Lydia'nın Ağzından
Ateşin bedenime işlediğini hissediyordum. Tüm duygularım sanki kapatılmış sadece acı yerinde duruyordu. Kıpırdayamıyordum. Çığlık atamıyordum. Gözümü bile kırpamıyordum. Sanki ruhum çekilmiş gibi hiçbir şey hissetmiyordum. Sadece acı vardı. Sadece acı. Ne kadar zamandır böyleydim bilmiyordum. Zaman kavramı yitmişti. Bir gün... iki gün... Ne kadar olmuştu? Her şeyimi kaybetmiş gibiydim. Bu kadar zamandır gördüğüm tek şey; aynı benim gibi duygularını yitirmiş, boş bakan Lindsey'in gözleriydi. Neden buradayım? Ne hata yaptım da böyle bir işkenceye maruz kalıyorum? Ne yaptım ben?
------------------------------------------
Stiles'ın Ağzından
Bir haftadır Lydia'dan haber alamıyorduk. Gelmiyordu. Katie onu çağırsa da gelmiyordu. Hiçbir haber yoktu. Ne durumdaydı? Ne yapıyordu? Günden güne acım artıyordu. Herkes harap olmuştu. Allison, Scott, Derek... Dibe batmıştık. Kalbimdeki boşluk giderek artıyordu. Suçluluk duygusu içimi kemiriyordu. Bitmiştim. Tam anlamıyla bitmiştim. Lydia'nın aramızdan ayrılması bizi de birbirimizden ayırmıştı. Hepimiz ruh gibiydik. Kimsenin kimseyi teselli edecek hali bile yoktu. Dağılmıştık. Her şey bitmişti.
-----------------------------------------
Lydia'nın Ağzından
Bu işkence ne zaman bitecek? Artık bu acıya dayanamıyorum. Birden etrafımdaki bütün ateş çekildi. Ateşin çekilmesiyle kendimi direkt yere bıraktım. ''Neler oluyor?'' dedim ağlayarak. ''Merhaba, Lydia.'' dedi birden karşımızda beliren korkunç görünümlü biri. Bu... İnsan değildi. Yaklaşık olarak iki metre boyunda ve siyahlar içinde adlandıramadığım bir görüntüye sahip biriydi. İçimi korku sararken ellerimle kendimi geriye doğru itmeye çalıştım. Karşımdaki kişi gülümsedi. ''Benden korkuyor olman güzel.'' dedi tiksindirici bir sesle. İnkar edemiyordum çünkü ciddi anlamda korkuyordum ve bunun gözlerimden okunduğunu anlıyordum. ''Ben Noob. Burasını yani öbür tarafı yaratan benim.''
------------------------------------
Stiles'ın Ağzından
''Stiles.'' Lydia'nın sesini duymamla kafamı hemen o tarafa çevirdim. Gözlerim dolarken ''Seni görebiliyorum.'' dedim. ''Biliyorum.'' dedi tebessüm ederek. ''Geri mi döndün?'' dedim bir umutla. ''Hayır, sadece bir süreliğine beni görebilirsin.'' dedi üzgünlükle. Gidip ona sıkıca sarıldım. O da kollarını boynuma doladı. Bu anın tadını çıkarırken birden Lydia'nın daha önce söylediği bir cümle kulaklarımda çınladı. ''Öbür tarafta olduğum sürece beni her ne olursa olsun hissedemezsiniz.'' O zaman onu hissedemezdim. Kollarımı hemen çözüp onu geriye doğru ittim. ''Alicia.'' dedim tiksintiyle. Gülmeye başladı. ''Bu sefer başardım. İnandırıcıydım değil mi, Stiles? Kabul et.'' dedi kahkaha atarken. ''Seni sürtük.'' diyerek üstüne atıldım. Fakat bir anda yok oldu ve arkamda belirdi. ''Neden bu kadar sinirleniyorsun ki? Seni uyarmıştım.'' dedi yüz ifadesi ciddileşirken. ''Sen Lydia'yı öldürdün.'' dedim kusarcasına. ''Hayır, Stiles.'' dedi bana doğru yaklaşarak. ''Onu sen öldürdün.'' Suratım acıyla çarpılırken Alicia gülmeye başladı. ''Kendini öldürmen için Derek'i de mi öldürmem gerek?'' dedi sırıtarak. ''Hayır, sakın.'' dedim telaşla. ''O zaman sen kendini öldür. Stiles, benimle gel ve acısız bir ölüm yaşa. Mantıklı düşün. Öbür tarafta Lydia'yla sonsuza dek birlikte olabilirsin. Lydia senin yüzünden öldü, Stiles. Şimdi hatanı telafi etme zamanı.''
