım'' dediğim sırada Lydia'nın inlemesini duydum. Bir şey söylemeye çalışıyordu. ''Boşver, tamam mı? Ambulansı çağıracağım ve iyi olacaksın.'' dedim sakin gözükmeye çalışarak. Ama şu an ciddi anlamda panik halindeydim. ''Sti...Stiles...'' diye fısıldadı. ''Lydia, sus lütfen. Ambulansı çağırmalıyım.'' dedim gözlerim dolarken. ''Arkanda.'' demesiyle hızla arkamı döndüm. ''Anne.'' dedim dehşet içinde.Karşımda annem duruyordu. Elinde kanlı bir bıçak vardı ve sırıtıyordu. Ardından şu sözleri söyledi. ''Oğlum, tüm engelleri kaldırdım. Artık aramıza kimse giremez. Beraber olabiliriz.Sonsuza dek. 

İmkansız \ StydiaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin