Kaybetmek

546 39 5
                                    

Stiles'ın Ağzından


Üstümde Lydia'nın kanı vardı. Durmadan üstümdeki ve ellerimdeki kana bakıyordum. Onu kurtaramamıştım. Lydia'yı kurtaramamıştım. Gözümün önünde bıçaklanmıştı ve ben engel olamamıştım. Benim yüzümdendi. Lydia benim yüzümden bu haldeydi. Scott yanıma geldi ve ''O iyi olacak, Stiles. Yaklaşık olarak 1 hafta öncede buradaydık. Aynı bu durumdaydık. Ve sağ salim hepimiz bu kasvetli alandan çıktık. Yine çıkacağız.'' dedi Scott destek vererek. ''İşte Scott. Bunu anlatmaya çalışıyorum. Bir hafta önce de Lydia'yı kurtaramadık. Şimdi de kurtaramadık. Bir dahakine ne olacak, ha? Ya bir sefer daha onu yakalarlarsa ve biz kurtaramazsak, o zaman da hep beraber buradan sağ salim çıkacağımızı düşünüyor musun?'' dedim sonradan suratına bakarak. Cevap verememişti. Onunda gözleri dolmuştu. Tekrar önüme döndüm ve kafamı ellerime yasladım. Lydia'nın oradan çıkmasını istiyordum. Artık onun için endişelenmek istemiyordum.

----------------------------

Lydia'nın Ağzından


Gözlerimi açtığımda bir odadaydım. Ağzımda oksijen maskesi ve kollarımda birçok kablo vardı. Ne olduğunu hatırlamaya çalıştım. En son Stiles'a sarılmıştım ve sonrası karanlık. Yerimden kalkmaya çalıştım. Birden Melissa içeri girdi ve ''Lydia, bu nasıl olur? Uyanmışsın.'' dedi şaşırarak. Herhalde daha uyanmamı beklemiyorlardı. Ağzımdaki oksijen maskesini çıkardım ve ''Çıkar beni buradan. Lütfen, Melissa.'' dedim. İlk gözlerimin içine baktı. Ardından ''Tamam, seni çıkaracağım. Ama ben gelene kadar buradan bir yere ayrılmayacaksın.'' dedi. Başımı evet anlamında salladım ve Melissa'nın ameliyathaneden çıkmasını bekledim.

---------------------------------

Stiles'ın Ağzından


Lydia normal odaya alınmıştı. Hepimiz onun yanındaydık. Aslında oradan nasıl kurtulduğunu çok merak ediyorduk ama sanırım şu an bunu sormanın vakti değildi. Lydia hepimizde göz gezdirdi ve ''Tamam, ben anladım. Hepiniz nasıl kurtulduğumu merak ediyorsunuz.'' dedi samimiyetle. Allison elini tuttu ve ''Şu an anlatmak zorunda değilsin, Lydia.'' dedi yüzündeki küçük tebessümle. Lydia hayır anlamında başını salladı. ''Şu an anlatmalıyım. Anılarım tazeyken anlatmalıyım.'' dedi tavana bakarak. Ardından tekrar kafasını bize çevirdi ve anlatmaya başladı. ''Aslında nasıl kaçırıldığıma dair hiçbir fikrim yok. Uyumak için yatağıma yatmıştım ve ardından bir bodrum katında uyandım. Ne ellerim ne de ayaklarım bağlıydı. Etraf karanlıktı ama yanıma şaşırtıcı şekilde bir fener bırakmışlardı. Feneri alıp etrafa bakındım ve kapıya doğru gittim. Kapı açıldı. Kilitli de değildi. Yerde yatan iki tane ölü adam vardı. İlk başta bunun bir oyun olduğunu düşündüm. Başka bir oyun. Ama oradan çıkıp yürümeye başladıkça duvardaki kanları ve giderek artan cesetleri görünce bunun bir oyun olmadığını anladım. Katliam alanı gibiydi. Sanki toplu saldırı gibi. Ardından çıkış kapısına gittim ve oradan çıkıp kaçtım.'' dedi ve derin bir nefes aldı. Hepimiz şaşırmış gözlerle ona bakıyorduk. ''Bu kadar kolay mıydı?'' dedi Kira şaşırmış şekilde. ''Evet, bu kadar kolaydı.'' dedi Lydia sanki o da nasıl olduğuna inanmıyormuşçasına. Ya ciddi anlamda düşmanları vardı ya da bunlarda oyunun bir parçasıydı. Bir süre sessizlik oldu. Sessizliği bozan Malia oldu. ''Peki, ben bu anı nasıl bildim? Yani Lydia ve Stiles'la ilgili olan rüyamı nasıl gördüm?'' dedi merakla. Derek cevap verdi. ''Muhtemelen iğnenin bir etkisidir. Resmen bizimle oyun oynuyorlar.'' dedi Derek sinirlenerek. ''Ben buradan ne zaman çıkacağım?'' diye sordu Lydia oflayarak. ''Üstünü değiştirip hemen çıkabilirsin,Lydia'' dedi odaya girerek Melissa. Lydia sevindiğini belli ederek teşekkür etti. Ve Lydia'yı üstünü değiştirmesi için Allison'la yalnız bıraktık.