--------------------------------------
Lydia'nın Ağzından
Sonunda Noob cehennemden çıkmamıza izin vermişti. Benimle konuşmak istediğini söylemiş ve beni yanına çağırmıştı. ''Lydia, nasıl öldün?'' dedi ciddiyetle. ''Annem yani Cassandra ölmeden önce sevgilim Stiles'ı lanetledi ve Alicia Stiles'ın peşine takıldı. Böylece onun kendini öldürmesi için beni öldürdü.'' diye anlattım bir çırpıda. ''Çok acınaklı. Neden cehenneme gittiğini biliyor musun?'' dedi tam gözlerimin içine bakarak. Olumsuz anlamda kafamı salladım. ''Lindsey, seni dünyaya geri döndürmek istiyor.'' dedi gülerek. Gözlerim şaşkınlıkla açıldı. Lindsey beni dünyaya geri döndürmek mi istiyordu? "Bu mümkün mü?" dedim merakla. "Burayı ben yarattım, Lydia. Burada her şey mümkün. Tabi ki ben istersem." dedi suratı tekrar ciddi bir ifade alırken. "Beni dünyaya geri gönderebilir misin yani?" dedim umutlanarak. "Gönderebilirim. Ama heveslenme. Göndermeyeceğim." dedi sert bur tavırla. "Neden?" diye sordum hayal kırıklığıyla. "Sen bana hesap soramazsın!" diye bağırdı. İrkildim. Cevap vermedim. "Ben iyi bir adamım, Lydia. Seni geri döndürmüyorsam bir nedeni var. Ama şu an Alicia'nın Stiles'ı etki altına aldığını hissediyorum. Ona yardım etmen için sana izin vereceğim." dedi samimiyetle. "Teşekkürler." dedim telaşla. "Gözlerini kapa." demesiyle gözlerimi kapadım. Gözlerimi açtığımda Stiles'ın düşmesine neredeyse yarım adım kalmıştı. "Stiles." diye bağırdım olağan gücümle. Kafasını bana çevirdi. "Lydia?" dedi ağlarken. Hemen yanına gittim. Beni hissedemezdi. "Stiles, sakın Alicia'ya inanma. Yapma!" dedim hızla. "Lydia, sonsuza kadar birlikte olabiliriz. Sadece kendimi buradan atmalıyım. Böylece senin yanında olacağım." dedi gülümseyerek. "Hayır, Stiles!" diye bağırdım. "Bunların hepsi bir oyun. Burada mutlu olamayacağız. Senin burada yerin yok. Alicia seni kandırıyor. Burada beraber olamayacağız. Sakın, yapma!" Atlayamazdı. Buna izin veremezdim. "Stiles, onu dinleme. Orada beraber olacaksınız. Stiles, Lydia'ya dokunmaya çalış. Dokunamazsın. Bunların hepsi senin yüzünden." dedi Alicia acımasızlıkla. "Hayır!" diye söze atladım. "Beni sen öldürdün, Alicia. Stiles senin bir hatan yok. Beni öldüren birini mi dinleyeceksin yoksa beni mi?" dedim bir çırpıda. Stiles kafası karışmış gibi bir uçuruma bir de bana bakıyordu. "Lütfen." diye fısıldadım. Geriye doğru adım atacağını düşündüğüm sırada "Üzgünüm, Lydia." dedi ve uçuruma bir adımını attı. "Yapma!" diye çığlık attım arkasından. Birden durdu ve "Pardon sen Lydia değildin, üzgünüm Alicia." dedi uçurumdan uzaklaşırken. Alicia birden yok oldu ve bende hemen Stiles'ın yanına gittim. "Gerizekalı! Ne kadar korktum, biliyor musun?" dedim sinirle. "Üzgünüm." dedi gülerek. Birden ikimizde durgunlaştık. "Seni özledim." dedi kafasını kaldırarak. "Bende." dedim ve birden Stiles "Lydia, neredesin?" diye bağırdı. Anlaşılan eski ölü halime geri dönmüştüm. Gözümü açıp kapadığım anda kendimi tekrar Noob'un karşısında buldum. ''Teşekkürler.'' dedim minnettar bir şekilde. ''Teşekkür etme.'' dedi sert bir biçimde. ''Beni neden dünyaya göndermiyorsun?'' dedim çekinerek. Ters bir tepki vermesinden korkuyordum. ''Konuşmamız burada bitti!'' dedi ve ben daha hiçbir şey demeden kendimi Lindsey'in yanında buldum.
![](https://img.wattpad.com/cover/47151142-288-k391511.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İmkansız \ Stydia
FanficBir Stydia hikayesi. ------ ''Git başımdan, Stiles.'' dedim gergince. Durmadan etrafımda dolanıyordu ve bu sinirime dokunmaya başladı. ''Sen iyi olana kadar hiç bir yere gitmiyorum, Lydia.'' dedi. Cidden yüzsüzdü. Beni umursuyordu. Ama biraz fazla...