---------------------------------

Lydia'nın Ağzından


''Git başımdan, Stiles.'' dedim gergince. Durmadan etrafımda dolanıyordu ve bu sinirime dokunmaya başladı. ''Sen iyi olana kadar hiç bir yere gitmiyorum, Lydia.'' dedi. Cidden yüzsüzdü. Beni umursuyordu. Ama biraz fazla umursuyordu. Beni sıkıyordu. Artık sıkılıyordum. ''Stiles! Git artık. İyiyim görmüyor musun?'' dedim sertçe gitmesini umarak. ''Lydia, daha yeni saldırıya uğradın. Sen bu yatağa girene ve gözlerin kapanana kadar hiçbir yere gitmiyorum.'' dedi kararlılıkla. Cidden inatçıydı. Beni neden bu kadar önemsiyordu anlamıyordum. Kararını değiştiremeyeceğimi anlayınca oflayarak yatağa girdim ve gözlerimi kapadım. Bilincimin kapanacağı sırada bir el saçlarımı okşamaya başladı. Gözlerimi açmaya çalıştım. Ve Stiles fısıldadı. ''Uyu Lydia.'' Ve bilincim tamamen kapandı.

------------------------

Gözlerimi açtım ve yataktan kalkıp banyoya doğru ilerledim. Yüzümü yıkadım ve hazırlanıp evden çıktım. Kapıda Stiles beni bekliyordu. Yine mi sen bakışları yolladım ona. O da 32 diş sırıtarak ''Günaydın, Lydia.'' dedi. Cevap vermedim ve direkt arabasına bindim. ''Nasılsın?'' diye sordu yine cevap vermedim. Cevap vermeyecektim. Artık benim etrafımda bu kadar dolaşmasını kaldıramıyordum. Birden ani bir frenle durdu ve kenara çekti. ''Neler oluyor, Stiles?'' dedim kafamı ona doğru çevirerek. Sinirliydi. ''Lydia, neden bana böyle davranıyorsun?'' dedi hem üzgün hemde sinirli bir sesle.''Gayet normal davranıyorum, Stiles. Beni korumaya çalıştığını anlıyorum ama beni cidden sıkıyorsun.'' dedim sesimi yükseltmeden. ''Çünkü etrafında olmadığımda başına bir şey geliyor.'' dedi sinirlenmeye başlayarak. ''Kendi başımın çaresine bakabilirim, Stiles. Benim için endişelenme artık.'' dedim sıkılmış gibi yaparak. ''Böyle mi başının çaresine bakıyorsun sen?'' diye bağırdı bana. Bir an afalladım. Ve konuşmaya başladı. ''Lydia, seni korumaya çalışıyorum ama sen bunu anlamıyorsun. Sen kaybolduğunda sabah akşam seni arıyorum, seni bulmaya çalışıyorum. Yanında olamadığım için kendimi suçluyorum. O ameliyathanenin kapısında beklerken neler hissettiğimi biliyor musun sen? Ama bilmezsin ki. Çünkü tek gördüğün etrafında boş boş dolaşan Stiles! Yanında olmadığımda başına hep bir şeyler geliyor. Artık senin kaçırılma haberini almak istemiyorum. Merak edip senin evine geldiğimde kırılmış bir biblo ve duvarda kan izi görmek istemiyorum. Anladın mı? İstemiyorum!'' diye bağırdı. Gözlerim dolmuştu. Cevap veremedim. ''Artık senin için endişelenmek istemiyorum, Lydia.'' dedi fısıldayarak. ''Hep kendimi suçluyorum. Hep senin yanında olmadığım için kendimi suçluyorum. Benim yüzümden diyorum. Benim yüzümden.'' dedi karşımda gözleri dolarken. Bende gözümden düşen yaşa engel olamadım. Elimi yanağına götürdüm. Yüzümü yüzüne doğru yaklaştırdım ve alnını alnıma dayadım. ''Senin yüzünden değil. Senin yüzünden değil. Benim hatam.'' dedim fısıltıyla. Gözlerini kapadı. Bende gözlerimi kapadım. Bilmiyordum ama içimde bir yerlerde bu anın hiç bitmemesini istiyordum.

-------------------------------

Scott bizi Derek'in deposuna çağırmıştı. Stiles'la birlikte geldiğimizde kapıyı çaldık. Kapıyı Allison açtı ve 'girin' işareti yaptı. İçeri girdik. Herkes buradaydı. sorar gözlerle baktım. Scott konuşmaya başladı. ''James'i aldılar. Geldiğimizde depoda değildi. Onu kaçırmışlar.'' Ardından gözlerini bana döndürdü ve ''Lydia, açıkçası senin için endişeleniyoruz. Hedefin sen olduğunu söylediler. Yine peşinde olabilirler.'' dedi sıkıntıyla. ''Yani?'' dedim sorarak. ''Kendine dikkat etmen gerekiyor.'' dedi Derek gergince. ''Ne zamana kadar?'' dedim hafif sinirle. ''Yakında onları bulacağız. En azından onları bulana kadar kendine dikkat etmen gerekiyor.'' dedi Scott. ''Hayatım boyunca bundan kaçarak yaşayamam. Her gittiğim yerde tedirgin olarak yaşayamam. Görmüyor musunuz? Bizimle eğleniyorlar. Bizimle dalga geçiyorlar. Her zaman bizden bir adım öndeler. Biz onlar hakkında ne biliyoruz, ha? Hiçbir şey! Ama onlar bizim her şeyimizi biliyorlar. Bizi gelip kolayca evimizden alıyorlar. Kaçırıyorlar. Oyunlar oynuyorlar. Planlar yapıyorlar. Ya biz ne yapıyoruz? Oturduğumuz yerden gelmelerini bekliyoruz. Ancak biri kaçırılırsa ve onu bulursak düşmanımızın ki olduğunu öğreniyor, onun dışında hiçbir şey bilmiyoruz, yapamıyoruz. Böyle mi devam edecek? Bu gidişle bizden biri ölecek göremiyor musunuz?'' dedim sinirle. Derek bana döndü ve ''Kaybedeceğimizi mi söylüyorsun?'' dedi sorarak. Herkese sırayla göz gezdirdim ve konuştum. ''Hayır, çoktan kaybettiğimizi söylüyorum.''

İmkansız \ StydiaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin